Hem okudum hem çalıştım 3 yıldır. İşim de çok yoğun olduğu için hafta sonlarımın tamamını ödev yapmaya verdim ve 3 yıldır hiç hafta sonum olmadı neredeyse. Şimdi bütün bunları ne için diye sorguluyorum. Hayatım okumakla geçti lan resmen...
Yorulmuşum ben baya okumaktan. Şimdi keşke hiç yüksek lisansa başlamasaydım diyorum çünkü bana para ve kariyer anlamında bir şey katmadı...
Yani şirkette yükseldim ama yüksek lisansımın hiç etkisi yoktu bu yükselişte. Offf baya bıkmışım evet. Uzun bir süre sınav görmek istemiyorum.

Sorguluyorum, hem de her gün.
Yüksek lisansa başlama nedenlerimden ilki askerliği tecil ettirebilmekti. Onu hallettim 3 yıl kafam rahat. Okul hayatını özlediğim ve sektördeki düz adamlardan farklı olabilmek için başladım diyebilirim. Ama benim de işim oldukça yoğun. Haftada 1 gün izin var ve o günde de sunuma hazırlanıp, makale yazmaya çalıştığım için kendime vakit ayıramıyorum. Spora gidiyordum bırakmak zorunda kaldım. Yüksek lisansta hocalar biraz farklı olur, kendimi geliştiririm, ufkumu açarlar diyordum. Ama ne yazık ki hala aynı kafadalar. Sektörde hiç bir şey yapamayan adamlar-kadınlar başka hiç bir şey yapamayacakları için akademisyen olmuşlar. Bilimsel anlamda ne üretiyorlar, hangi yaralı parmağa işiyorlar bilmiyorum. Sadece işkembeden atıp tutuyorlar. Kendilerine verilen kürsüyü kaybetmemek için yapışıyorlar. İktidarla otoriteyle ters düşmemek için taklalar atıyorlar. Gözetim toplumu, kültür endüstrisi, Marksizm, eleştirel teori vs vs atıp tutuyorlar. Sonra iş gündelik hayatla ilgili ufak bir duruş sergilemeye geliyor, iktidardan korktukları için 3 maymunu oynamaya başlıyorlar. Okula girerken ceplerimizin, çantalarımızın içine ellerini sokup didik didik arayan güvenlik görevlilerine çıkıp bir şey demiyorlar. Ama gözetim toplumu konusunda ''Ne güzel konuşmuş Foucault, I love you Adorno ♥♥, çok yaşa Benjamin serseri dahi ♥♥ '' demesini biliyorlar.


ilkokulun ilk gününden şu saniyeye kadar hep sorguladım. okulda geçen her dakikam ziyandır bence. şu anda da ödev yapıyom amk yüksek lisans kadar gereksiz bişey yok. bıraksak para yanıyor


okuma amacımı değil de çalışma amacımı çok sorguladım. iş hayatı iğrençtir.
keşke ömrümün tamamı okul köşelerinde, kütüphanelerde, fotokopicilerde geçse.


keşke sadece okuyarak ömür geçirebilsem. olmuyor tabii.


evet bir de bu var... çalışma hayatımı da sık sık sorguluyorum.
2 kuruş para alıcaz diye sabah 6:30 da her gün kalkıp sıkış sıkış otobüste işe gitmeye çalışıyorum 1 saat boyunca. offf ne boktan lan herşey :)


yüksek lisansı bilemem ama şartlardan dolayı üniversite okuyamamış ve 45 yaşından sonra üniversiteye girmeyi hayal edenler de var.


Benim sorguladığım lisans değil ya. tamamen yüksek lisans. tabi ki okuduğum üniversite sayesinde iş buldum ve bir mesleğim var ama yüksek lisans tamamen boş ve bana bir şey kattığını düşünmüyorum. üstelik lisanstan çok daha fazla yordu beni ya. 3 yılda hayat enerjimi sömürdü yedi bitirdi.


bu sene bende başlıcam çalışırken yüksek lisansa. çok iyi motive ettin be!
aramızdaki fark en azından sen para ve kariyer için okumuşsun. ben kendim için.


eski kız arkadaşım oha denebilecek bir eğitim geçmişine sahipti ve birde üstüne doktora yapıyordu, bütün bunlara rağmen gayet punk'dı kendisi, açıklaması ise basit ve gayet net'di (ki bende aynı şeyleri düşünüyorum) sistemi içerden çökertmek için.
şöyle düşünün, solcu arkadaşlar her gün memleketi kurtarıyorlar ama çalıştıkları iş yerlerinde hiç bişi yapmıyorlar, öte yandan başkaları (cemaat evet) o sisteme dahil olup onu değiştirmek için çaba gösteriyorlar. okumanın tek amacı var, sisteme dahil olmak yada değiştirmek. hangisini seçeceğin senin ideallerin ile ilgili bişi. tabii örgütlenmek de önemli


ohh 15 sayfa copy-paste ödevimi de bitirdim, nasıl olsa okumadan notu verip geçecek.
