biri bana anlatabilirmi dükkanlar açık havada yan yana dizildiğinde (örneğin: çarşı) sorun olmazken etrafı 4 duvarla çevrilince neden düşman kesiliyoruz?

şimdi ben bir sokak kursam, yanyana bir sürü dükkan dizsem avm olmayacak bu.. çarşı olacak ama etrafını çevirip klima koyarsam recm edileceğim? doğru mu anlıyorum.

kusura bakmayın. pek bilmiyorum. kapitalist refah seviyesine ulaşıp; "iphone, amerika istedi diye alıyoruz aslında, tv yüzünden barbour mont giyiyorum. kapitalist sistemin oyunları bunlar." sohbetlerine biraz uzaktayım.. avm hava şartlarından korunup turladığım, biri ile buluşacaksam önünde, içinde lokasyon verdiğim yer. bide loft tan t-shirt almıştım geçen sene 9 liraya.

avm linç etme olayı nedir? heryerde var.

 

popüler çünkü.

tescillimarka

çalışırsan anlarsın. hasta ruhlu yöneticiler, amirler, sana verilen 10 m2 kapalı alan ve o alanda sabah 10 akşam 10 çalışman. kaprisli müşteriler, milyonlar kazanan markalar ama asgari ücret ödemeler vs..yeterli mi?

mayeskuel

Gidip avmdeki bir magazada, cok degil bir gun calismani oneririm. Ya da zamanini ayirip masalardaki tepsileri toplayan temizlik gorevlilerini yarim saat izle. Avmlerin neden sevilmedigini anlayacaksin.

damdanakan

@mayeskuel ve @damdanakan @cesario

ben; insanların sevip, yerel olduğundan fanatikliğini yaptığı sikindirik bir markette çalıştım. görseniz sizde seversiniz. abi küçük esnaf diyip alışveriş yapardınız.. migrosta forkliftle taşıdığını biz elle taşıyorduk. tek fark buydu.

ben saçma sapan bi giyim mağazasında çalıştım. yine 10m2 kapalı alan. sabah 9 da gelir 10a kadar temizlik çay, cam temizlemesi eşya dizme vb.. akşam 10 kapanış ve eşyaları geri toplama kasa sayım teslim.. 10:30-11:00 di çıkışım.
türkiye şartları bu hani.

edit: 1 gün çalış diyenler, Okurken: LCW, D&R, Özsüt,TeknoSA da çalıştım.
küçük esnaftada çalıştım.

ibomiu

avmde değil çarşıda bir mağazada çalışınca al kardeşim sana 3x asgari ücret maaş mı diyorlar, ben mercedese biniyorum al sen de bin mi diyorlar, al 5 saat mesai mi yap diyorlar ne diyorlar onu soruyor soru sahibi zaten.

vasıfsız elemana 950 TL değil 2950 versinler keşke de mühendisi doktoru ne alacak ki adalet olsun o zaman.

tescillimarka

avm yapmak için senin de dediğin gibi etrafını duvarlarla çevirip, ona uygun çevre düzenlemesi, otopark vb. şeyler yapman lazım eee dogal olarak bunun için de bir araziye ihtiyacın var demektir. avm de ki mağazaların kar etmesi için ise, yüksek sirkülasyon lazım bunun için de avm ler genellik bölge merkezlerine yapılır. istanbul'da da böyle bir arazi artık kalmadığı için hangi yollarla olduğunu artık hepimizin bildiği şekilde imara kapalı(gezi parkı), tarihi eser niteliği taşıyan(haydarpaşa garı) gibi alanlar veya da b2 arazileri avm yapıcak inşaat grublarına peşkeş çekiliyor. insanlar buna karşı avmye değil.
yoksa gebze de e-5'in kenarına yapılan gebze center'a kimse birşey demedi veya da beylikdüzünde yapılan boş arazilerde ki avmlere de kimse bir protesto yapmadı.
sanırım anlatabilmişimdir açık bi şekilde insanların avmlere değil avm yapmak ve para kazanmak için parkların, tarihi eserlerin yok edilmesine karşı olduğunu.

bana da bu yakisir

lokal dönercinin yanına avm, içine de mc donalds koyuyorsun. kendi dükkanı olan adam bi bakıyorsun mc donaldsta kasiyer olmuş.

büyük markalar daha çok büyürken, küçük markalar kapanmak zorunda kalıyor. tekelleşme, gelir adaletsizliği artıyor.

bir de her şeyden öte çirkin olmaları var tabi.

şu iki bina aynı yol üzerinde

i58.tinypic.com
i62.tinypic.com

kta

@bana da bu yakisir

sanki çoğunluk(benim gözüme takılan) senin gibi düşünmüyor
örnek:
www.eksiduyuru.com

ibomiu

@tescilli marka: çarşıda çalışırsan prim stresini avmdeki kadar yoğun yaşamazsın, başında bin tane şef, müdür olmaz, müşteri profili avmdekinden çok da olmasa farklıdır. küçük esnafın cinliklerinin de farkındayız ama avmdeki çalışma şartlarıyla kıyaslandığında daha tercih edilir oluyo.

damdanakan

tadında bırakılmadığı için günah keçisi oldu. hükümetin avm den rant elde etmesi de antipati nedeni. fakat en önemlisi ülkenin gelişimine yönelik adımlar atılmayıp sadece avm yapılması esas neden.

