Hadi o olmadı diyelim cryonics falan filan bi iş görür mü sizce? Vücudu öldükten hemen sonra sıvı nitrojenle dondurup, yaşlanmanın kalktığı veya ölümcül hastalıkların hepsinin tedavisi olduğu tarihte uyanmak. Kısacası ölmek istemiyorum. 20 yaşında olduğumu ve ortalama 55 yıl ömrüm olduğunu düşünürsek şansım var mı?
(bkz: cryonics)
-agnostik
fakirler yararlanamaz kanımca, o yüzden para kas
@neseranni
akademisyen olma hedefim var. iş görür heralde
Çok umutlu değilim. Ölünce ruhun yaşamaya devam ettiğine inanıyorum ayrıca. İş görür sanki bu.
o simdilik imkansiz. en yakin alternatif icin the island filmini izle. sonra gel yeniden konusalim.
Turritopsis Nutricula türü ölümsüz canlılar var, dışarıdan bir müdahale olmadığı sürece ölmüyorlar. Ben biliminsanlarının canlılardaki bu özelliği kopyalayabileceklerini düşünüyorum ama bugünkü şartlarda mümkün değil tabi.
İşte 55 yıl içerisinde o şartlara ulaşabileceğimizi düşünüyor musunuz?
sen ölmezsen dünya yaşanılır bir yer olmaktan çıkacak. ölmen gerekiyor. topraktaki solucanların besine ihtiyacı var. saprofitlerin ve çürükçüllerin senin etindeki proteinlere ihtiyacı var.
öleceksin kısacası.
bir de kalbe takilan elektrotlarla kalbin sonsuza dek atmasini tetiklemenin yolunu buldular gecen yil. hadi gene iyisin. bir adim yaklastin gene.
55 yıl içinde olmaz. Şunun şurasında daha 16. yüzyılda Dünya tepsi şeklinde zannediliyordu.
bedenı dondurarak ılerde uyanma ıslemı bıldıgım kadarıyla zaten oldukten sonra yapılıyor. bunu olmeden yaptıracak ılk kısı bır turk. adı guner kuban. kendısı hayatteyken tum kanını cektırerek kendını dondurtacakmıs. yanı dondurulmak ıstersen zaten oleceksın. eger guner kuban'da basarılırsa belkı sen de ıkıncı olabılırsın.
malıyetı de 150 bın dolar cıvarındaymış.
bana kalırsa olumsuzluk dıye bır sey yok.
Nicin olmek istemiyorsun
Aziz Dostum Oddyseus
Yaşam hepimize çok güzel geliyor biliyorum. Ama beynimizin kayıt bölümü sadece belirli bir süre. Hafızamızı 3 ay olarak düşünüyorum. Ama seni kırmamak adına bu 10 yılmış gibi konuşacağım.
Kendini bilgisayar gibi düşün. Hard diskinin ise 10 yıl aldığını. Ram de zekana göre ortalama insanın zekası 5x diyelim seninki 10x hızında olsun. Ram in arttıkça detaylara inme kapasiteden artıyor.
80 yılda yaşasan 20 yılda yaşasan hafızan sadece 20 yıllık kısmı kaydedeceği için; yeni gördüğün şeyler sana eskileri unutturacak.
Düşünsene şu ana kadar neler unuttun.
Demem o ki 400 yıl yaşamanla 80 yıl yaşamış olman arasında büyük bir fark olmayacak. Hafızan hep 10 yıllık olacak. En geridekiler ise uçup gidecek. 400 yaşına da gelsen 80 yaşındaki insan kadar tecrübelerin olacak en fazla...
O yüzden fazla yaşamak acıdan başka bir şey değil.
Ben de senin gibi düşünüyordum. Ama kalıcı olabilmek cidden çok önemli dünyada. Bugün yüz binlerce tarihi ismin adı milyarlarca kez anıldı. Sadece bugün insanlar;
-Newton
-Beethoven
-Paganini
-Atatürk
-Che
-Gazneli Mahmut
-2. Mehmet
-3. Selim
-Romen Diyojen
gibi tarih, müzik, sanat, siyaset ve din adamlarının adını andı...
Düşünsene 200 yıl sonra mezarın başında bi parçayla anıldığını. Sanırım bundan büyük zenginlik yok.
Çok uzun ve niteliksiz yaşamış hiç bir insanı tanımayız. Sonuçta onlarda ölmüştür.
Ölümsüz olanlardan olmaya çalışmak senin ilacın. Bence bunu başarabilirsin
@angelus Hocam bence referans noktan yanlış. 3 boyutlu yazıcıyla yapay organ üretiyoruz. Tıptaki Son 20 yıldaki gelişme önceki 150 yıla bedel. İvme artıyor sürekli.
her canlı ölümü tadacaktır.
