yamuk var mı?

ekleme: mea maxima, dediğin kadar şakacısın hak-ket-ten!
ekleme 2: menemen yaptım da yedim, mea maxima, pardon geciktiğim için.
ekleme 3: doğru dedin valla, mea maxima! ne anlamı var? bi poroplem var ki, soru geliyo, poropleme işaret var, çözüm yok. çözüm kakao'nun ve divit'inki galiba.

 

geometride mi?

mea maxima culpa

Hem de ne yamuklar var.

insanlik icin buyuk bir adim

Haşlanmış patates.

strangerinhere

sen zamanında hiç uğur Dündar'ın arena programını seyretmedin galiba. yaşın yetmiyor mu yoksa?

ne hikayeler, ne evcil böcekler.

mea maxima culpa

Iki turlu uretiliyor.kurnazlik yapmadiklarini varsayarak sutun veya yogurdun kremasini alip yaparlar.tabi bunu yapsan yapsan koyde,ciftlikte yaparsin.alakan varsa buralarla elde edersin.

Paketli satilan,seri uretilen turler ise normal sutu kimyasalla kremaya ceviriyor,icerisine sari gida boyasi atiyor,biraz aroma ekleniyor.buyuk miksere atiyorsun.donuyor bir kac saat oluyor tereyag.

cizgilipijama

valla başkalarını bilmem ama biz evde kendimiz yapıyoruz.

kakao

anneannem bu makinada yapıyor ; www.akildakal.com

c1b2k3

Bilindik markalar ozellikle afrikadan, nijeryadan, ispanyadan ithal yag getirip azcik ilave ile kendi etiketlerini basip satiyorlar mesela.

insanlik icin buyuk bir adim

olmaz mı!
www.yenisehirtarim.gov.tr
www.tarimtv.gov.tr

tağşiş ve taklit olmayan tereyağlar da gerçek tereyağ değil ki zaten.
nerdee annemin yaptığı tereyağlar nerdee bizim yediklerimiz. hiç alakaları yok.

üretim şöyle oluyormuş:
www.megep.meb.gov.tr

edit: tereyağı işine gireceğniz sandım da ben, ondan nerden bulursunuzu demedim.
evde üretmek için gerçek süt ya da yoğurt bulmak lazım.

ben tereyağımı mümkün olduğunca köyden almaya çalışıyorum. tanıdık bildiklere ısmarlıyorum, getiriyorlar. zaten çok kullanmam. hemen her şeyi zeytinyağ ile yapıyorum.
izmir foça yarı açık cezaevi üretim yapıyor yumurtası, yoğurdu çok iyi, acil olursa ordan alırım, aoç den alırım. fekat onlar da kültür kullanıyorlar sanırım.
yani çok içime sinerek tereyağı yediğimi söyleyemem.

hayat aklini konusacak bir filozof uret

Biz kendimiz uretiyoruz ustunde el izleri var hatta :)

divit

bu soru bana ecnebi kanallarda çeşitli firmaların kanallara fabrikalarını açarak hem şeffaflık hem de bilgilendirme mahiyetinde ürünün müşteriye ulaşana kadar ki aşamlarının anlatıldığı yayınları hatırlattı. Tv az izlediğim için türkiye'de bu yayınlar arttı mı ne kadar vardır bilemiyorum ama tereyağ gibi önemli bir gıdada böyle bir yayını ön piyasada ön planda olan firmalardan beklerim -web sitelerine girsek, araştırsak idareten koymuşlardır belki bilemiyorum-.

isadoranın da dediği gibi AOÇ tereyağını ben de severek tüketenlerdenim, yamuğunu görmedim firmanın ama namıssızlar son zamanlarda deli zam yaptılar ürünlerine, AOÇ dükkanlarına girince sanki gurme dükkanına girmiş gibi olabiliyor insan bazı spesifik ürün ve fiyatlar anlamında. Bir kez bir markette AOÇ bulamadığımdan Muratbey'in -1,2 çeşit peynirini sevdiğimden hareketle- almıştım, pişman oldum, berbattı Ama çoğunlukla içimin daha rahat ederek aldığım tereyağı ürünlerinin kalitesine güvendiğim yöresel ürünler satan dükkanlar oluyor.

candanag

Market tereyağları için söylüyorum: İçeriği %80 eritilmiş margarin.

angelus

onlar margarinse biz ne yicez :'(

@compadrito şakaları 2 saat sonra görüyorsun ya.

mea maxima culpa

yav bir şeyi kötülüyorsanız. yanlış diyorsanız doğrusunu yazın.

