sizce de oyle degil mi? zaten hayvan gibi kalabalik bir sehirdi. simdi iyice boku cikti.
ister fasist diyin ister kafatasci; ama iyice tiksinmeye basladim. elin oglu beyin gocuyle akillilari alir. bize sadece dilenci, saatci, isportaci, hirsiz, berdus gelir. yolgecen hani oldu amk memleketi.
edit: gaza geldim. valilik ve bimer'e yazicam bunu. siz de yazin.
valla istanbulda yaşamıyoum ama oraya gittiğimde kendimi belli yerler hariç istilaya uğramış bi memlekete gitmiş gibi hissediyorum.
yurtdışında en kozmopolit yerlerde bile hissetmediğim kadar hem de. çünkü istanbul fiziki olarak o kalabalığı kaldıramıyor, bi yerden bi yere ulaşamıyor, toplu taşımada oturamıyor, sebze-meyvenin vs. en kötüsünü alabiliyorsunuz. kimse kimseyi dinlemiyor, saymıyor, herkes koşturuyor, herkes yorgun, sanki harp var orda. işin suç, beyin göçü gibi yönlerinden bağımsız sadece gidince 2-3 günde hissettiklerim böyle. zaten daha fazla kalamıyorum genelde :D
Ülkenin kozmopolit olması beni rahatsız etmiyor lakin sırf çıkar uğruna Suriyelilerin ülkeye dolaşması beni tiksindiriyor. Ha onun dışında Afrikalı bir adamın ülkesinden kaçıp Sultanahmet'te saat satması beni rahatsız etmiyor.
galata, kuledibi, sishane, karakoy falan taraflarinda o kadar hissediyorum ki "burasi bizim degil, bizi oldurmek isteyenlerin ulkesi" olayini. duvarlar "bir gece ansizin kafaniza sikariz"'larla falan dolu. arkadasim karakoy'de oturuyor, adam aksam 9'dan sonra taksim'den evine gidemiyor surekli yol kesmeler falan.
bunun disinda zaten kendi semtimte de zencilerle gule oynaya yasiyorum, bunlar en azindan yol kesmiyor laf etmiyor. ulkenin "zeki" bireyler icin cazibe merkezi olmamasi da bizden cok daha ust bi sorun, yani ar-ge falan yapican ki avrupali amerikali "olm sahane egitimler var gidek turkuyeye" desin. ya da anadoludaki adamin tarimla ugrasmasini tesvik etmeli ki istanbula goc etmesin. e yok hicbiri.
Suriyelilerden 2-3 aydır rahatsız olmaya başladım, çoğu dilencilik yaptığı için. Saat, parfüm satan zencilerden, vs. rahatsız olmuyorum.
Hep suriyeli picler
Sadece istabulun kötü duruma dönüşmesi üzüyor ama şahsen bu insanları gördükçe kendimi böyle daha menedi görüyorum, oha daha ne insanlar var la diyorum.
istanbulluluk bu zaten.
''ister faşist deyin ister ırkçı'' deyince yapılan ırkçılığı hoş mu karşılamamız gerekiyor?
soruya gelince dilenci bilmemne geliyormuş adamlara beyin göçü gidiyormuş, bizim millet ne seviyede ki gelenler ne olsun?
gelenlerin seviyesi, milliyetinden bağımsız olarak ben de rahatsızım istanbul'un bu kalabalığından.
o yüzden istanbul'da yaşamıyorum.
istanbullular hep yukardan bakıyordu ülkenin kalanına. hatta geçen gün biri ekşide yazmış hepsi güneydoğuluların suçu diye. bakınız verecektim de silmiş arkadaş.
şimdi istanbulluların düştüğü durum için "bokunuzda boğulun ibneler" diyesim geliyor açıkçası. şahsen ben gidince burası türkiye mi diyecek kadar farklı bir kültürle karşılaşıyorum. zaten son dönemde uçak saatlerini falan da iyi ayarlıyorum ki şehre inmeyeyim. katlanılacak gibi değil yaf. herkes bohem herkes bir garip...
alın sizin olsun istanbulunuz diyorum artık. plazanızda mutlu mesut ofisboyunuzla yaşayın. işten çıkınca trafiğe takılın, metrobüsünüze binip birbirinizi yeyin. akşam da taksime gider ıslak hamburger yersiniz.
ben de 3 tlye tavuk kebabını götürürüm artık.
bazilarina da gün dogmus. istanbul komplekslerini disari atmislar.
istanbul gayet guzel. sydney'de de bi yigin gocmen var, londra'da da var. kimse anasinin karnindan hirsiz, tinerci, gaspci dogmuyor. seni icinde besleyen sistemin artiklari onlar. beraber yasamayi ogrenmek zorundasin.
29 yildir istanbuldayim, hic de degisen bir sey yok. eskiden de ayniydi simdi de. hatta reşat ekrem koçu'ya göre 70 yil once bile istanbul ayyaslarin, fahiselerin, kabadayilarin, evsizlerin sehriymis.
kisacasi cok kulturlu yapiya sahip olmayanlar cok begendikleri tavuk kebaplarini bayila bayila yiyebilirler. cok da memnun oluruz.