[q]
(11) 

içim acıyor

federer #876128
bu dünyada benim görmeye katlanabileceğimden çok fazla acı var... allak bullak oldum.

az önce küçük bir çocuk gördüm eve yürürken -istanbul'da olanlarınız yağmuru ve soğuğu biliyor- çöp tenekesinin yanında... yerdeki poşetleri karıştırıyordu yavrucak. içim sıkıştı resmen, dedim ne yapıyorsun, ekmek parası abla çalışıyorum dedi... miniminnacık ama, boyu 100 cm bile yoktur, olsa olsa ikinci sınıfta, üzerinde ince bir mont...

dedim bak bugünlük ekmek parasını ben vereyim ama ne olur git durma burada bu soğukta... verdim cüzdanda olanı, çok bir şey değildi, hem öğrenciyim hem de nakitle hiç gezmem neredeyse...

hüngür hüngür ağlayarak döndüm eve...
siz nasıl baş ediyorsunuz bu gördüklerinizin yarattığı üzüntülerle? ben çok acı çekiyorum, yemin ediyorum kahroluyorum, ne için yaşadığımı, saçma sapan dertlerimi sorguluyorum...

 

aynı şekilde hissediyorum. John coffey gibiyim resmen. çocuklukta da böyleydim. yolda yaşlı bi amca görüp, zar zor yürüyor, evlatları nerede? yazık diye kendimi odaya kapatıp ağlardım.

çok fazla acı var. görmediğimiz, bir iki satır haberde duyduğumuz neler neler var dünyada. herşeyin bir halisülasyon olduğunu falan ummak istiyorum.

üzerlerinde düşünmemeye çalışıyorum, haberleri izlememeye çalışıyorum. elimden başka da bişey gelmiyor.

hushhush

Mevzu insanlar olunca hicbir sey hissetmiyorum. Acima, uzulme duygum yok.

rayde

Tüm o trajedileri oraya ben koymadim ve su an elimden bir şey gelmiyor, diye düşünüyorum.

damdanakan

Allah, onları, görüp de haline şükredesin diye yaratmış. Şükret. Şükür namazı kıl 2 rekat rahatlarsın.
*grabs popcorn*

bay meraklı

Benim de sinirlerim bozuluyor. Bu nedenle kışları hiç sevmem. Yaz günü her yerde uyursun bir şey olmaz ama karda kışta çok zor. Görüp, bir yandan da hiçbir şey yapamıyor olmak daha fazla üzüyor.

lcha

çok net hatırlıyorum, 5 yaşında filanımdır en fazla, sokakta dilenen beyaz saçlı sakallı yaşlı amcalar görüyorum, bütün gün ağlıyorum "neden" diye. "elimde olsa hiçbirini aç açık bırakmazdım" diyorum. çocukluğum böyle şeylere ağlamakla geçti, neden bilmiyorum, yaşlı amcalara ayrı bir yanardı hep canım. tabii o zamanlar sadece muhtaç olduğundan dilenir sanırdım insanlar, çocukluk işte.

hala daha canım yanıyor böyle şeyleri gördüğümde. hala daha tüm gün ağlayabiliyorum. açıkçası dayanamıyorum, dayanamadığım için bakmamaya çalışıyorum. hiçbirini aç açık bırakmayacak güç elimde değil çünkü. hem bunu bilmek hem de onları görmek içimi daha da yaralıyor. görmemeyi tercih etmek zorunda kalıyorum.

devilred

şu ayak takımı bi isyan etse de aralarına karışsam, yağlı domuzları ve muktedirin şürekasını, eski yeni yeşil mor demeden kıtır kıtır kessek diye düşünen bi ben varım sanırım :(
olm niye üzülüyorsunuz. öfke üzülmekten çok çok daha sağlıklı bir duygu. öfkelensenize? belki yanlış bi şey falan yaparsınız, dünya değişir. belli mi olur bu işler?

namus ninjası

Benzer acılar ve gerçek fakirler, semt pazarları toplandıktan sonra tezgahlardan geriye kalan çürükleri yerden toplamaya gelenlerde de görülebilir. Ki o görüntü insanın ağzına sıçan cinsten oluyor.

Geçende markete giderken yol üstünde 7-8 yaşındaki bir kız çocuğu dileniyordu. Ben kasada sıra beklerken bu kız çocuğu geldi, biraz önce dilenerek aldığı 1 küsür lira bozuk parayı markette çalışan çocuğa verip mandalina istedi. Lan dilendiği para ile mandalina alıyor. Öyle "zengin dilenci" olmadığını ve o dilendiği para ile mandalina aldığını görünce tabii dağıldım. Marketteki çocuğa biraz para verip istediği alışverişi yapmasını söyledim, paranın üstü kalırsa da çocuğa ver diyip çıktım.

