yine geleceğim
vitrin camını kaplayan buz tabakası, hohladığı nefesi işe minik sellere dönüştü. kayan su damlacıkları, cam tabakası üzerinde yarışıyorlardı. şimdi, çoğunlukla esen rüzgârın ardından beliren durgunluğa benzeyen bir şey oldu. puslu vitrin camı billurlaştı ve herşey olduğu gibi meydana çıktı.
—tamam, yerinde duruyor, diye mırıldandı.

beyler şuna muhteşem hayal gücünüz ile 3-4 paragraf daha ekler misiniz bi zahmet ve ya istediğiniz kadar uzun olabilir

 

tam o anda iceri osman girdi. karsilastiklari karsisinda sok olmustu adeta. bir sure konusamadi. once yutkundu, derin bir nefes aldi ve...

exlibris

"ananas aldırdım bozuk çıktı" ehuehuehu dedi.

namus ninjası

attila ilhan'ın şu şiiri aklıma geldi:

ıssızlığın çığlığı
Cam ipliğinden sıkı dokunmuştur

kristal vitrindeki bu loş kadın

soğuk tenhalığında kaşları alnının

ince bir hayretle sanki donmuştur

yansımaları sokağa vurmuştur

kafasındaki müstehcen dazlaklığın

sedef boşluğunda aralık ağzının

sevişmelere çağrısı korkunçtur.



Taşralı bir 'köpek' buna tutulmuştur

simsiyah bir ünlem önünde camların

her gece jiletle kazıyamadığın

kaç kere kaçırmayı filan kurmuştur

çünkü kadınlar gözünü korkutmuştur

kraliçesi budur yalnızlığın

ürettiği nilüfer iç bataklığının

cansız olmasından neler ummuştur.



Issızlık çığlığını şehirde unutmuştur.

***three word story diye bi oyun oynardık bizim dartçı tayfasıyla, herkes üç kelime yazar hikaye akar giderdi, tabii hep itlik puştluk :) bu ayarda bir girişe yazacak bir şey bulamadım :)

crescendo
1

mobil görünümden çık