Allah
abi bırak yaşlanmayı, daha saç dökülmesini çözen yok. anca elde kalanları dağıtabiliyorlar. daha bunun gözü var dişi var kulağı var. olmaz o iş. ölümü tadacağız.
müslüman ol. Müslümanlıkta ölüm yok ölünce hemen yine diriliyorsun.
Ben de ay kalıcı bir şeyler bıraksam hatırlansam ne güzel olur falan diyordum ama o da hikâye. Dün izlediğim bir filmden yazıyorum.
"Öyle bir zaman gelecek ki hepimiz bir gün öleceğiz. İnsanların olmadığı zamanlar vardı,
insanlık sonrası zamanlar olacak. Kim bilir, belki yarın; belki bir milyon yıl sonra. Bu gerçekleştiğinde kimse hatırlanmayacak: Ne Kleopatra, ne Muhammet Ali, ne Mozart ne de buradakiler. Unutulmak kaçınılmazdır. Bu düşünce seni korkutuyorsa aklından çıkar gitsin. Tanrı biliyor ya, hepimiz öyle yapıyoruz."
Kalıcılık diye bir şey yok işin özü, herkes geberecek, hatırlayacak kimse kalmayacak.
Ben cozum bulunacagini dusunmuyorum. Neye dayaniyorsun dersen, dayandigim birsey yok. Olmayacagini tahmin ediyorum sadece:)
duyduğum kadarıyla yeni bir bilimsel çalışmayla tamamen ölmüş biri canlandırılmış ve hala da yaşıyormuş. bu kişi daha önce nitrojenle dondurulmuş. ciddiyim şaka filan değil. bir arkadaşım söyledi ama kaynak belirtmedi.
Aslina bakarsan bilim insanlarinin bile birsey soylecek ongorude bulunmasi zor. Biz ne soylersek soyleyelim.
@stratejistyen Hocam cryonics ile çok yakından ilgileniyorum ama insan üzerinde çözülme işlemi yapılmadı henüz. Labaratuvar koşullarında öldürülen köpeğin kanlarını çekip içine sıvı nitrojen koyarak dondurdular. Ve çözdüklerinde köpek yaşamını sürdürmeye devam etti. En başarılı deney bu diye biliyorum. Öyle bir şey olsa illa karşılaşırdım
40 yaşından sonra gebe kalan kadınların gebelikleri ya da gebelikten sonraki 1 sene içerisinde ölüm riskleri diğer yaştakilere göre ciddi daha fazla. bilimsel bir kaynak olmamakla beraber odds ratio'sunun telomeraz aktivitesinden daha fazla olduğunu söyleyebilirim (tabii ki 40 yaşından büyük kadınların gebelik sırasında ölme riske diğer yaş grubundakilere göre 5 kat fazladan başlıyor, 60 kata kadar çıkıyor)
hayatın tadına var. her yaşın keyfi ayrı güzel. ölmekten mi yaşlanmaktan mı korkuyorsun buna karar ver (yani aslında ölmekten mi korkuyorsun yoksa yaşamaktan mı)
insanoğlu ölümü alt ettiği zaman gerçekten yeryüzünde cehennemi göreceğiz. 70-80 yıllık hayatımızda bile dünyanın ağzına ediyoruz. kimse ölmese artan popülasyonu kim doyuracak? hadi diyelim bir grup özel insan buna ulaşacak, bu özel insanları kim seçecek?
gibi gibi çok sayıda etik problem var karşında
ben bahsimi sibernetiklere oynuyorum. bilinci sibernetik bedenlere koyabilecekler ilerde.
@jaaaccckkk
bana yetişir mi hocam?
Ölmek istemiyorsun, ama yaşın ilerledikçe bu fikre alışacaksın. Ve öleceksin.
Sorunuzun cevabi "evet." Ama soru kotu. Sansiniz var mi, cevabi: evet var, yani ihtimalen var. Ama rasyonel ve istatistiki olarak var mi? Bilemem.
Ama biraz felsefe ve psikoloji okusak belki de bu genclik hezeyanlari gecer diyorum. Varolusculuk ile baslasak belki daha da yararli olabilir. Ayrica "Cognitive Psychology" ile de destek yapabiliriz.
Uzun yasamanin cok da onemli olmadigini farketmek gerekiyor. Yani onemli olan boyutu degil, islevi :-)
Meditasyon yapin, sakinleyin, Sidhartha nin hayatini izleyin, balik tutun, bilgiden biraz uzak durun isterseniz.
Gelin bir kahve ikram edeyim Sbuxtan.
Etc. etc.
Dedigim gibi, genclik hezeyanlari bunlar, aksi de kabullenmek degil, olumun icsellestirilmesi ve aslinda "olum" diye bir kavramin olmadiginin, bunun insan oglunun gotunden uydurdugu bir kavram oldugu, evren de transformasyon oldugu, her bokun bir sekilde recycle edildigi .... etc.