Bu hayat bazıları için çok zor. Eskiden belki verilen para kendi fakirimize, dilenmek zorunda kalana yetiyordu. Ama Suriyeliler geldikten sonra kendi fakirimize bir de Suriyeli dilenciler eklendi. Neyse çok laf var söylenecek yine siyasete bağlanacak buradan.

hiko seijuro

2pac'ın dediği gibi; "savaşlar için paraları var ama yoksulları doyuramıyorlar."

hayat zaten ilginç bide bu ilginçliği daha da enteresanlaştıranlar da var.

2 yılda emekli olacak olan milletvekillerinin halkların geleceğini, özgürlüğünü, refahını vs düşünenler(?) bile... onlar 2 yılda emekli olacaklar ama halklarına o 2 yılı çok görecekler.

evrim ağacı admini çağrı mert bakırcı'nın da dediği gibi; "doğal seçilime en çok benzeyen sistem kapitalizmdir."

yani ortama uyum sağlayan hayatta kalır, sağlayamayan gebermeye mahkumdur. bunu sorgulayamazsınız. devlet politikaları bu şekilde işler.

yazacak çok şey var...

gargamel

Üzülmek güzeldir, çözüm üretmeye iter insanı. BU üzüntü niye var, fakir insanlar var, niye onlar var; adil gelir dağılımı yok ve kapitalizm vs gibi şeyler. BUna karşı napılabilir, mücadele edilebilir, sokağa çıkılır, eylemlere katılınır. Bu sistem devam ettiği sürece bu gibi insanlar ve hayvanlar ve Doğa böyle sefil yaşam sürmeye acı çekmeye devam edecekler. ONyıllardır bunamücadelesi veriliyor. Adil bir düzen için. Birilerinin zengin olup sömürmediği.

Almanyada filan işsizlik maaşı veriliyor, bu da güzel bir şey de 1000 lira verse neye yetecek İstanbulda.

Ve evet ben de duygusuz biri değilim, aksinedir hatta. Her köprüde dilenen Suriyeliler, yolda gelenden para istemeleri. Yüzlerce kilometre ötede bir köprüde onlarca saat oturmaları, aylardır giydiği kıyafetler, okula gitmesi oyunlaro ynaması gereken çocukların soğuktan iğrenç bir uykuda olmaları.....

90 yaşında kadın evladım para verir misin Allah rızası için diyor önünden geçerken, nasıl utanıyorum anlatamam. Ya da çocuklı bir kadın, ağlıyor bebeği. Niy geldim bu lanet dünyaya der gibi..

ÖBür tarafta tinerci diye tabir edilenler 1 lira istiyor. Ciğerim yanıyor, su içmem lazım diyerek.

Ben para vermemeyi tercih ediyorum, elimdekini ya da orda bir yerden almayı tercih ediyorum. En son leblebi verdim çantadaki.

Tayyipler Kılıçdaroğlular Demirtaşlar gelir, giderler. Bu insanlarsa suç ve cezadaki gibi ya suça bulaşacaklar, ya da soğuktan donarak ya da açlıktan ölecekleri günü bekleyecekler. Ağlamak, üzülmek çare değil, sorunu kökten ortadan kaldırmak, fakirkliği yok etmek için çareler düşünelim.

Dünyada her gün 10 milyojn ton yiyecek çöpe gidiyor ve bunllarla 1 milyona yakın kişi doyabilecekken. Lokantalar artıkları verebiliyor bu tür insanlara ama hangi birine yetsin.

Ve üstte Norveç zengin filan dedim, bu bir hedef olmamalı çünkü birininvarlığı birinin yokluğundandır. O ülkeler Afrikada sömrüdükleri, katlettikleri ağaçlar sayesinde fakir bıraktığı insanlar sayesinde böyleler. Yani evrensel sonuçları olacak çözümler lazım.

GEzi PArkındaki bir ortam gibi, dayanışma olan, herkesin bedava yiyip içtiği insiyatif alıp temizlik yaptığı iş bölümü yapıldığı bir ortam mesela.

Cursed Chico

O sokakta gördüğünüz çocukların yaşantısına ve dünyasına çok uzak olduğunuz için böyle duygularınız alt üst oluyor. İnsan bilmediği şeyler hakkında daima abartılı düşüncelere kapılırmış. Çocukluğunu bir kenar mahallede, bu tarz arkadaş gruplarıyla yaşamış insanlar, o çocukların hayatlarının sizinkinden nasıl da daha renkli ve eğlenceli olduğunu gayet iyi bilirler.

mountaincat
1

mobil görünümden çık