"En iyisini yapın: Yaptığınız her işte en iyisini yapmaya çalışın. Başarı yeni başarıları getirir. Mükemmeliyet tutkusu olan insanları işe alın."
bu söz üzerine değil de, ben çok detaycıyım aldığım herşeyde bi sorun çıkar ya da çıkarırım. ille en sorunsuzunu bulana kadar
yaptığım ödevlerde de geçerli bu durum.
bi ödev yaparım eksiksiz illa o ödev 100 lük olacak düzeniyle içeriğiyle tam olacak.
en basiti martta rayban wayfarer siyah mat aldım. mat çatlakmış geri götürdüm ellerindeki tüm matlar çatlak. firmaya gönderildi. firma geri toplamak istemiş matlar arızalı diye damla olanlarla değiştirdim. camında leke var silmekle geçmiyor onu da götürdüm parlak wayfarer aldım mesela.sorun yok şuan
mesela bir de şu var; (git: 788420) cevabında yazdım başıma gelen olayı.
1ay önce conakers aldım dikişi tam dikememişler fermuarın yanı açıkmış dikkatimden kaçmış bir kere giydim o gün farkettim ertesi gün ayakkabı kucağımda mağazadaydım.
böyle kılı kırk yarmak problem mi?
bilemedim böyle gıcık, kıl insan muamelesi yapılıyor arada
takmıyorum tabiki. bilemedim problem mi değil mi.
var mı böyle olanlar aramızda?
tanışalım.
Var. Ama ben aldığım değil verdiğim şeylerde mükemmelciyim. Yani o gözlüğü ben alsaydım çok umursamazdım. Ama o gözlüğü ben üretiyor olsaydım uyku uyuyamazdım çatlak diye.
Steve Jobs satın alandan ziyade satandı. Yaptığınız iş derken de üretimden bahsediyor olsa gerek. O yüzden şurası sıkıntılıydı o ürünü değiştirdim demek pek de benzerlik değil aslında. 100 lük ödev konusunda bir üretim var sadece.
Ben kılı kırk yarmam birkaç konu haricinde. Sonra kanser falan olurum neme lazım. Steve de kanserden öldü. Dikkat et.
Kusur bulmakla, kusursuz bi şey yapmak faklı şeyler.
mükemmel iyinin düşmanıdır diye bi laf var.
o 100'lük ödevi vaktinde verebiliyosan ve daha hayâti şeyleri aksatmıyosan, fena diil. ama her zaman bu risk var. mükemmeli yakalıycam derken, hayâti şeyleri ihmal etme rixi.
Steve reyizin dediği, üretilen mal ve hizmetin mükemmelliği.
gözlük ayakkabı ise, tüketicinin mükkemel ürün takıntısı.
böyle kılı kırk yarmak, problem. neden? hayatın mutsuz geçer. sana kıl muamelesi yapılmasını nereye kadar takmayabilirsin?
haa, ayıplı mal almayı ben de istemem de, iPad'imin üzerinde parmak izi var diye de uykum kaçmaz.
hem kusursuz olmaya debeleniyorum hem kusursuz olanı arıyorum öz cümle böyle. sadece örnekler verdim.
şöyle diyim seneye bitirme tezimi yazıcam. mükemmel olacak. eminim. kendime inancım tam. hani deli gibi araştırırım en ince detayına kadar öğrenirim.
duyuruda bahsettiğim ödev beni aşan bi ödevdi hakkından geldim hayatımı aksatmadım. gayet tatile bile gittim öyle diyim.
bu mükemmel arayışı, yarraklara yan bastırmıycak derecedeyse, yararlı olabilir.
bu konuda ''o herif manyak la! oturup dıdısının dıdısınnan uğraşıyo, onnan rekabet edilmez olm!'' gibi bi şöhret edinirsen, bazı kapıları açabilir sana.
@ dini butun kedi
o kadar değilim ya.
verdiğin örnekler biraz başarısız. en azından verdiğin örneklerde mükemmeli aramadığını söylemek mümkün.
- ödevleri zaten 100'lük yapman beklenir: "100'lük ödev yapıyorum" demek mükemmeliyetçi olduğunu değil sorumluluklarını ciddiye aldığını gösterir (ki -- dalga yok burada -- ne güzel bir şey bu).
- gözlük aldım şurasında bir kusur, ayakkabı aldım fermuarı bilmemne... ee, yani? burada da bir mükemmeliyetçilik yok ki? hevesle bir ürün almışsın tabii ki de yepisyeni ve pürüzsüz olmasını isteyeceksin.
@inscrutable
ödevlerinde bi kriteri vardır. ben o kriterlerin çok çok üstünde rapor yazıyorum
nasıl anlatayım bilemedim.
mesela karmaşık sayılar ödev konusu olsun genellikle karmaşık sayı Z kümesinin elemanıdır vs diye başlanır ödeve.
ben karmaşık sayı ne zaman bulundu kim buldu neden buldu ne yapıyodu ne yapıcaktı nerelere geldi gitti vs. herşeyini araştırır da yazarım.
konunun hakkınında hakkını veririm. en basiti bizim bölümde kimse hocalardan ödev konusunda takdir almaz sunum konusunda da, bi bana söylerler.
yeni aldığın ürünlerdeki olaya gelince tamam herkes ister ama ben onda da extra dikkatli davranıyorum sıkıntı büyük
yaa of nasıl desem, çevremdeki böyle insanları itici buluyorum, hele ki erkekleri. özellikle aldığı şeylerin çok peşinde koşanları. tamam yanlış bir düşüncedir belki ama bana cimri, üç kuruşun hesabını yapan adamlar gibi geliyor. geçen biri anlatıyor kek almış marketten bildiğin dankek gibi mesela. bozuk çıkmış, firmayı aramalar, özür dilemek için buna paket göndermişler, yok efendim kekin ambalajını istemişler bilmem ne. çok matahmış gibi anlatıyor bunu. "ulan 50 kuruşluk kek, bozuk çıktıysa yemeyiver. neyin peşindesin?" diyorum. ve evet böyle tiplerin herşeyinde de bir sorun çıkıyor. çok rahatsız edici buluyorum bu insanları. rahat, gailesiz insanlardan hoşlandığımdan sanırım.
@kerbee
itici gelebilir
50kr. bişi değil ama
zamanında ailem yapmıştı, çikolata alındı bozuk olması gerçekten sorun değil ama içinde kocaman bir ip vardı.
bu sorundur mesela.bunun ardına düşülür.
o ip nerden geldi?
şu verdiğin çükületa örneğinden sonra, sen bu gafaynan, sonunda Amarigaya gelin. şoraya yazıyom bak! dediydi dersin.
işte sana şöyle diyeyim, skseler ardına düşmem, "aaa ip çıktı lan asfdagdsgads" diye güler, gider çöpe atarım ya da ipi çıkarır yenecek gibiyse çikolatayı yerim :D bu gibi meseleler benim hayatımda ne kadar yer kaplayabilir, kafam almıyor. günlük yaşantımda 5 dakikamı alacak birşey için daha fazlasını veremiyorum ben. fıtrat meselesi olabilir. kemirmeyin böyle kendinizi, valla değmiyor hiç ama hiçbir şeye, üzülüyorum bu tip durumlara.