selam herkese, şimdi böyle kitap kulüpleri oluyor, insanlar belirlenen bir kitabı okuyor ve sonra o kitap hakkında konuşuluyor. ben bunu yapamıyorum, çok kitap okurum, severim de okumayı. okuduğumu anlıyorum da fakat o kitap üzerine konuşamam. hatta kitap kulüplerine gitmek istiyorum ama gitsem tek kelime edemem. siz nasıl yapıyorsunuz? bunu yapabilmek için eğitim mi almak lazım, kitabı okumak yetmiyor mu? ben buna çok kafa yoruyorum. hatta mesela bir ülkenin edebiyatını seçip, herhangi bir yazarın bütün kitaplarını okuyup daha sonra diğer yazara geçeyim diye düşünüyorum. bu saçma mı olur? okuduğum kitap hakkında konuşabilmek istiyorum. bu söylediğim şeyi resmen ödev gibi yapmak istiyorum. tavsiyeleriniz olacak mı?




 

ekşi sözlük, twitter gibi yerlerde yazmayı denesen yorumlarını?

Hatta twitter'da tematik bir hesap açıp sadece kitap yorumları yapsan güzel olur. ben takip etmek isterim öyle bir şeyi.

Gün gelir bir de bakmışsın kitap, edebiyat dergilerinde köşe yazısı yazıyorsun :)

pardonan

olaya çok uzak olsam da madem böyle bir özelliğin yok bu özelliği geliştirmek için yine de o kulüplere gitmelisin diyorum. illa konuşmak zorunda değilsin. ilk etapta insanlar neler anlatıyor, kitabın neresinden sohbet ediyorlar, neleri vurguluyorlar, tartışma neler üzerinden yürüyor bunları ancak bu tarz yerlerde öğrenebilirsin bence. dinleye dinleye konuşmayı da öğrenirsin bence. bu arada bir yazarı okuyup bitirmek çok tek düze olur bence. sıkılırsın yani çünkü genellikle benzer üsluplarla yazıyor yazarlar. asgari 3-5 yazar belirleyip dönüşümlü olarak kitaplarını okuyup bitirsen bari çok daha çekici gelebilir.


edit: ne çok bence yazmışım.

syozkn

pardonan, takip edemezsin ben öyle bişey açsam, çünkü bişey yazamam :))
sorun konuşamıyor olmam.

rock n roll

cok sey yazdim ama silindi, murat gülsoy'un blogunu takip et. bu işler hemen olmuyor, yavaş yavaş su akiyor yolunu buluyor.

jaygatsby

kitap tartışma usulüne hakim değilim, kitap kulüplerine de katılmadım; ancak kendi açımdan yazarı biraz olsun tanımanın yazdıkları hakkında konuşabilme imkanı sağladığını düşünüyorum. örneğin 2. dünya savaşı zamanlarında ve sonrasında alman edebiyatında öne çıkmış romancıların kitaplarını okurken, ideolojilerinin, düşüncelerinin yansımasını kitapta görebiliyorsun; kitabın konusunun savaşla uzaktan yakından alakası olmasa bile. böylece o yazarın kitaplarını okurken konuşabilecek çok daha fazla şey bulabiliyorum mesela.

yine de tek yazarın üst üste tüm romanlarını vs. okumak sıkıcı olabilir. ben yaya yaya yapıyorum, fakat kendine dönem belirleyip o döneme damgasını vurmuş yazarları karıştıra karıştıra okumanın faydası olabilir.

ayrıca deneme türüne ait kitapların yorumlanması da daha kolay +1.

treamorg

Şu halinle mükemmelsin resmen. Bugün biri daha yazmış yok şöyle çok kitap okuyorum, şöyle çok tiyatroya gidiyorum, yanımda sıkılmazsınız, bunlar hakkında konuşurum yazmış. Yahu insanlar bunun 4 yıl eğitimini alıyorlar? Sen kimsin iki kitap okudun diye kendini bir şey sanıyorsun ya? Kitap okuma hobisinin olması çok çok güzel bir şey, yanlış anlaşılmasın. Ama gidip kritiğini yapmak için, önce bunun eğitimini almak gerekiyor. Profesyonel okuma diye bir şey var ama insanlar bundan habersiz ne yazık ki. Sırf millete hava atabilmek için konuşuyorlar da konuşuyorlar. Ülkede kimse eğitime, eğitimliye değer vermiyor resmen. Herkes eczacı, herkes doktor, herkes öğretmen, herkes filolog.

