arkadaşlar çok dağınık anlatabilirim, ama kimseye anlatmadığım şeyler olduğu için, içimi boşaltıcam.
dünyanın en iyi arkadaşı değilim belki ama sadık bir arkadaşımdır. hayatımda hiçbir arkadaşımın arkasından vurmuşluğum yoktur ya da bir yere çağırdığında, bir şey istediklerinde bahane üretmişliğim yoktur. olabildiğince yanlarında olmaya çalışırım kısaca.
liseden süre gelen arkadaşlıklarımız var, altı kişiyiz. kişiydik, üç kız üç erkek. aramızda sevgili vs. olayları yoktu,z aten çoğumuzun sevgilisi var veya genel olarak olurdu diyebiliriz. neyse, bu arkadaşlardan biri istanbula gitti, kız olanlardan biri. o arkadaş grubundaki en yakın arkadaşımdı diyebilriim. en azından istanbula gidene kadar, araya mesafe girince tabi yakınımda olan arkadaşlarla daha yakın olduk. yoksa onunla dostluğuma dair bir problem yok. tu.
önce bu arkadaş grubundaki bir yavşaktan bahsedeceğim.
kıvırcık kafalı ibnenin teki. ben hayatımda hiçbir arkadaşımın arkasından böyle konuşmam, birinin konuşmasına da izin vermem. ama bu götoğlanı belli ki arkadaşım falan değilmiş, zaten konuşmuyorum da nerdeyse 1 senedir.
ben yavşakoğlu yavşak ve çok sevdiğim bir başka dostumla üç erkek her gün takılırdık. boş muhabbet işte, bazen bira içerdik, ki ben pek içmem. genelde onlar içer ben eşlik ederdim. pes oynar, ya da oturur bir yerde çay içip boş muhabbet çevirirdik.
o dönem sikindirik günlerden geçiyordum. kitabevinde çlaışmaya başladım haliyle bunlarla fazla takılamaz oldum ama boş bulduğum her vakit yanlarına gidiyordum. sonra yavaş yavaş bunlar beni çağırmamaya başladı, o çok sevdiğim elemanla ilgili bir sıkıntı yok. çünkü onun huyunu biliyorum, zaten kimseyi çağırmaz. hep boş bir adam olduğu için :) o genelde bir yerde oturur, biz onu arar yanına gideriz. neyse, ben bu sevmediğim yavşağı birkaç kez ayarlayıp buluştuk ettik. ama baktım bu beni hiçbir yere çağırmıyor etmiyor.
o dönemden sonra araya soğukluk girdi. sebebini hala anlamıyorum. yani bu yarrak kafalı ne sikime beni hiçbir yere çağırmamaya başlar, hiçbir sebep bulamıyorum. o sıralar kız arkadaş falan edinmiş bu. düşünün yani haberim bile yok.
neyse, sonra doğumgünüm vasıtasıyla üniversiteden arkadaşlarla rakı balığa gittik. ben liseden bu grubumu da çağırdım. sevdiğim eleman hasta olduğu için gelemedi. bu orospu evladı da, işini gerekçe göstererek gelmeyeceğini söyledi. doğumgünüüm ortasında, üniversiteden arkadaşlar bu yavşağı foursquare'de bilmem nerde taglerken görmüşler. ayıpladılar falan, "nasıl iş bu ya falan" diye. ben de feci utandım. harbiden utandım çünkü, en yakın arkadaşlarımdan diyeceğim adamın yaptığı ibneliğe bakın. kendimi sevilmeyen, asosyal biri gibi hissettim. hiç kimsenin siklemediği biri gibi.
o günden sonra iyice soğukluk girdi aramıza. ve ben tüm bu soğukluğa rağmen doğumgünüme çağırdığım piçin, birkaç hafta sonra olan doğumgününe çağırılmadım. daha dünkü bok 3-5 elemanı da almış, benim sevdiğim arkadaşla beraber bilmem nerde doğumgünü kutlamışlar.
feci zoruma gitti.
o arkadaş grubundan 'merve' (kodadı olarak kullandım) isimli arkadaş da "oha 'burak' (kodadı) seni doğumgününe çağırmadı mı" falan diye konuşunca, ben yine utandım amk. resmen kendimi ezik hissettim. ciddi diyorum, hayatımda kendimi en ezik hissettiğim dönemdi.
