ekteki fotoğrafı çoğunuz biliyordur zaten. bilmeyenler için özet geçeyim. fotoğrafı çeken kişi güney afrikalı bir fotoğrafçı kevin carter, bu fotoğraf sayesinde pulitzer ödülü alıyor. fotoğraftaki küçük sudanlı kız, açlıktan ölmek üzere bir şekilde ilerideki yemek dağıtılan merkeze sürünerek ulaşmaya çalışıyor, arkasında da bir akbaba, kızın ölmesini bekliyor.

kevin carter, pulitzer ödülünü aldıktan 3 ay sonra intihar ediyor. o küçük kızın fotoğrafını çektikten sonra akbabayı o anlık ordan kovuşturmaktan başka hiçbir şey yapmadan oradan ayrılmayı kendine yediremiyor. oysa ki afrikaya giden herkese ölümcül hastalık kapma riski yüzünden yerli hiçkimseye dokunmamaları sıkı sıkı tembihleniyor. ama yine de bu sahne sürekli rüyalarına giriyor ve en sonunda dayanamayıp kendi canına kıyıyor...

soruma gelecek olursak; başkalarının rüyalarına hiç girmiyor mu böyle yitip giden hayatlar? hiç uykularından uyanmıyorlar mı kan revan içinde? verdikleri yanlış kararların ağırlığı hiç düğümlenmiyor mu boğazlarına? intiharı zaten saymıyorum, istifa etmek niye kimsenin aklının, onurunun, gururunun ucundan geçmiyor?

 

Onun için vicdan, onur ve erdem gerekir. Herkeste yok maalesef.

pavlis

Vicdan, merhamet gibi insani insan yapan değerlere sahip olmadıkları için bir şey hissetmiyorlar bence.

barbara herhalde barbara manken olan

istifaya yanaşmamayı yalnızca güç arzusuna, paraya ve ya ne bileyim dediğiniz gibi onursuzluğa, kişiliksizliğe falan bağlamamalıyız bence.
(yoksa şüphesiz bunlar da fazlasıyla var tabiki de.)

mesela şu an sorumlu bakan istifa etse, dokunulmazlığı ve siyasi ilişkileri ortadan kalkacağı için, çok daha rahat suçlanıp yargılanabilir, ceza alabilir.

bunun korkusu da var.

yine, sanıyor musunuz ki, mesela başbakan çıksa ve dese ki "ben istifa ediyorum. görevimi kötüye kullandım" ya da "görevimi hakkıyla yerine getiremedim."

bunu deyip arkasını dönüp bilmem neredeki yazlığında rahat oturabilir mi? dokunulmazlıkları ve siyasi gücü elinden giderse, aleyhinde dosyalar yeniden açılırsa yatacak yeri kalmaz. kimse onu koruyamaz. ancak yurt dışına falan kaçarak kurtulabilir. sürünür durur en iyi ihtimalle hapishane köşelerinde.

yoksa suçlu olduklarını bildiklerinden de eminim.

kmtetrfn

kimse mesuliyet kabul etmiyor, o çocuk (eğer bu fotoğraf gerçekse) orada o durumdaysa bu neye rağmen böyle? senin benim ya da birtakım zevatın "gelişmişlik"lerini övdüğü isveç ingiltere amerika gibi ülkelerin "ultra" refahının bir sonucu.

dafaiss
1

mobil görünümden çık