hayatım boyunca oldum olası torpile karşıyımdır. staj için bile torpil istenen bi bölümden mezun olduğum için çok çektim bundan.
dün bir kızla konuşurken abisinin torpille bir kuruma girdiğini anlattı ve durumu savunmak istedi. argümanları şunlardı;
- abim hasta
- haftada bir hastaneye gitmesi gerekiyordu diye hiçbi yer almıyordu
- evde hergün oturup niye faydalı değilim diye ağlıyordu
- sonra biz de araya bilmem kimin dayısı koyduk da bi kurumda işe soktuk.
- ama o hasta, hergün ölümü düşünmek ne demek bilir misin?
dünden beri bu olay yüzünden sinirim hala geçmedi. hastalık da olsa, torpille girilen işte, hakeden birinin önünü kapatmasına rağmen nasıl rahat edebiliyor insan, anlamıyorum. başkası o işe girip kendine yeni bir hayat kurma hayalleri kurarken, bi kişi sırf hasta olduğu için pozitif ayrımcılığı dibine kadar yaşamalı mı sizce ? Bu pozitif ayrımcılığın sınırı başkasının hakkını yemeye kadar gidebilir mi?
Haftada 6 gün evde boş oturan, torpille işe girdikten sonra çalışabilecek durumda olan biri, pekala 1 yıl boyunca boş oturmak yerine kpss'ye çalışamaz mı?
Kime anlatsam benim vicdansızlığımdan, acımasızca düşündüğümden dem vuruyor. Ama kafayı yicem yemin ederim, akşam 8'de sabah 8'e kadar çağrı merkezinde çalışıp, üstüne mezun olmak için haftada 3-4 gün okula gidip ders çalışıp, üstüne bir de kpss çalışarak bi yerlere girmek için uğraşayım. Ama başka biri gelsin "ben hastayım" diye torpili haklı göstermeye çalışsın. Üstüne anlattığım herkes de beni haksız bulsun, anlamlandıramıyorum.
bana kalırsa sen haklısın.
sen haklısın bence de. yok öyle bir dünya başka ülkelerde. burası türkiye işte. kurtulmaya çalışıyoruz hepimiz.
hasta kismini gec de, ne kadar bilgili dolgun olursan ol kendi basina is bulmak o kadar zor artik. adam bakiyor, baya iyisin ama almiyor niyeyse, sonra sacma salak birisi oluyor, birisinin adiyla aliyorlar. torpilin yeni adi da referans tabi artik.
- haftada bir hastaneye gitmesi gerekiyordu diye hiçbi yer almıyordu
bu çok saçma olmuş. hafta da bir günse, o gün muhakkak belli bir gündür. iş yerinde izin günlerini gayet rahat o güne denk getirebilirlerdi. bu mazaret dahi değil.
ayrıca bizde hergün ölümü düşünüyoruz. bana kızın mazaretleri çok saçma ve basit geldi. sen haklısın.
böyle düşünüyorsan, sen de uğraşma. torpil kovala? çok zor değil ki, insan ilişkileriyle alakalı bir durum neticesinde bu da. gidersin siyasi olarak kurumların yakın olduğu ideolojiye uygun bir profil çizersin, bunu belli edersin, ortamlara girersin, birkaç kişiyle irtibat kurup bu irtibat üzerine titrersin biraz. hiç de yırtınmana gerek kalmaz. hayatın gerçeği bu, torpil dediğimiz olayın temelinde "güven, referans, kendine yakın görme" gibi psikolojik etmenler yatıyor sonuçta, kişiyi öncül kılıyor. bu kadar çıldırmaya gerek yok, mantığına baktığında...
ayrıca ne kadar bilgili olursan ol, dünyanın neresinde olsan da ya kendini etkileyici bir şekilde sunabilmen ya da "referans"a sahip olman lazım. iletişim önemli bir faktör her halükarda.