o günden sonra bu orospu çocuğuyla bağımı kopardım. demek içten içe bir hesabı varmış benimle, bir türlü anlamadığım bir hesabı. ve bulduğu ilk boşlukta bağları koparma planı yapıyormuş. hala o doğumgünümde yaşadığım üzüntüyü unutamam. ki ben doğumgünü kutlayan biri de değilimdir, belki ortaokuldan beri ilk kez arkadaşlarla birleşip doğumgünü kutlamıştım. cidden aklıma geldikçe üzülüyorum amk. böyle davranmasına da hiçbir sebep hala bulamıyorum. dediğim gibi aklında bir hesabı varmış demek.
bir diğer tokadı da bu sıralar yiyorum esasında.
iş dolayısıyla istanbula taşındım. tanıdığım bi üniversiteden arkadaş var burada, bir de o 6 kişilik grubumdan 'ece (kodadı)' var. bir de askerlik arkadaşım. neyse, kimseye yük olamyayım diye iyice yerleşene kadar, ilk 1 hafta falan sesimi çıkarmadım. şimdi zannederler, onlardan bir şeyler isteyeceğim falan diye. sağolsun, üniversiteden 'berk(kodadı)' isimli arkadaş, ben hiç istemememe rağmen bu dönemde de baya yardımcı olmuştu.
neyse, hafif bir düzen kurunca 'ece' ye mesaj falan attım. zaten istanbula taşındığımı biliyordu. dedim buluşalım edelim diye, zaten uzun süredir görüşmüyorduk. ben askerden yeni geldiğim için. neyse buluştuk. sohbet muhabbet.
ulan istanbula taşınalı 4 ay oldu nerdeyse, bundan da ses yok.
yani ne bileyim, bu kız izmire geldiğinde ne kadar işim varsa ben iptal eder, buluşma falan ayarlardım. başka birileriyle planlarım varsa bile '40 yılın bi başı geliyor', der iptal eder onunla olan buluşmalara katılırdım. ama yok, ondan da ses yok. konumu gereği ben de söylemiyorum hani buluşalım edelim diye, emri vaki olacak çünkü. ben daha önce de yazmıştım "ben zaten hep boşum ya tanıdığım kimse yok burda, sen buluşmak istediiğinde mesaj at yeter ben gelirim" diye.
yok, ondan da ses yok. olabildiğince yazı da yazmamaya çalışıyor.
ayıp olmasın diye haftada bir ben bişiler yazıyorum. daha doğrusu yazıyordum, artık bişi yazmıyorum.
ben anlamıyorum bu insanları amk.
en basitinden bu kız bizim oralara taşınmış olsa (ha bu arada istanbulda da evler yakın ha 20-25 dakika) o istese de istemese de ben zorlarım yardıma giderim, şehirde hiç tanımadığı birileri olsa her gün "bak sıkılıyor musun gel iş çıkışı bişi yapalım" falan derim.
harbiden kendimi boktan hissediyorum ya.
alınganlık yaptığımı düşünmüyorum. çünkü alınganlık yapmıyorum, hiç de yapmadım. yarın gelse buluşalım dese, bunları yüzüne de söylerim. ama hakikaten zoruma gidiyor amk. ben bu insanlara 10 yıla yakın zamanımı verdim. işleri düştüğünde en önden koşturdum, yeri geldi onlar için sabahladım. şimdi bi tane yavşak orospu çocuğu, kafasında kruduğu hesaplarla arkadaşlığı bitirdi.
öbürü de, sevgilisi yüzünden midir (gerçi tanıyorum elemanı da, öyle biri de değil.) ne diyedir bilmiyorum, arayı mesafelemeye çalışıyor.
cidden üzülüyorum.
arkadaşım yok demiyorum bu arada. grubun diğer 3 insanıyla hala çok yakın arkadaşım. onların artık her şeylerinden, her hislerinden de eminim. hiçbir zaman bırakmayacakalrını da biliyorum. üniversite grubumdaki 6 kişilik grubumla da aram iyi. hepsi iyi dostlarım, kötü günlerimde yanımda da oluyorlar.
ama bu iki insan cidden moralimi bozdu.
niye yahu amk, adam silmek bu kadar kolay mı cidden bunu sorup duruyorum kendime.
