Bal akan nehirler, huriler, aynı anda bir çok yerde olabilmeler falan? Tasvirler hep bu yönde mi ilerliyor? Yoksa işin manevi boyutuna yönelik tasvirler de var mı?

Cehennemde de çılgıncasına yanacağız anladığım.. Oradaki yanma vicdanla alakalı değil, yüreğimize öküzler de oturmuyor; varsa yoksa yanıyoruz galiba ki eğer öyleyse bu konuda black mirror yazarları bile daha iyi senaryolar üretebiliyorlar.

Dindar biri olmadığımdan ve dolayısıyla açıp bir şeyler okuyayım dediğimde nokta atışı bilgi de edinemeyeceğimden bilgisi olan anlatırsa sevinirim.

Not: Bilgi edinmek amacıyla yazıyorum, herhangi bir kinaye veya taşlama niyetim yok. Ama yapılan tasvirler sadece maddeselse hayretlerden hayret yaşayacak gibi duruyorum.

 

arabların analayacağı şekilde yazılmış işte. vicdan azabı yaşayacaksın deselerdi sallamazlardı ama yanacan orada deyince tırstılar.

air

tasavvufi bir ortamda şunlar anlatılmıştı. bal börek huri değil en güzel şey allahın suretine bakacak olmamızmış. yani aklımıza yemek içmek dahi gelmeyecekmiş. hurilerin farkında bile olmadan saatler değil seneler yüzyıllar boyunca sadece allahın cemaline bakarak mest olacakmışız. o günden sonra dinle falan ilgim alakam bitmişti gerçekten.

ground

@ground
işte ben de orada takılıyorum.. tamam güzel, allahın suretine bakacak olmak muazzam bir şey olabilir, belki gerçekten kelimelerle de ifade edilecek bir şey olmayabilir; fakat kişi-ruh vs. onun üzerindeki yansımasını dile getirebilmesi gerekmez mi mevcut kitabın? yani sen maddi şeyleri ballandıra ballandıra anlat ama iş allaha gelince bunların hepsinden üstün de ve kes at orada (eğer bildiğim kadarıyla ise).. iyi de bal akan ırmaklar benim umrumda değil ki, sevmem zaten ben bal.. ee noldu, o zaman allahın kıymeti azaldı mı?

anlayamıyorum..

sustum

Bence dini kitaplar son derece somut yazılmış. Bu yüzden düşünceyi de fazla basite indirgiyor. Yoksa kim, nasıl anlayacak orada yazanları? Yaratan ile ilgili şeyleri anlamlandırabilmek için Kabala'yı tavsiye ederim.

elitist

kutsal kitaplarda freud psikanalizi ya da sartre varolusculugu mu ariyorsun :)
yeme icme ve seks odulu vaad ediliyor iste. biraz daha temel ustu insanlar icin de hic cailsmama, iyi insanlarla komsu olma, surekli keyif yapma filan var.

from potomac to kuban

@cigerdelen

bence kendisi çok iyi biri olabilir ya da gerçekten çok ayarsız bir sistem kuran sakar biri de olabilir ama herhangi bir dine kısıtlamıyorum da kendisini.. yani onun varlığını illa bir din temeline oturtmak bana mantıklı gelmiyor ve dediğim gibi kendisinin de nasıl bir mantıka sahip yaratıcı olduğuna da emin değilim.. bu durumda benim zannım tederrüt barındırıyorken kendisini nasıl tahayyül edebilirim ki?

her yerde bir çelişki mi olmak zorunda ya da görmek zorundayım?

sustum

"Andolsun ki sen bundan gaflet içindeydin. İşte senin üzerindeki (gaflet) perdeni kaldırdık. Artık bugün görüş-gücün keskindir." kaf 22.

yani dünyadaki gibi bir göz ve görmeye sahip olmayacağından bahsediyor.

hzben

@hzben

o zaman neden maddi tasvirler yapılmaya çalışılıyor, neden ballar, ırmaklar anlatılıyor da manevi boyut hiç paylaşılmıyor.. veya maneviyat bu kadar önemliyse niçin maddi tasvirler yapılıyor..

tamam şunu kabul ediyorum, sevdiğin bir insanın sana hissettirdiklerini anlat desen birine, ne anlatırsa anlatsın o kafaya erişemezsin, kabul.. fakat onu anlatma gayesi içinde olan insan da araya "bu arada havuzlu evi falan var, şaraplar gırla zaten, altta mahzeni var.. adeta küçük bir saray yavrusu" falan da demez, diyorsa da sevgisinin samimiyetinden ben şüphe ederim şahsen..

bilmiyorum ama her ne kadar tarafsız bir gözle bakayım da desem biraz eşeledikçe bir öğretinin, bir dinin samimiyetine inanamıyorum.. muhtemelen kendi inançsızlığımdandır, kimsenin düşüncesine bir şey dediğim yok tabii.. neyse..

sustum

bak şimdi kuran gönderildiği dönemin en seviyen yaşam şekillerine göre tasvir yapmış. yüksek döşeklerde oturmaktan bahsediyor mesela, sen şu an yüksek döşekte oturmak ister misin? burada yaratıcı insanların dünyada peşinde koştukları şeylerin ancak kendisi tarafından verilebileceğini vurgulamış. yani eğer iman ediyorsan senin dünya hayatında görebileceğin, ya da hayal edebileceğin her şeyi yapabilecek bir yaratıcı olduğuna inanmanı istiyor.

bugün sütten akan ırmak sana nasıl saçma geliyorsa o gün o insana ferrari ile gezeceksiniz demek te o kadar saçma olurdu.

hep genç kalmak, istediğin her şeyi elde edebilmek, bunun için çaba sarf etmemek, en güzel eşlere sahip olmak, gibi temel insan dürtülerine hitap etmiş. yani imanın asıl amacı 1400 yıl önce sana en iyi atı vereceğim diyen yaratıcının 2000 yılında ferrari verebileceğine inanmaktan geçiyor.

hzben
1

mobil görünümden çık