Başa çıkma rehberlerine baktım, kullanma kılavuzu gibi şeyler yazıyor, dert etmeyin, kendinizi sakinleştirin, sorununuzu paylaşın vs. Bu kadar kolay olsa zaten dert etmem.
Kimisi var ki beni öldürmeyen güçlendirir diye yaklaşıyor. Her mücadele onlar için bir egzersiz. İmreniyorum.
İşin kötü yanı bazen yalnız değiliz, başkalarını da endişe etmekten korumamız gerekiyor. Kendim için başaramazken başkasına nasıl yardım edebilirim ki?
Geriye dönüp baktığımda her problem hayatımda yanık bir sayfa bıraksın istemiyorum. Nasıl yapmalı, nasıl devam etmeli hayata?
edit:27.06.15: sıkıntıyı azaltmanın yolunu yürüyüş, spor, dikkati dağıtacak herhangi bir şey yapmakta, sosyalleşmekte buldum. sıkıntı evde yalnız kaldıkça büyüyor.
kaygı bozukluğuyla ilgili bir hastalık geçirmiş ve bir süre tedavi görmüş biri olarak, psikoloğumun öğrettiği şeylerden aklımda kalanı özetlersem; bu tür 'fazla' endişe durumlarında, o fazla kısmın gereksizliği üzerine düşünüp kabulleniyorsun, sonra fazlası kalmıyor. 'dert etme' demek, 'geçiştir, üstüne düşünme' demek değil, tam aksi. bu tür sıkıntı yaşayanların hemen hepsi o 'fazla ve gereksiz' durumun farkında. bu bir yandan iyi, başetmen gereken bir derdin olduğunun farkındasın. diğer yandan kötü, çünkü yaşadığın bu sıkıntının anlamsızlığını bilmene rağmen başedemiyorsun. bu noktada, konu üzerine sakince düşünüp, 'fazla'yı tespit edip, bu kısmı bertaraf edip davranmaya çalışacaksın. kolay değil, önce daha fazla panik yapacaksın. ama sabredersen, bir süre sonra azının seni öldürmediğini, hatta daha bile iyi ve 'normal' olduğunu farkedeceksin. o eşiği atlamak önemli. çok iyi anlatamadım ama..
kolay gelsin. geçmiş olsun.
"her problem hayatımda yanık bir sayfa bıraksın istemiyorum"
bunu böyle güzel ifade edebildiğinize göre, yazarak hafifletebilirsiniz yüklerinizi gibi geldi bana.
sonra dönüp kendi yazdıklarınızı, kendi satırlarınızı okuduğunuzda o "kullanma kılavuzlarından" çok daha etkili olacak.
üstelik sonradan okuduğunuzdaki faydalarından öte yazmanın kendisi de iyi gelecek. kafadaki endişeyi, o hissi harflerle somutlaştırdığınızda daha baş edilebilir bir hal alacak.
her şey geçiyor aslında ama anların kıymetini bilmek lazım. geri gelmiyor çünkü hiçbir an.
benim şimdi tam şu harflere basarken yaşadığım bu an ve sizin okurken yaşadığınız şu an, geri gelmeyecek, geçti bitti. işte bunu bilip, bunun farkında olup, öyle yaşamak lazım. gereksiz ya da yersiz endişenin bu farkındalığın önüne geçtiğini düşünüyorum.
bilirsiniz çok ezber bi laf vardır, "değiştirebileceklerim için güç, değiştiremeyeceklerim için de sabır ver" diye. bir parça sabır, bir parça farkındalığı artırmak, bir parça "yazarak tedavi" ile daha keyifli hale gelecek yaşantınız diye düşünüyorum.
çok faydalı olamadım biliyorum, yine de yazmak istedim.
İngilizce biliyorsan;
www.realsimple.com
www.wikihow.com
Ben de senin gibiyim. Hatta bu anxiety attack dedikleri şey yüzünden hastanelik bile oldum.
Ama artık kontrol edemediğim ve olumsuzlukla sonuçlanacağını düşündüğüm şeyler olunca, endişelerimin aslında gerçek olmadığını, bunun psikolojik bir rahatsızlık olduğunuz, gerçeği yansıtmadığını düşünüyorum. Yani göz yanılmasının psikolojik hali, aslında öyle birşey yok.
Kolay olmuyor, bunu uzun zaman pratik yapmak zorunda kaldım.
Ayrıca moralini yüksek tutmalısın, hani bağışıklığını yüksek tutarsan kolay kolay hasta olmazsın ya, eğer ruh halini ve modunu da yüksek tutarsan bu endişeler seni kolay kontrol edemez.