ses kayıt cihazı alıp konuşup sonra onun dökümünü yapmayı düşündüm. denemedim ama öyle bi şey yapsam bu sefer de heyecanlanır konuşamam kesin saldfkşjsadf.
bu duyuruyu bi süre tutucam, çok işe yarar bi öneri alamazsam da çok samimi içimi döktüğüm için sonra silerim. yazamıyorum yhea.

ya soru biraz garip gelebilir ama okuyor musun peki?


"dostum siz şemsiye yapın, hep şemsiye yapın, sadece şemsiye yapın." demeye gelmiştim, çünkü böyle şikayette bulunanlar gözlemlerime göre gerçekten yazamayan insanlar oluyor ama sonlara doğru samimiyetini hissettim ve böyle kestirip atmayayım dedim. ingilizce biliyorsan kaynak göndereceğim. bilmiyorsan da bazı taslaklar üzerinden egzersizler yapman gerekecek. kurgu oluşturma, karakter oluşturma, kendin için bir üslüp-biçim oluşturma... gibi. bir de, özellikle türkçe'nin kullanımını zorlayan, yeni baştan türkçe öğreten (ahmet hamdi tanpınar, hasan ali toptaş) gibi yazarlar, hikaye yazmak motivasyonunu yaratan (barış bıçakçı gibi) yazarlar okuman şart. dil biliyorsan yine, kelimelerin hikayesine ve gerçekten anlamlarına nüfuz etmeye bak. ufkunu açar. bir de temel trajediler, kahramanın yolculuğu üzerine bak. az çok klasik dramatürjiyi öğren, elinde ne olacağını, ne yapabileceğini bilirsin. gerisi senin potansiyeline kalmış.


hiperaktivite, dikkat dağınıklığı, uzun vadeli düşünememe, öz disiplin eksikliği ve hepsinin ortak paydası üşengeçlik. bu 5 şeyle bi alakan varsa ondan olabilir.
eğer yukarıdakilerle alakası varsa benim gözlemim:
insanlar konuşurken ya da sunuma hazırlanırken bunları yapmak zorunda olduğun için konsantre olabiliyosun ve üşenmiyorsun. ama iş yapmak zorunda olmadığın bir şeye, maruz kalmadığın bir şeye gelince kendini yeteri kadar zorlayamıyosun.
yukarıdakilerle alakası yoksa yazmak üzerine okumanı tavsiye ederim. üstteki charlie kaufman'ın da dediği gibi önce taslak ve outline daha sonra 3-4 taslak daha sonra taslakların revizyonu şeklinde gidebilirsin.