Yani insanlar degisir. Ama o arkadas sizle arkadas olmayi kestigi icin bu kadar kufru hak etmiyor. Insanlarin hayatlari degisiyor yani. Kiz da istanbulda kendine baska bir hayat kurmus baska insanlarla iste. Gayet normal bence, bu isler boyle yani. Bana da oldu oyle, ha kimseye de boyle bir sey yapmadim durup dururken.
Bu arada hepsini okudum, oyle ucundan bakip da yorumlamadim yani. Sirf bunun icin bile tik hak ediyorum bence :^)
ya değişir tabi değişmez demiyorum.
ama bana normal gelmiyor, can ciğer olsunlar, her saniyemiz onlarla geçsin falan da demiyorum. böyle bir niyetim de yok. ama bu kadar aptalca bir hale getirmeleri mantıklı gelmiyor. arada bir tartışma, bir kavga, bir küskünlük olur anlarım da. bu ne amk.
o ilk elemana ettiğim küfürlerin hepsinde de baya haklıyım esasında, en azından benim açımdan bakıldığında. çünkü bu yazdıklarım sadece bir kısmı. tamamını yazsam muhtemelen "benim açımdan" küfürü hakettiğini düşünebilirsiniz. o sik kırığıyla zaten şuan o "6 kişilik" ekibimizden konuşan kimse kalmadı. ama bana yaptığı ibneliği de hiçbir zaman unutmayacağım.
Yani illa tartismayla bitmez ki iliskiler. Bazen bi bakarsin sessiz sessiz biter, bitmistir. Mesafelerden vs.
Mesafeler +100
maalesef böyle, araya mesafe girdiği zaman kimileri bağı koparmak isteyebiliyor. benimde fransa'da okurken can ciğer oldugum arkadaşım, biz fransa'da akademik olarak beceremeyip tr'ye döndükten sonra (o istanbula ben ankaraya) yavas yavas muhabbeti kesmeye basladı. döndükten sonra ilk yıl telefonla sık sık görüşür yine baya muhabbet ederdik, derken o kız arkadaş falan yaptı orada, ortam kurdu falan, aradığımda ''abi yemek yiyorum ben seni ararım'' tarzı şeyler söylüyordu ve dönmüyordu, bu böyle 5-10 kere olunca bende siktiri çektim aramadım bir daha, 7-8 aydır hiç konusmuyoruz. muhtemelen böyle de gider. sessiz sedasız koptuk hayatlar ayrılınca işte.
ha her zaman böyle olmuyor tabii, lise arkadaşlarımın hepsi fransa yada isvicrede okuyor, ne zaman ankaraya gelseler bulusur ederiz sanki hiç kopmamış gibi, ki bazılarını yıllarca görmüyorum fiziksel dünyada anca skype facebook yani düşün.
farklı farklı insanlar işte. yapacak bir şey yok düşünme siktir et.
bu arada bende hepsini okudum.
Aldım kahvemi, yüzümü yıkadım geldim inatla hepsini okudum..gece rüyama Merve, Berk kodadlı kişiler bir de yavşağın teki girerse senin suçun..
Abi bir kere kız resmen kendi düzenini kurmuş, yeni bir başlangıç mıdır nedir, değişim istemiş demek ki sallamıyor..Bu saatten sonra bence o kızı hiç kafaya takma..Tabi burdan yazması kolay haklısın, o kadar zamanında değer vermişsin vs. ama bu yaptığı ile senin onun silmeni haketmiş bence..
O Burak-kodadlı arkaşa gelince her yer bunlarla kaynıyor zaten..Yani emin ol bu konuda yalnız değilsin..Basite almış gibi olacak ama değmez yav cidden..
Bir de ben belli bir yaştan sonra bu arkadaş grubu olaylarına pek inanmıyorum..Eğer sağlam çocukluk arkadaşı gurubu oluşmadıysa, yani çocukluğu beraber sokaklarda geçirip bu yaşa kadar kopmayıp dostun olan insanlarla o "arkadaş grubu"nu kurmadıkça..Lise de, ne biliyim üniversitede oluşan arkadaşlıklar işte böyle oluyor genelde...Pek bağlanmaycaksın o yüzden.. Hayat herkesi belli zamanlarda belli şeylere zorluyor ya da değiştiriyor..