@neseranni
ben senin kadar rahat değilim bu konuda. torpil yapma teklifleri de aldım. kara kuvvetleri komutanlığının aldığı sivil memur ilanını çıktığında, direkt kara kuvvetleri komutanını araya sokmayı teklif eden tanıdıklarım olmuştu. ama ben o parayı boğazımdan geçiremem.
senin mantığınla "sen yapmasan başka biri torpille girecek" başkaları haram para yiyor diye ben yiyemem. herkes sizin mantığınızla olduğunda daha da bataklığa saplanacaksınız.
genelleme yapmak doğru olmaz ama bir işi gerçekleştirebilecek vasfa sahipsen o işi birilerinin tavsiyesi ve yardımıyla yahut da mülakata girerek elde etmiş olman arasında bir fark göremiyorum. sonuç olarak işverenin inisiyatifinde oluyor her iki durumda da. mülakatta da onu kendin manipüle etmiş oluyorsun, güvenini kazanmaya çalışıyorsun, etkilemeye çalışıyorsun; onun tanıdığı bir başkası ikinize aracı olduğunda ise sadece aradaki önyargı duvarı yıkılmış oluyor ve artı puanla işe daha yakın oluyorsun.
olayın haksızlık boyutu o işi, işi gerçekleştirecek vasfa sahip olmayan kişilerin almasında başlıyor bence.
neseranni+1
torpille ise girdiginde o isi senden daha cok hak eden insanlarin hakkini yiyecegini dusunuyorsan ayni ihtimal torpilsiz girecegin iste de mevcut, buna bu kadar takilmak anlamsiz.
vicdan meselesi.
ortopedik engelliyim.
2010'da sağlık bakanlığının personel alım ilanına girdim. 2.ci oldum. 2 kişi alacaklardı lisans mezunu. benim puanım bir kişi ile aynıydı. bu durumda mezuniyet tarihi önce olanı alacaklardı kurallarda bu belirtilmişti.
peder dahil çevremde bir sürü kişi torpil teklifinde bulundu. isim vermeyeyim çok sağlam yerden torpil yaptırma imkanım vardı. ben olur verseydim olacaktı o iş. kabul etmedim. teklif edenleri de sert bir dille eleştirdim.
2 sene sonra ek alımla beni de aldılar.
kendi açımdan söyleyeyim ben bunu kabul etseydim hayatım boyunca mutlu olamazdım. 2 sene işsiz kaldım ancak hiç umrumda olmadı bu.
şu an yaptığım işi layıkıyla gerçekleştirdiğimi düşünüyorum. benim kadar hakeden yoktur bulunduğum pozisyonu.
haklısın. ben de artık yıllardan sonra bir kişiye yolladım cvmi, arkadaşı o şirkette calısıyordu ama allahtan olmadı. hak kavramına takık oldugum ıcın sanırım sürdüremezdim. ha bana göre bi işti fazla nitelik aranmıyordu kariyer nette de basvurdum aynı pozisyona ama bakmıyolar ki. bi baksalar alacaklar belki diye düşünüp ve evdeki söylenmelerden de bıkıp yaptım.
biraz anlayabiliyorum o insanları. fakat burda öncelik iş bulmak değil psikolojiyi düzeltmek olmalıydı. niye faydalı değilim diye ağlayan kişinin tek derdi iş değildir keske bunu anlasalar. zaten kafa duzgun ve olumlu calısıyor olsa faydalı olmadıgını dusunecek duruma gelmez kişi.
yine de haklı olmana rağmen sinirini yersiz buluyorum. herkes senin gibi düşünmeyebilir cunku herkes kendi yararına olacak biçimlerde erdemi düşünüyor. sen kendi yoluna bak başkasının doğrusu yanlışı sana kafayı yedirmesin. seni hiç ilgilendirmiyor çünkü. ve başlar kimin yüreği daha yüce yarışı diyordu cahit zarifoğlu.
bir de referans olmakla torpil yapmak aynı şey değil. önceden çalıştığım yerlerdeki nasıl çalıştığımı bilen insanlar beni birilerine önerse tamam da amcamın oğlu sırf guvenilirim diye birine oneriyorsa garip geliyor. belki de güvenilirim değilim, ne bileyim bu da ayrı bir yük.
bence haksızsın. torpil iyi bir şey demiyorum, ama bu ülkede şu anki durumda torpil gerekli bir şeyse ve herkes torpille bir şey yapıyorsa ben de şansım olursa her türlü torpili kabul ederim. çalışanların %90'ının torpille çalıştığı bir ülkede "ben mi kurtarcam ülkeyi amk" derim. kötü insanların yaşadığı sikten bir ülkede bulunuyoruz, o yüzden her türlü pisliği yaparım demesem de torpil dahil birçoğunu yaparım. yapmazsan yapmadığınla kalırsın yaparsan birçok şeyi elde edersin, bu ülkede böyle. ya senden çalarlar ya sen çalarsın durumu