Bir iktidarı diktatörlükten ayıran meşruluğudur değil mi? Yoksa iktidarı direkt devlet olarak görüp devlet mi demeliyim?

Bir de "Bu diktatörlüğü bir devlet olarak inceleyecek olursam..." girişli bir cümle kurdum ilgili yönetimi devletlerden birine benzetmek amacıyla. Komik duruyor mu ki? Hani diktatörlük yönetimi de devlettir diye direkt benzetmemi yapayım mı yoksa diktatörlüğü devletten ayrı tuttuğumu belirteyim mi? Bence diktatörlükle devlet aynı şey değil ya. Devlet meşru olmalı bir kere!

Nebleyim beynim durdu gece gece şu diktatörlük devlet iktidar halk hepsi karıştı. Bu saatte bu konularla ilgili ve beyni yerinde birileri vardır umarım. Beni bu dertten kurtarın lütfen. :<

 

öncelikle meşruiyet nedir ne değildir bunu sorgulaman lazım. günümüzde yaygın olarak kabul edilen biçimi kaynağını halktan alan biçimdir. ancak bunun dışında krallıklar vs. meşruiyet kaynağını ilahi güç olarak da gösterebilir. ya da bambaşka şeyler olabilir.
diktatörlük bir devlet biçimi değil yönetim biçimidir.
bu arada eğer elinde silah varsa fiziksel kuvvetle de meşruiyetini sağlamış olabilirsin.

vartuhi

Iktidar guc demek. Diktatorluk gucun tek kiside toplanmasi. Bunlari birbirinden ayiran bircok sey var cunku farkli kavramlar. Mesruiyet ise insanin ahlaki bir kavrami. Hukuki zemin olarak yorumlanabilir kismen.
Kavramlari cok karistirmissiniz.

f_d

şimdi öncelikle hükümet devlet farklıdır temel bilgisiyle iktidara direk devlet dememelisiniz.

sonrasında weberin devlet tanımındaki meşru şiddet kullanma tekelini yasalara dayanarak elinde bulundurması kısmı sizi ikileme düşürmüş olabilir.
diktatörlük yönetim biçimidir. yönetim şekli ile yapıyı karıştırmış olmalısınız.
tabiki diktatörlükler de devlet olabilir. totaliter devletleri yada tek parti diktatörlüklerini bu şekilde açıklayabilirsiniz. Diktatörlük varsa devlet yoktur diye bir şey söz konusu değil.

gis

@f_d Diktatörlük gücün tek kişide toplanması demişsiniz. Tüm krallar diktatör mü oluyor bu durumda? Yani diktatör olmak için gücün toplanmasının yanı sıra bir baskı olması gerekmez mi?

@vartuhi Fiziksel kuvvetle meşruiyet sağlamak diye bir şey var mı gerçekten? Yani bir diktatörün halkı terörle susturması, sindirmesi meşruiyeti kazandığı anlamına gelir mi? Yazıda söz konusu diktatörün halkın rızasını almaktansa korku aracılığıyla halkın rızasını yok ettiğine değinmiştim de. Eğer dediğiniz gibi bir durum varsa gerçekten diktatör rızayı yok etmektense rızayı korkuyla kazanmıştır şeklinde bir düzeltme yapmam gerekecek.

Kusura bakmayın yine çok karıştırmış olabilirim ama yazdıklarınızı tam olarak sindirmem için kafamda soru işareti kalmaması lazım. Bunca yıl doğru bildiklerimden şüpheleniyorum da şu anda. :>
Yazı bitsin diye baya zorluyorum kendimi. Sanırım böyle zorlamaya devam edersen yazının sonunda kendi adımı bile doğru yazmayacağım. Ama durmak yok yola devam!

okuyamıyom ben ya

aslına bakarsan @gis in anlatımındaki weber tanımında devlet verili bir bölge içerisinde meşru fiziksel şiddetin kullanımını elinde bulundurmasıyla tanımlanıyor. bunun meşruiyetini ne sağlar sorusu dönemlere ve coğrafyalara göre değişir. halkın rızasını almak demişsin bunun günümüzdeki uygulaması seçimler yoluyla olanı ama tarih boyunca değişik şekillerde meşruiyet sağlanmıştır. naziler iktidara seçim ile gelir ancak ondan sonra seçimleri kaldırırlar. kaldı ki halkı korkutmak vs. her devlet çeşidinde var. charles tilly war makes state, state makes organized crime diye bi cümle kurar. her devlet çeşidinin içinde korku faktörü vardır.

vartuhi

Evet dikte etmeyi barindiriyor. Ama guc tek kiside toplaninca, o kisinin sozu yasa oldukca, buyuk kucuk bazi seyleri dikte edebilir ve edecektir, degil mi?

f_d
1

mobil görünümden çık