13 yaşındaydım, galatasaray uefa - süper kupayı kazanmıştı. çok sevinmiştim, o coşkuya ortak olmuştum.
sonra patır patır yaprak dökümü başladı hatırlarsınız. emre, okan, hakan, popescu, fatih terim, daha kimler kimler gitti takımdan.
bok mu vardı amk. uefa kupası kazanıp zor olanı da başarmış, süper kupayı almış takım. hayır yani daha ne istiyorsunuz? gidenlerden hangisi ihya oldu üstelik?
1. o zamanlar neden efsane kadro dağıldı? gidenlerden hangisi ihya oldu?
2. o kadro dağılmasaydı bugün galatasaray avrupada en azından real madrid, barcelona, city, chelsea gibi takımların ardından gelebilecek bir seviyede olur muydu?
Olmazdı. Porto da da aynısı oldu. Gelen teklifler oyuncu hayalleri, yıldız ihtiyacı, ve yaş faktörü.
kadrodan ziyade yönetim(faruk süren) terimle yeni anlaşma yapmaya pek yanaşmadı.
terim aslında kalmak istiyordu. zaten bir röportajında "kamp yapmayı kaldırmıştık. artık hepimiz birbirimizi tanıyorduk. devam etseydik bu işin sonu cl şampiyonluğuydu" gibisinde bir şeyler söylemişti.
tabi terim gidince bi otorite zayıflığı olduğundan hakan şükür'ün intere transferi gerçekleşti, sonra devamı geldi.
galatasaray gibi bir takımla yaşayabileceğin en büyük başarıyı zaten yaşamışsın. neden daha fazla kalasın ki? avrupa devlerinde veya büyük kulüplerde oynamak varken niye tekrar türkiye'ye dönüp petrol ofisi'yle, vanspor'la oynayasın? oyuncuların çoğu büyük piyasa yaptı ve uefa kupasını kendileri için bir sıçrama tahtası olarak gördü. cimbom avrupa devi falan değil. küçük-orta seviyeli takımlar, bu tip başarılar elde ettiği zaman oyuncularını kaptırır. yapılması gereken şey bu satışlardan elde edilen rakamları iyi kullanmak, bu tip kadroların devamlılığını sağlamaktır. yani her sezon yeni emreler, okanlar, popescular yetiştirmek ya da transfer etmektir. böyle böyle büyük takım olursun. "ulan ne güzel takımmış işte, keşke dağılmasaymış!" düşünceni normal insan kafasıyla çok makul ve normal buluyorum ama futbolun biraz içinde olan birisi bu soruyu saçma bulacaktır. biraz şey gibi oluyor çünkü, "ulan 500 lira zam almışsın, neden 2 bin lira daha fazla veren genel müdür pozisyonunu kabul ettin ki?"
ikinci olarak, o kadro dağılmasaydı galatasaray yine bundan farklı olmazdı. takımlar sezonluk başarılarla veya 3-4 futbolcuyla büyümez ya da küçülmez. takımları büyülten ve küçülten yönetimleridir. vizyondur, misyondur. türk takımları hiçbir zaman 10 sene sonrasını düşünmemiştir çünkü düşünememiştir. millet olarak başarı odaklı, sabırsızız. hem zirveye oynayayım hem de efsane takım olayım işi bayağı zor. o yüzden olmuyor.