şuradaki mallar kötü diyorsanız iyisi nerede satılıyorsa onu yazın.

ne anlamı kalıyor böyle duyuru açıp fikir danışmanın?

mea maxima culpa

Ağır yamuk var.

arnold schwarzeneger

arnold

ne gibi yamuklar hocam? somut bi bilgi var mı?

compadrito

iyi markaları yazın, siz nereden alıyorsunuz tereyağı?

yoksa aldığınız yerdeki stoklar bitmesin diye mi böyle yapıyorsunuz. siz de haklısınız. ne diyelim.

mea maxima culpa

duyurulardan çıkan sonuç bir çiftlik al, oraya taşın. bir inek, bir keçi, bir sebze bahçesi, bir meyve bahçesi. kendin yetiştir, kendin pişir, kendin ye.

hadi gelin köyümüze geri dönelim, Fadime'nin düğününde halay çekelim.

mea maxima culpa

İçine herhangi bir şey katılmamış tereyağı yemenin tek yolu; memleketinde köyünde tereyağı yapan akrabaları olan komşular edinmek. Bu komşular vasıtasıyla sağlıklı tereyağı alabilirsiniz. Saf gibi çiftlik kurmaya köye taşınmaya gerek yok, orada yaşayan insanlar da ücreti mukabilinde bu ihtiyacınızı giderebilir. Bu yöntem biraz pahalıdır ama en güvenilir şeklidir. Marketten tereyağı alıp yemektense hiç yememek daha iyi. Tereyağı dediğiniz şey, sütün bir süre sallanarak yağının yüzeye çıkmasıyla, ve bu yağın içine hiçbir şey "Katılmadan" dondurulmasıyla elde edilir. Ki 1 kilo tereyağı için yaklaşık 30 kilo süt kullanılır. Hiçbir market ürünü tereyağında böyle bir şey olmaz; büyük bir kısmı koruyucu madde margarin ve tereyağı esansından oluşur. Hülasa, yenilmez.

angelus

angelus

peki o köylünün böyle bişeye kalkışmayacağını anlamanın bi yolu var mı hocam?

compadrito

@compadrito işte bunun çözümü yok :)

mea maxima culpa

compadrito o noktadan sonra işin içine biraz güven duygusu, biraz da yediğin tereyağının lezzetinden içine bir şey katılıp katılmdığını anlayabilme tecrübesi giriyor. Ben bizatihi nasıl yapıldığını gördüğüm için içim rahat bu konuda. Ama hiç mi yoktur bu işin içine hile katan dersen ona ben de dahil olmak üzere kimse garanti veremez tabii.

angelus

angelus'un dediklerine katılıyorum. Yalnııız, köylüden ürün almanın da riskli tarafları var. Köylü çok bilinçli değil, sağım öncesi temizlik yapılmayabiliyor. Ahır temizliği ihmal edilebiliyor. Hayvan pisliğinin üzerinde yatıyor, sütü kovaya sağarken meme temizlense de hayvana yapışıp kuruyan dışkılar kovaya düşüyor.
İlaç veriyorsa ne kadar vereceğini bilmesi, ilaç verilen hayvanın sütünün sağılıp sağılmayacağını bilmesi lazım. Bilen de var, bilmeyen de.

Fabrikasyon üretimin hijyen/ilaç vb sorunu olmaz diye varsayıyoruz. E, onun da yem faktörü var, genetik oynama faktörü var,kimyasal faktörü var...

Ben tereyağından vazgeçtim gibi bişey. Gelin siz de vazgeçin bence :)
Zeytinyağı iyidir.

hayat aklini konusacak bir filozof uret

peki bi soru daha soracam.

ABD'de aldığım Hollanda malı, Amerikan malı tereyağları hiç Pınar marka gibi kokmuyo. Hatta bazıları bildiğin ahır kokuyo. Ama tiksindirici bi koku diil, böyle köy kokusu gibi. Barnyardy mi ne diyolar o kokuya.

bu bilginin yorumlanabilecek bi yanı var mı? yoksa hiçbi işe yaramaz bi bilgi mi bu?

compadrito

compadrito tamamen tahmin üzerine söylüyorum; hayvanın yediği yem nedeniyle öyle kokuyor olabilir. Zira bizdeki tereyağların rengi kokusu da hayvanın yediği yeme göre değişiyor. Misal samanla beslenen hayvandan elde edilen tereyağı sarı tonlarındayken otla beslenen hayvanınki bariz beyaz oluyor. Öyle bir farklılık olabilir.

angelus

Pınarın kokusu tereyağı aroması, sanırım vanilyası biraz fazla. yanlış hatırlıyor da olabilirim, epeydir kullanmadım.

Doğal beslenen hayvanın sütü biliyorsunuz biraz ağırdır. Koku olarak da kıvam olarak da hazır sütlerden farklıdır. Sizin de dediğiniz gibi ahır kokusu değil de köy kokusu gibi :)
Seri üretimde öyle bir koku olması pek anlamlı gelmiyor bana. Yağa veya yeme konulan aroma olabilir. Yine de çok iyi bildiğim bir konu değil, yanıltmış olmayayım.

hayat aklini konusacak bir filozof uret

angelus, ben tam tersi diye biliyorum onu. yemle beslenen beyaz, taze otla beslenen sarı olmuyor muydu?

hayat aklini konusacak bir filozof uret

@hayat aplam, bu yağlar hiç Pınar gibi kokmuyo diye üzülmiyim mi yani?

