Daha iyi şeyler yediğimizde gideceği yer yine aynı. Yani çıkan şeyin kokusu daha iyi olmuyor. Daha pahalı kıyafetler giydiğimizde bir süre sonra çöp oluyor. Daha lüks bir araba bize sandığımız kadar tatmin hissi ya da mutluluk getirmiyor.
Tüm bunların farkındayım ama hala yukarıda saydığım şeyler için hırsımı yenemiyorum. Bir şeyin farkında olup da uygulayamamak sanırım bu dünyadaki en kötü şeylerden.
Siz ne düşünüyorsunuz bu kapitalist düzenin ve toplumun dayatmalarına karşı?
nazım'ın dediği gibi bir sincap gibi yaşa sen de o zaman. büyük bir ciddiyetle ve yaşamaktan başka birşeyi düşünmeden.
alışkanlıklarından, bütün bir toplumdal vazgeçip yaşayabiliyorsan ne ala. örgütlü yaşa, daha anlamlı bir dünya için mücadele et mesela. ya da birşeylere inan, birini sev, birine bakmak zorunda kal ama bir amaç bul. o zaman yaşayabilirsin.
Ben de aynen boyle dusunuyorum ama insan ne bileyim hava atma, daha iyi sartlarda yasama, ailesine daha iyi seyler sunma, hirs gibi sebeplerden dolayi daha iyi araba daha luks bir hayat vs isteyebiliyor.
Ki bu kapitalist igrenc pislik lanet duzende ve toplumun dayatmalarinda da, ne kadar iyi gorunumlu oldugun, arabanin ne oldugu vs gibi seyler karsindaki insanin sana nasil davrandigini degistirebiliyor. Insanlara dis gorunuslerine gore davranacak kadar siglasmisiz.
Ama daha iyi bir yasam standartinda yasamak ve yasatmak varken kim daha kotu sartlarda yasamak ister.
Ayriyetten ay nov kung fu +1
ya ben bu mantığı anlamıyorum. çıkan şeyin kokusu daha iyi olmuyorsa taze ekmek yemeyin de gidip bayat yiyin o zaman. kapitalist düzen diye bokumuzda boncuk mu aramamız lazım illa? ölçüyü tutturmak gerek.
kendimi övücem şimdi müsaadenizle. ben 20 yaşındayım. 3 yıldır gayet temiz ve şahane olduğu gerekçesiyle aynı ayakkabıları giyiyorum. tüm eşyalarımı bir bavula sığdırıp herhangi bir yere taşınabiliyorum. kullanılamaz hale gelmediği sürece telefon, çağın çok gerisinde kalmadığı sürece bilgisayar değiştirmem. kendi standardım vardır, ona ulaşana kadar çalışırım; fazlası için itlik köpeklik yapmak, sürekli daha fazlasını kovalayıp mutsuz olmak tarzım değildir. müthiş zeki bi adamım.
ama diyorum ya, bu kadar düşünmek de fazla. ben yıllardır arabaya binmiyordum. çocukken bizim arabamız vardı ama lüks değildi, orta sınıf arabasıydı. şimdi ona binince mutlu oluyo muydum? evet oluyodum.
4-5 ay kadar önce duyurudan tanıştığım bir abinin bmw'sine bindim. lan çocuk gibi mutlu oldum. camdan insanlara falan bakıyorum HŞŞ BMW'NİN İÇİNDEYİM LAN dercesine. neden? çünkü bmw kaliteli, şahane araba. rahat. çok güzel.
yani demem o ki tüketim çılgınlığına kapılmamak lazım. sürekli daha iyisini, daha fazlasını isteyerek harap olmamak lazım. ihtiyaçla lüksü, ne derece lüks yaşamak gerektiğini falan iyi hesap edebilmek lazım. ama hayatın tadını çıkarabilmek, elde edilebilen bazı şeylere ulaşabilmek için de çabalamak lazım.
kapitalist düzen deyu deyu aç kalmaya da lüzum yok. ihtiyaç ve lüks dengesi. benim için altın kural, kriter, her ne ise. ihtiyacım var mı? varsa al. peki yoksa? çok mu lüks bu? almam uygunsuz mu olur şu durumda? olursa bırak. olmazsa al ulan her gün mü alıyosun.
Sanırım bu farkında olduğun gerçeklikte yaşayamamanın sebepleri partner, aile veya arkadaş 3'lüsünden biri ya da bir kaçı olmalı. Bunlardan hangileri istemsizce veya isteyerek seni buna yönlendiriyorsa ondan/onlardan uzaklaş.
Bu sayede farkında olduğun ama uygulamaya koyamadığın hayat görüşünü ufak ufak yaşamaya başlayabilirsin.
Sistem dedigimiz sey bu iste. Hep sizden daha iyileri goze sokup sizi daha cok calistirip sizden maksimum faydayi saglamak. Bu sirada da ucundan azicik koklatip hirsinizi canli tutmak.
Sadece ekmek de yeseniz 400 liralik bir ogun de yeseniz karniniz doydugunda yemeyi birakacaksiniz. Bunu fark etmis olmaniz da cok onemli.
Daha iyi hayat standardi icin daha cok calismaya karsi degilim. Ama bu hirs su aninizi yiyip bitiriyorsa veya o standardi elde ettiginizde keyfini surecek zamaniniz veya ruh sagliginiz kalmamis olacaksa hicbir onemi yok.
Amac daha iyi arabaya binmekten daha yuce olursa, cok bireysel olmazsa motivasyon daha yuksek ve kalici oluyor. Elde edildiginde de daha buyuk bir tatmin duygusu oluyor.
En azindan esyalari amac degil arac gormek lazim.
Ben de ailemi iyi şartlarda yaşatıyorsam gerisinin bir önemi yok. Ama sadece karın tokluğu doyurmaz gözümü. Çocuğumun istediği bisikleti almayı isterim, kuruyemişçiye gidince fıstık da alacak şartları isterim yani.
Ama arabalara çocukluğumdan beri hasta olduğum için bindiğim araba pek mütevazi değil. İçime sinmiyor, ama biniyorum. Neden, arabaları çok seviyorum çünkü.
Kendine ait bir ek iş yapabilirsin.Yeni işinle uğraşırken hiç sıkılmazsın.
"Bu halde daha iyi bir ev, daha lüks bir araba, daha pahalı kıyafetler almak için daha fazla kazanmaya çalışmanın, kendini hırpalamanın, aşırı hırs yapmanın ne anlamı var?"
yok. cunku parayi daha iyi ev araba kiyafet icin kazanan insanlar dunyanin en bos insanlari benim gozumde. dunyada yapacak o kadar cok sey var ki, bir cogu para olmadan imkansiz. harcayacak paran olduktan sonra yapacak cok acayip seyler var bu dunyada. amerika'ya gidip p51 mustang kullanabilirsin mesela, ya da ukrayna'da L39 albatros, ya da moskova'da mig jeti :) bunlar aklima gelen ilk 3 sey. yuzlerce hobi var parasiz yapilamayan, bizim memlekette nedense hobi deyince futbol maci izlemek, mangal yapmak geliyor insanlarin aklina sadece. parayi araba kiyafet restaurantta yemek yemek icin kazanan didinen insanlara diyecek hic bir seyim yok gercekten.
eger hayatta sevdiginiz hic bir sey yoksa kafami koyacak evim olsun karnim tok olsun yeter diyorsaniz zaten evet cok manasiz kendinizi hirpalamak.