[q]
(5) 

Tektipleşme

tuborg yesili #833003
m.youtube.com

Video hakkındaki yorumlarınızı almak istemekle beraber, düşündüğünüzde üzerinizde tektipleşmeue yönelik bir baskı var mı? Ya da ideal normların olması gerektiğine inanıyor musunuz? Siz bu normların neresindesiniz?


 

Her insanın kendi normları olabilir ama insanoğlu "ideal"den bahsedemeyecek kadar çok çeşitli fiziksel özelliklere sahip.
Tektipleşmeye yönelik bir baskı oluşturulmaya çalışılsa da bahsettiğim sebepten ötürü mümkün değil bu. Kadının neden olabileceği en güçsüz fiziksel halinin (sıfır kas, sıfır beden dediğimiz nane) en güzelmiş gibi lanse edilmeye çalışıldığını da bilmiyorum. Daha muhtaç mı görünüyoruz öyle acaba? Erkek egemen toplum uzmanları o konuya bir el atsın.

ay nov kung fu

film oldukca etkileyici, benim hosuma gitti.

evet boyle bir baski var. sosyal bir yaratik oldugumuz icin de her zaman olucak. ve bu baskiya ragmen mutlu olmayi ogrenmek cok onemli bir yetenek. kimse "ideal" olamaz. herkesin kusuru olmak zorunda. kendi vucudunla, kendi kusurlarinla yasamayi ogrenmek zorundasin. bunu hayatta ne kadar erken ogrenirse insan o kadar mutlu oluyor.

ideal normlar olmali bence. ama su anki normlarimiz cok cok yanlis. ideal norm incecik bir kadin olmamali. saglikli olmak olmali. spor ve saglikli beslenme incecik olmak icin degil saglikli olmak icin yapilmali.

her zaman az olan, nadir bulunan degerli olmustur. herkesin fakir, ac yasadigi yuzyillarda aristokrasideki kadinlar hafif armut gobekliymis ve guzellik anlayisi buymus. veya mesela korselerin moda oldugu zamanlarda asiri ince bir bel modaymis. barbie bebek caginda koca bir kalca, buyuk gogusler, incecik bel modaymis. 90-60-90 yani. 90larda 0 beden mankenler, nispeten daha kucuk gogusler modaydi. yani zamana gore ideal normlar degisiyor, ama baski hep var.

asil onumuzdeki yuzyil bu ideal normlar acisindan en korkuncu olucak bence. 2050 ve sonrasi diyebilirim. genetik manipulasyonun hizli ve kolay bir teknik haline gelmesiyle insanlar dogucak cocuklarinin genetigiyle oynamak istiycek. basta kesinlikle izin verilmese de once hastaliklarin giderilmesi icin izin cikicak. sonrasinda fiziksel ozelliklerle oynanmaya baslanicak. bu bir norm haline geldiginde insanlik nasil bir "ideal" cilginligiyla ne hale gelicek sen dusun..

gerard

Alacakaranlık Kuşağı'nın Number 12 Looks Just Like You diye bir bölümü vardı. İngilizce dinleyebiliyorsanız, izlenebilir.
www.youtube.com

Fütüristik bir dünyada özel bir ameliyata herkesin ömrü birkaç katına çıkartılıyor ve bu arada da katalogdan seçeceği güzellerden birine benzetiyorlar. Bir kız bu dönüşümden geçmek istemiyor. Oradan birtakım diyalogları yansıttığımda bana da pek laf kalmadı.

Psikolog (adı Sigmund Friend): Neden dönüşüme girmek istemiyorsun?
Kız (Adı da Marilyn - Marilyn Monroe'ya gönderme olabilir): Hiç, Shakespeare okudunuz mu?
P: Kim?
K: Keats (bkz: John Keats) veya Shelley'i (bkz: Mary Shelley)?
P: Bu kitaplar yıllar önce yasaklandı. Nereden buldunuz onları?
K: Babam bana vermişti. Çok daha fazlasını. Aristo, Sokrates, Dostoyevski. Dostoyevski'nin epileptik olduğunu biliyor muydunuz? Çirkindi, biçimsizdi. Ama güzelliği; gerçek güzelliği yazardı. Bu insanlar hayatı, insanın bireyselliğine saygı duymayı, sevgiyi biliyorlardı.


Önce konuya girişti, başka bir diyalog da şurada.
Kız: Gün gece uyumadan önce babamın söylediği bir şeyi hatırladım. Demişti ki: Herkes güzel olduğunda aslında kimse güzel değildir, çünkü çirkinlik olmadan güzellik olmaz. Anne farkında değil misin? İnsanların güzel olup olmaması umurlarında değil, sadece herkesin aynı olmasını istiyorlar.

Başka bir sahnede arkadaşı ile konuşurken:
Kız: Babam hakkında konuşmayı bırakın! Kimse anlamıyor mu? Onu seviyordum. İyi bir insandı, kibar bir insandı, beni severdi. Giyindiklerim için değil, neye benzediğim için değil; düşündüklerimi ve hissettiklerimi severdi. Kendini de severdi, bir birey olduğu için kendine saygı duyardı. Valerie, babam kazada ölmedi; kendini öldürdü. Çünkü dönüşümden geçip kimliğini elinden aldıklarında artık hayata devam etmek için bir nedeni kalmamıştı.

Aynı şekilde şu güzellik yarışmadaki kızlara bakalım:
2.bp.blogspot.com
Bunlar az çok aynı insan değil mi? Ya da şunlar
static.rappler.com
Biz burada onların kişiliklerini, huylarını, zevklerini, vb görmüyoruz. Gördüğümüz tek duygu, tek görüntü, tek hava var.

Buradan da şunu kastetmiyorum:
colorfully.eu
Bu da apayrı ve garip uç. Ruj ile kitap birbirini ikame eden şeyler değil; ikisi birlikte bir insanda pek ala olabilir. Başka bir insanda ikisi birden olmayabilir ve hala o insan bireyselliğini sürdürebilir. İnsan elbette ki olduğundan güzel olmak ister ama güzelliğin nihai amaç olduğu nokta kişiliğin kaybedildiği yer ile aynı.

Kapitalizm muhabbetine girmek istemiyordum ama şuradan girip çıkacağım. Nasıl ki firmalar hep birbirinin üstüne çıkmak için akıl karı olmayan şeyler yapabiliyor, insanlar da dünyanın seyrindeki aşırı hıza güzelleşerek uymaya çalışıyorlar. Apar topar güzelliği tüketerek.

aychovsky

Film baya iyi. Kendimle ilgili konu hakkinda bir tek kiyafet modasindan sikayetciyim. Oyle bir donduruyorlar ki, bir sene once aldigim seylere "bu da uzerimde hic guzel durmuyormus" derken buluyorum surekli kendimi. Halbuki kiyafet iste, bi noktasi elbet "guzel" durmayacak.

f_d

Evet fiziki olarak tektipleşme.

tuborg yesili
1

mobil görünümden çık