Önüne bak sen artık..Bu da güzel bir tecrübe olsun..
ya şu 'burak' konsuunda en çok zoruma gideni söyledim zaten. ortada hiçbir sebep yokken böyle mesafe koyması ve en kötüsü de, o doğumgünümde üniversiteden arkadaşlarımın ayıplaması falan. gerçekten ezik hissetmiştim o gün kendimi. yoksa artık o piç sikimde değil, arada facete falan görüp sövüyorum içimden, o kadar.
'ece'de ise zoruma giden: yani bu kız izmir'e, ailsinin yanına geldiğinde falan. hemen bizimle görüşür, buluşma ayarlamaya çalışır falan. ben de dediğim gibi, başka planım varsa iptal ederim. buluşuruz yani 3-4 kişi.
ama ben istanbula geldiğimden beri, normalde facebooktan wassaptan yazıyorsa da yazmıyor artık. hani, izmire geldiğinde buluşmak istese de şuan istemiyor, hissediyorum. sanki sümük gibi yapışacakmışım da o yüzden araya mesafe koyuyor gibi hissediyorum, belki boş ve aptalca bir histir tabi ama, bu kadar farklı davranmasının sebebi bu gibi geliyor bana. ki hiç huyum değildir, ne insanları boğmayı ne emrivakiyi sevmem. biri çağırırsa sorgulamadan giderim, bişi isterlerse yaparım. kendim genelde zorlamam 'şuraya gidelim' 'hadi bugün buluşalım' vs. diye, geldikten 10 gün sonra '7-8 aydır görüşemiyoruz hadi iş çıkışı buluşalım' dedim, o günden beri de bişi yazmadım, buluşmayla ilgili.
neyse, ona dair hayatım boyunca düşüncelerimin değişeceğini düşünmezdim de. değişmeye başladı artık. muhtemelen bu saatten sonra çağırsa da bir bahane bulup gitmem gibi. asıl onun durumunu bir cümleyle özetleyebilirdim ama, o cümleyle özetlemem için 7-8 sayfalık yazı yazmam gerekir. ona da gerek yok.
oh en sevdiğim! uzun yazı! (ben de uzun yazıyorum da :D )
adam silmek bu kadar kolay. ben de sana lise grubumdan örnekler vereyim, adamları 10 yaşımdan beri tanıyorum (bkz: anadolu lisesini 7 sene okumuş nesil)
bak ben bu sefer özet geçeyim: 1o yaşımdan beri arkadaşım olan iki kız, bir erkek için sırtımdan vurdular, sonra da onların da arası açıldı bu adam yüzünden. şimdi diyeceksin ki "la bunlar hep kızlarda oluyor?" o dediğin böyle kızlarda olmaz zannediyordum, ama oluyormuş.
gene aynı gruptan bir erkek arkadaşım, arkamdan bir sürü laf etti. aynı elemanla şu yukarıda bahsettiğim kızlardan biri yüzünden kavga da ettim -bahsettiğim kız, erkek arkadaşı yüzünden ortak arkadaşımla kavga etmişti, ben de kızı savunmak için bir posta bu ortak arkadaşla kavga ettim. sonra bu mal arkamdan konuştu falan -biraz kronolojik olarak karışık oldu, neyse- uzun süre bunla küs kaldık, ta ki düğünü için şahit olmamı isteyene kadar -çünkü şimdiki eşi benim ev arkadaşımdı ve ben tanıştırmıştım- ha özür bile dilemedi, "sence ben öyle bir şey yapar mıyım? zaten yaparsam herkesin arkasından yapıyorum!" şeklinde saçmaladı, ben de daha fazla ses edip olay çıkarmasın diye gönülsüzce de olsa şahit oldum -cidden istememiştim de, neyse işte, ben de ayrı yumuşağım :( - ha, şimdi bu yukarıdaki arkadaşların bir kısmı -o kavga eden iki kızdan birisi, bu erkek arkadaşım, bu arkadaşın eski sevgilisi ve eşi, arkadaşın kendi eşi, sonra hepsi uşağa....alsdkaildasi şeklinde tatillere falan çıkıyorlaaar, ne bilem, bir başka arkadaşın çocuğunu görmeye gidiyorlarrr, ve bizim lise grubundan kimse benimle ne buluşmak ne görüşmek istiyor, çünkü ben çok yoğundum şu zamana kadar ve çoğu zaman ailemi bile göremiyorum -zaten ailemden ayrı yaşıyorum- ama onların bir kısmı beni zaten görmek istemiyor, bir diğer kısmı da yoğunum gelemiyorum diye çağırmıyor, ama whatsapp grubumuzdan yazdığım şeylere de cevap falan vermiyorlar. tatillerini falan facebook'tan gördüm, hatta şu en başta arkamdan vuran kızlardan biri evlendi, düğününe bile çağırmadı, kaç ay sonra öğrendim evlendiğini.
