Hayir.degil maalesef :/
Hatırladığım kadarıyla edebiyatta iyilerin idealize, kötülerin karikatürize olduğu bir dönemdi. iyi ve kötü bütünlük içinde verilmiyodu. gerçeğin fotoğrafını değil, fantezileriyle beslediği resmini veriyordu yazar.
yarmasimo'nun dediklerini besleyecek şekilde, romantizmin olayı (dominant olduğu döneme de bakılırsa: 18.yy sonu - 19. yy ortası) tam da o aralar yaygınlaşmakta olan endüstriyelleşmeye bir tepki aslında bakarsan. "endüstriyel dünyaya tepki olarak doğmuş". "amına koyim bilim, mantık çok güzel iyi de insanız lan biz, hisli şeyleriz" diyor, bunu kendine bir taban oluşturmak için de aydınlanma avrupasının yeni, çağdaş şehirlerine sırtını dönüp, yüzünü doğaya, tabiata çeviriyor, hislerini ve duygularını o doğanın büyüklüğü ve görkemliliği etkisinde çerçeveleyip ifade ediyor (sonuçta o aralar doğa da bu kadar sikilmemiş henüz). genel olarak "insan eli değmemiş" şeylere yapılan bir vurgu var yani, bu duyguların daha öne çıkması, fanteziler, iyi/kötü ayrımının daha sivri yapılması da bu el değmemişlik, vahşilik ile alakalı, endüstri tarafından işlenmemiş, rafine edilmemiş, düzleştirilmemiş.
süper cevaplar canlar. çok merciler.
peki başka cevap yok mu, başkalarından cevaplar?