Çoğu zaman dalmış gitmiş içimden tekerleme gibi bu lafı söylemekte olduğumu sonra fark ediyorum, kimi zaman gözlerimde yaş da birikmiş oluyor. Ama bu sözle ne kastettiğimi zerre bilmiyorum. Öyle özellikle ay çok mutluydum diye hatırladığım ve özlediğim bir dönem yok.
Hayatımın en mutlu olunacak dönemindeyim, 6 yılın sonunda üniversiteyi bitirebildim, yıllardır okul nedeniyle bulunduğum ve sevmediğim istanbul'dan, memleketime döndüm, şahane deniz manzaralı(yatak odası, salonu boydan boya denize bakan, bütün körfezi gören) bir ev tuttu ailem bana, bir nevi okulu bitirebilmemin ödülü olarak. Sağlığım ve ailemin sağlığı iyi, ufak tefek dertler dışında hayatımda hiç bir sorun yok. Ama elimde değil, boş boş bakarak bu lafları tekrar ediyorum bilinçsizce, çoğu zaman içimden, bazen de dışımdan mırıldanarak. bazen de kendimi mutlu olduğum ama bir türlü hatırlayamadığım bir zamanı kaşlarımı çatmış hatırlamaya çalışır buluyorum. Annem babam sık sık alice daldın gittin ne oldu kötü bir şey mi oldu, iyi misin diye soruyor. Bir şeyim yok diyorum. Ne oluyor bana? Hiç böyle bir şey yaşayan var mı?



 

Çalışmaya başladın mı? Bir şeylerle uğraşıyor musun? Doldur hayatını. Çok boş kalmak da iyi değil. Mutlu olmamak için bir sebebin yok gibi görünüyor. Belli bir tempo tutturduktan sonra belki boyle şeyler düşünmek için vaktin olmayacak ve sen daha iyi hissedeceksin?

kehribar

bir psikiyatriste girmenizde yarar olabilir.

belki, sizin daha kendinizi hic bilmediğiniz bir donemde, oldukça kotu seyler olmuştur, hayatınızda...

for the record

yalnız ve amaçsız olabilirsin.

instant crush

Canınız sıkılıyordur, bir süre de sıkılmasının kimseye büyük bir zararı olacağını sanmıyorum ama süreyi abartınca bunalıma dönüşmesin.

İstanbul'daki "oraya buraya koştur", "onunla bununla görüş" gibi yoğunluklardan sonra birdenbire rahatlığın kucağına düşünce insan bir "Ne oldum ben" demese de hafiften sıkılıyor. Çalışmıyorsanız, oyalayacak bir şeyler yoksa can sıkıntısı da depresyonmuş gibi görünebiliyor.

kehribar'a tamamen katılıyorum. Biraz bir şeylerle uğraşın. Meşgul tutun kendinizi. Kitap okumayı, yürümeyi keyif gibi değil de her gün aynı saatte yapılması gereken bir işmiş gibi ele alın. Zaman boşluklarını doldurun. Boş zaman bırakmayın kendinize.

aychovsky
1

mobil görünümden çık