ha bu arada, hep kazık yiyen benim, hep aptal, enayi yerine konan benim. bir kere, sadece bir kere, yaptıkları şeyleri yüzlerine vurdum, hanfendiler pek bir bozulmuşlar -hatta söylemedim bile, yazarken sözlükte yazmıştım, birisi de nickimi biliyordu, okumuşlar çok bozulmuşlar, ki o kadar iğrenmiştim ki davranışlardan, konuşasım gelmemişti, yüz yüze konuşmak istemedim, onların aşağılık davranışlarının seviyesine inmek istemedim. belki de hata ettim bilmiyorum. ama zerre güvenim yok, bir yandan da çağırmasalar da olur, diyorum. ha, eskiden hep beraberdik, çok eğlenirdik, konserler, haftaiçi bile içmeye gitmeler, dans etmeler, felsefik memleketi, dünyayı ve evreni kurtarmalar....vs.vs hasılı, o arkadaşlığı özlüyorum, evet. çağırmadıklarında da bazen kırılabiliyorum, ama sonra düşünüyorum, yani ben bunların nesine güveneyim ki de arkadaşlık etmeye devam edeyim ki? yanlarına gidince geriliyoruım misal, öyle diyeyim. bir de ben zaten okb hastasıyım, garip garip takıntılarım var, mesela kırıldığım insanın adına utanır, suratına bakamam, ama onlar arsız arsız bana bakmaya devam ederler, nefret ederim o vakit onlardan -ben de az manyak değilmişim ha! :D -
neyse, o o.ç. arkadaşına gelirsek, işte o yukarıda bahsettiklerim gibi bir insan. o yüzden onu siktir et. kalan arkadaşlarına güven. istanbul'daki kıza gelince, hakkaten de kendine ayrı bir düzen kurduysa, kalan arkadaşlarından vazgeçmiş olabilir. çok klişe olacak ama, senin ona verdiğin değeri sana vermemiş demek ki, bu kadar basit.
sen de çıkar insanları hayatından. bak öylesi daha rahat. ohh hafif hafif! kalabalıksızlıklar iyidir ;) ve evet, insan çıkarmak cidden kolaydır. klişe espri: vefa'ya nerden gidiyorduk? ;)
Usenmeden okudum.
Evet dostum, adam seyapmak bu kadar kolay. Ne sandin? Fedakarligi cok da abartmaya gerek yok, karsligini alacaksin diye bir kaide yok.
Izmir'dekini bilemem ama Istanbul'daki icin soyleyeyim, insanlar birinden uzak kalip yeni insanlarla tanisinca eskilerini yavas yavas unuturlar ve eskisi gibi yakin hissetmezler tekrar karsilasitklarinda. Bu olagan bir durum yani. Ama ben onun icin soyle boyle yapardim zamaninda diyeceksin, bunlari unuttu mu? Evet unuttu herkes de o derece ahde vefa yok. Bunlara alismak lazim. Kimseyi cok fazla degerli kilmamak lazim gozunde. Birde kiz tamamen yeni bir hayat kurmus kendine, eskisi gibi hissetmesi pek de mumkun degil eski bir arkadasina karsi. Aradan ne kadar zaman gecti bilmiyorum ama gecen zamanda kizin hayata bakis acisi bile kokten degismis olabilir.
Sizinle birlikte ben üzüldüm ve sinirlendim, bana da tuhaf geldi davranışları. Neden böyle yaptılar bir şey diyemem, ama anlamlandıramadım. "Olur böyle..." Bahanesi bana tatmin edici gelmedi hoşlanmadım o bahaneden.
boşver tchuck böylelerini baştan elemek lazım aslında da anlayamıyorsun tabi.
hocam baştan eleyemezdim. yediğimizn içtiğimizin ayrı gitmediği insanlardı, ailelerle falan görüşürdük, yazlık tutardık vs.
neyse, artık o kadar umurlarımda değiller aslında. sadece arada hatıraldığımda neden diye soruyorum.