1) türkleri arap sanıyorlar
2) kadınların ulu orta gülmemesini söyleyenin başbakan olduğunu sanıp bunun uygulanadığını sanıyorlar.
3) internetimizin yasak olduğunu sanıp attığımız yorumlarda türkiye dışından mı atıyosun sorularına maruz bırakıyorlar.
4) ülkemizde idam var sanıyorlar ve 4 eş olayının olduğunu sanan bile var.
Şimdi yurtdışına çıktığımızda "aha geldi tipini siktiğim" mi dicek bunlar?
aynen öyle diyecekler, hatta türk olduğunu öğrendiklerinde uzak durmaya da çalışacaklar. tabi bu avrupa da biraz kırıldı ama amerika da hiç kırılmadı desek yeridir. avrupa da bu kadar cahil az kaldı.
hayatımda bir kere yurtdışına çıktım. bir tanesinde adam sizi zorla camiye götürüyorlar mı diye sordu. bir başka adam da ramazan'da yemek yiyince polis sizi tutukluyor mu diye sordu. maalesef bunlarla uğraşacaksın.
O dediklerinizi sanan pek yok da yine de cevap vereyim hayir demeyecekler.
en modern zamanlarmızda da farklı değildi bakış açısı. eskiden ben de sinir olurdum ama bir vakit sonra anlıyorsun, bütün dünya cahil dolu.
senin ülken ile ilgili oturup araştırma yapmazlar zaten, önyargıyı da dayayıverirler. sevmemezlik olarak görme, cahil cahildir adam sınır komşusuna da aynı önyargı ile bakıyor. isviçre'li italyan'a sıçan der, alman isviçre'liye köylü der.
biraz da kendimizi eleştirelim, yurt dışındaki imajın sorumlularından önemli bir kısmı da yabancının karşılaştığı türkler. online oyun oynayan adam ana avrat düz giden 13-15 yaşındaki türk ile büyüyor. yurt dışındaki türk imajı da malumunuz.
ha türk insanı da önyargı konusunda hiç az değil batılıdan. batılının önyargısına laf eder bütün asyayı "köpek yiyorlar" diye sınıflandırıverir.
tavsiyem, yurt dışında bunlara takılmayın. siz ayrı, kendi bulunmak isteidğiniz çizgiyi çizin. eğer olur da buna rağmen size ırkçı yaklaşırlarsa "nothing worth of value is lost", batının cahili ile karşılaşmışsınız demektir. nasıl görgülü, akilli, en azından yeni tanıştığı biri ile politika konuşmaya girmeyecek bir çok batılı varsa görgüsüzü de var.
Dün çok yakınlarımdan biri İngiltereden geldi. Orada bir tane eczaneciyle tesadüfen diyaloğa girmişler ve kadın Türkiye'yi bilmiyormuş.
Bu konunun fazla şişirildiğine inanıyorum. 32 milletten insanla muhattap olmuşumdur. Türkiye ve Türk insanına bakış açıları sanılanın aksine gerçekten olumlu. Bu sosyal anlamda da kültürel anlamda da ticari anlamda da böyle. Çoğunluk bizi Avrupa'nın bir parçası olarak görüyor ve doğu-batı sentezinde hassas, dengeli bir noktada olduğumuza inanıyor. Eyyorlamam bu kadar.
Ek: Kendi milletini, devletini, insanını bu kadar itin götüne sokan tek millet oalbiliriz.
1) turkler araplarla komsu. Normal. Ben bile bazen lan biz arap miyiz diyorum.
2) soyleyen basbakan yardimcisi. Basbakan da ayni tiynette. Bu konuda haklilar. O seviyede boyle bir ifade dile getirebiliyorsan firsatini bulunca uygulamak istersin demektir.
3) haklilar. Internetimiz yasak. Guzel bir elestiri yazisi yaz, populer olsun ve olaylari izle.
4) idam var sanmalarindan bir sey cikmaz bence. 4 es konusunda cahillik yapmislar. (Yalniz ulkemizde yok degil)
5) hayir demeyecekler. Cunku eli is tutan biri olarak gidecelsin.
5) Evet. Hayvan gibi hem de. Deli gibi önyargı yıkmak zorunda kalacaksın. Özellikle de bir avrupa ülkesine gidiyorsan. Sürekli 'aa türk gibi değilsin' diyecekler, başta iltifat gibi gelecek sonra hakaret olduğunun farkına varacaksın aslında.
Bunları kafana takmaman lazım yurtdışında yaşayacaksan. Günlük hayatta sürekli karşılaştığım şeyler. Hatta bazıları senin o ülkede, o şartlarda yaşamana bile kafayı takacak. Mesela suriyeliyi q7 jipte görünce nası diyosun 'amına kodum arabı nası takılıyo benim ülkemde benden daha iyi' diye, sana da aynı öyle bakacaklar. Alış bunlara.
Dibimizde olmayan ama aramızda da 4-5 ülke olan bir ülkede "Türk o; sigara-alkol almaz, denize girmez, deveye biner. Bakma sen, o burada soyunmuştur. Evli olmadığına göre kumadır" önyargısı yüzünden 1-1.5 ay kimse benimle konuşmamıştı iş yerinde. Tabii bu Avrupa'daki herkes değil ama bir üniversitede bu önyargı ile karşılaştım. En son "Ford marka deve ile işe gidiyorum; arada çarşafım devenin bacaklarına dolanıyor ama çok da zor değil" diye patladığımı hatırlıyorum.
Hollanda da yaşlı çiftlerle güzel güzel sohbet ediyordu nerelisiniz diye sordular türküz dedik ve yüzlerini asıp sandalyelerini çevirip sırtlarını çevirdiler. Benzer şeyleri belçikada da fransada da ve daha birsürü avrupa ülkesinde yaşadık. Ama amerika da durum biraz daha farklı sanki. Zaten birsürü göçmen olduğu için kimse kimseyi dışlamıyor gibi.