En iyisini sen yapıyorsun. LÜTFEN onlar gibi olma. Çok komik görünüyorlar ama farkında değiller. Okuduğun kitap hakkında fikre sahip olmak ve bunu konuşmak normal, ama kitap hakkında kritik yapmak sadece komik.

equine

bayılıyorum ya sözlük, duyuru gibi internet üzerindeki ortamlarda yüzyılların gelenekleri, kanıtlanmış bilimsel gerçekler, yıllar süre mesleki kariyerler, her şey içine küfür argo katıştırılmış üç beş cümle ile alaşağı ediliyor. yerden yere vuruluyor.

kitap hakkında konuşmak da neymiş, kimmiş onlar, kendilerini ne sanıyorlarmış, vay arkadaş vurun kahpeye. utanmadan kendisini entelektüel olarak görüyor bir de.

öncelikle kitap kulübü denilen şey 4-5 tane arkadaş (ki çoğu zaman arkadaş olmak da gerekmiyor. buna aktivite arkadaşlığı deniliyor) arasında yapılan bir şey. çay, kahve içiyorsun okuduğun kitap üzerine konuşuyorsun.

ne yazık ki bizde kitap kulübü vb gelenekler yok. toplantıya katılanların eğitim seviyesi, yaşı, okumaya ayırabildikleri vakit, kitap okuma alışkanlıkları vb temel alınarak binlerce çeşit kitap kulübü olabilir.

bunun basılmış bir kuralı, bir prototipi yok. 4-5 kişi arasında yapılan bir eylem. kimsenin kimseye hava attığı yok. belli bir amaçla bir araya gelinmiyor. seninle aynı zevkleri paylaşan insanlara geçirilen hoş bir 2-3 saat bu kadar.

elbette ki Oxford edebiyat bölümü mezunlarının okuyacakları kitaplar ve yapacakları tartışma ile İstanbul'daki ilkokul mezunu ev hanımlarının okuyacakları kitaplar, ve tartışmaları çok farklı olacak. ama bunlar kimin umurunda. amaç 4-5 arkadaş hoş vakit geçirmek.

arkadaşlar hoş vakit geçirmenin dışında insana okuma alışkanlığı kazandırması, bilinçli okumayı öğretmesi, edebiyatı sevdirmesi, düşüncelerini bir araya toplamana yardımcı olması gibi bir sürü de pozitif katkısı var.

4 senedir kitap kulübü toplantıları düzenliyorum. her hafta toplanıyoruz. ve düzenli olarak devam eden 5-6 arkadaşız. çok eğleniyoruz. bize çok şey kattığına inanıyorum.

kitap kulübünün sözlük, duyuru ve üzerinden tanıtımını yaptığım için bu konuda çok mesaj alıyorum. sorulan sorular çok mu entel-dantelsiniz. gelenleri eziyor musunuz? arkadaşım biz psikopat mıyız, hasta mıyız? niye gelenleri ezelim. amacımız yeni üye çekmek. tam tersi çok da şirin davranıyoruz. ayrıca etimiz ne butumuz ne ki insanlara hava atalım, ezelim? bence herkes çok fazla ilber ortaylı seyrediyor.

insanları okuduğun kitapla nasıl ezeceksin? ben edebiyatla akademik olarak ilgileniyorum. edebiyat bölümünde derslere giriyorum. orada hocalar bile kimseyi ezmiyor. nasıl bir zihniyet bu? yazılanları okudukça şaşıyorum.

internet insanlara çok şey kattığı gibi çok da zarar veriyor. insanlar oturdukları yerden tanımadıkları insanlar hakkında nefret dolu, cahillik dolu sayfalarca şeyler yazıyorlar.

bu önyargılardan çıkın. herhangi bir toplantıya gidin. ya da 3-4 arkadaş toplayarak siz toplantı yapın. size çok faydası olacağını göreceksiniz. toplantıda bülbül gibi şakımak zorunda değilsiniz. ayrıca edebiyatla akademik olarak ilgilenen ve çok okuyan çok araştıran birisi olarak rahatlıkla kimsenin zaten edebiyattan anlamadığını söyleyebilirim. çok konuşanlar ne kadar boş olduklarını gösteriyorlar bana göre.

falan filan.

mea maxima culpa

@rok n roll sana kaç sefer git su toplantılara çekinecek bir şey yok dedim. çık git bir toplantıya. :) gayet aklı başında, eğitimli bir insansın. tutup da sağlam saçmalamazsan (ki kimse yapmaz bunu) ve fanatik konuşmalar yapmazsan her ortama girer çıkarsın.

ha şöyle bir şey var önemli olan toplantılara katılanlarla anlaşmak. sana uygun insanlar olmayabilirler.

örneğin benim sigara alerjim var. sigara içilen ortamları, gürültülü ortamları sevmiyorum. gürültülü müzik, sigara ve içki üçgeninde toplantı yapanlar oluyor mesela. bir kez gittim böyle bir toplantıya. 1 saat sonra başağrısıyla özür dileyerek kaçarak uzaklaştım. böyle şeyler olabilir.

mea maxima culpa
1

mobil görünümden çık