compadrito

hayat aklini konusacak bir filozof uret; o şekilde de olabilir evet, renk konusunda yanıltmayayım ama rengi kokusu yediği yemin türüne göre değişkenlik gösteriyor. compadrito'nun kullandığı tereyağın kokusu da hayvanın yediği yem nedeniyle farklı kokuyordur muhtemelen.

angelus

cdn.yemek.com

kosun lan mevzu var

@compadrito. Amerika'nın ekşi duyurusu yok mu, hah işte orada Amerika'nın angelus'u vardır. işte o komşusu mary ann teyzenin virgina'daki akrabalarından tereyağı getirtmiyor mu? reca etsen.

mea maxima culpa

aynen hocam, köy tereyağlarını düşünün, o niyetle yiyin.

hayat aklini konusacak bir filozof uret

mea maxima culpa; bulgur yemek kilo vermeye yardımcı olmadığı gibi espri yeteneği de olumlu bir etkisi olmamış anladığım kadarıyla.

angelus

@angelus bulgur değil de yediğim ekmekler, kurabiyeler, puaçalar fazla geldi sanırım.

mahakeme yeteneğimi yitirdim. kendimi karbonhidratta kaybettim :)

mea maxima culpa

mea maxima culpa; bugün ben de sucuklu puf böreği yedim, baya güzel oluyormuş.

angelus

@angelus afiyet olsun. eğer annen yapmışsa haftada 1-2 ilaç gibi gelir onlar :)

mea maxima culpa

Öyleymiş ya. Haftaya da yumurtalı ekmek siparişi verdim bakalım neler olacak.

angelus

mea maxima, Amerika'nın ekşi duyurusu mutlaka vardır da, benim İngilizce geyik becerilerim bayaa bi geri olduğu için, pek keşfedemedim. Ama şu komşu Mary Ann teyze ve Virginia, aklıma ne getirdi biliyo musun? Amishleri. Ben hiç Amish tereyağı yemedim. Düz mantık yürütecek olursak, bu herifler her türlü teknolojiyi reddettiklerine göre, ürettikleri şeyin doğal olması gerekmez mi? Bu konuyu bi araştıriyim ben. Teşekkür ederim bu fikir için.

angelus,

ha şöyle hocam! sıfır karb'la hayat mı geçer yahu?

compadrito

compadrito yok hocam, ben ve benim gibi beslenen insanların konuşmalarından genelde sıfır karb. alıyormuş gibi bir izlenim ortaya çıkıyor ama aslında öyle değil. Ben kendi alışverişimi kendim yapıyorum, cuma günü pazar kuruluyor gidiyorum brokoli lahana karnabahar ıspanak roka dereoru ne bulursam alıyorum sebzelerden. Onların hepsi karbonhidrat. Et yerken yanında da onları pişirip yiyorum. Sıfır karb. olmaz zaten. Bi insan müsabık değilse sıfır karb. beslenmez zaten. Öyle beslenenler de çok kısa bir dönem besleniyor. Ben ölçmüyorum ama günlük 100 grama kadar karb. alıyorumdur muhtemelen.

Ben çoğunlukla paleo tarzı besleniyorum. Yani karbonhidratı sebzelerden alıyorum. Tahıl ve bakliyatı gluten ve lektin nedeniyle tüketmiyorum. Zaten gluten alerjisi var bende yemek istesem de yiyemiyorum. İnsanlar klasik biyoloji bilgisi nedeniyle tek enerji kaynaklarının karb. olduklarını düşünüyorlar ama tekli doymamış ve doymuş yağ kaynakları kanda parçalanıp ketonları açığa çıkarır, onlar da vücutta glukoz işlevi gördüğü için karbonhidrat kaynaklı enerjiye ihtiyaç duymayız. Tabii bu sistemi kullanmak için basit şekeri kesmek gerekiyor. Ben gerek sağlık durumum gerekse de bu şekilde beslenmeyi tercih ettiğim tahıl kaynaklı karbonhidrat kaynaklarını kullanmıyorum/kullanamıyorum, böylesi daha sağlıklı geliyor bana.

Biraz uzun oldu ama bu sıfır karbonhidrat konusuna bi açıklık getirmek istedim. Sıfır karbonhidrat değil de sebze kaynaklı karbonhidrat alımı yapıyoruz, o da az bir miktar değil 100 grama kadar çıkıyor bazen. Ortalama bir insanın günlük karb. ihtiyacı 150 gram zaten :) Aradaki fark ben sebzelerden karşılıyorum bunu, diğerleri sebzelerle birlikte tahıl ve bakliyatı da kullanıyor. Tek fark bu. Ha dönem dönem şımarıklık yapıp pasta börek yediğimiz de oluyor. Esasında paleo tipi beslenmede bunları da yiyebiliyorsun günlük ihtiyacın kadar, o konuda bir sıkıntı yok da bizim kodumuz bozuk sanırım ipin ucu kaçınca toplaması zor oluyor, kesin çözümü hiç yemek de bulduk :)

angelus
1

mobil görünümden çık