gördünüz mü başbakanın hiç üniversitelerle bilimsel bir toplantı yaptığını. atıyorum kansere çare bulunması için doktorlarla temasa geçtiğini, otomobil üretimiyle ilgili odtü ve itüyle konuştuğunu... görmedik. daha çok tiyatrolar kâr getirmiyor ondan kapatıcaz falan gibi şeyler duyuyoruz.

error522

türkiye şartlarıyla alakası yok. senin olayın bireysel tesadüf gereği olan birşey. yani yavşak bir patron yada yöneticiye denk gelme ihtimali. avm'lerde ise çark bu şekilde dönüyor. piramidin en üstünde para babaları, en altında sömürülen işciler. balını, kaymağını üsttekiler yiyor, ceremesini işciler çekiyor. küçük esnaf'ta işini sahiplenebilirsin veya aradaki uçurum o kadar olmaz.

mayeskuel

genel olarak kapitalizmin neden kötü olduğu anlatılmış. avm'lerin normal dükkanlardan farkı üç noktada olabilir. birincisi her yere avm yapmayla şehre, doğaya zarar verme (Topçu Kışlası vs). İkincisiyse avm'lerin dükkanların toplamından fazlası olması. Mesela senin daha çok alışveriş yapman için saat bulundurmamaları, aydınlatmanın sana zamanı unutturacak şekilde yapılması, hazır oradayken normalde yemeyecek olsan bile yemeği de orada yemen, beklerken sinemaya gitmen vs. Şöyle güzel bir yazı var bunun hakkında: www.zaman.com.tr Bir de son olarak küçük esnafı, mahalle kültürünü öldürme goygoyu var.

acccra

@damdanakan işe girerken küçük esnaf sigorta yapmaz.. yapanı çok zor. görevin olmayan iş yapar. yalan at satış yap der. tuttuğunu siker. günündeyse yardım eder. değilse yaşlı başlı dinlemeden siker atar.. çok mu kurnazsınız? hadi bu gün yol üzeri tanımadığınız esnaftan alışveriş yapın. avm patronu sigara aldırmaya göndermez. akşam hanımı şuraya bırak demez. iş bellidir. para bellidir. beğenirsen çalışırsın der. çıkacaksan dur demez.

ibomiu

oo uzun hikaye. öyle bir soru sormuşsun ki nereden tutsan elinde kalıyor.
teşhir mekanizmaları, gösteri toplumu, pornografinin toplumsal alandaki tekabül ve tezahürleri, "protestan ahlakı ve kapitalizmin ruhu"...

90ların başında ya da öncesinde doğduysan illa ki bilirsin; o zamanlar yiyecek bir şey aldığımızda (özellikle herkesin alamayacağı şeyler) siyah poşetlere konur (ekmek bile) ki olmayanın canı çekmesin, göz hakkı üzerimize kalmasın.. diye, 90lar değil bbelki de biraz daha eskiye gidildiğinde pastane kafe vb. dışarıda yemek yenen yerler için de geçerli. yani teşhir edilmezdi hiçbişy. işte avmler bu kültürü yok ediyor. bu biir.

bu yok olunca rekabet ya da "serbest piyasa ekonomisi" insanlar arasına inmiş oluyor, kıskançlıklar çekememezilkler, bende yok onda niye varlar, sinsilikler... bu ikii. aslında küçük esnafa dair yapılan kötü söylenen şeylerin temelinde de bunun etkileri var, insanlar dönüştürüldüğü için "esnaf" karakteri de dönüşüyor.

üç. bir terzi var, zaman zaman gider söküğümü falan diktiririm. bazen para da istemez. bazen de giderim ona işim düşmese bile muhabbet ederim. yani onun dükkanına gittiğimde bir şeyler almam ya da tüketmeme şart değil. avmler bunu imkansız kılıyor.

daha var da neyse, bunlar esasları teşkil ediyor.

dafaiss

bence haklısın, avm olmuş olmamış pek farkı yok.

bahsedilen markalarım avm dışındaki mağazalarında durum farklı mı sanki?

eksi sozluk e bir daha geldim

@ibomiu: ya işte ülkemiz insanının, esnafının profili belli. hepsi elbette öyle değildir ama ben de "esnaf temizdir, yalnızca ekmeğinin peşindedir, kimseyi ezmez" kafasında değilim. ama avmde çalıştığın zaman (ki biçok yerde çalıştım ben de) yalnızca işverenle muhattap olmuyorsun ki. geliyor şefi bi şey diyo, müdürün oradan tafra yapıyor. hadi bunlara da eyvallah dedik, bir de senle aynı pozisyonda çalışan iş arkadaşlarının kaprislerini çekiyorsun. gözleri fır dönüyor aman ben daha çok satış yapayım, daha çok göze gireyim diye. sırf asgariden yatan bir sigorta için de bu kadar insanın kahrını çekmek insanı çileden çıkarıyor işte.

damdanakan

@mayesküel peki düşmanlığın sebebi patronun fazla para kazanması mı yani? farzedelim küçük esnafa girdin. işleri düzeldi. her gün 1231231 adet satmaya çok para kazanmaya başladı. küçük esnafta kardan hisse mi alıyorsun? içini rahatlatan patronunun o kadar da zengin olmaması mı? yine senin sırtından, yine senin sayende para kazanıyor.

çok para kazandığından mı kazan kaldırma hareketleri? "çok paran var biraz bize de versene" midir olay?

yani ben bir dükkan açıp işçi sömürdüğümde dükkanın lokasyonuna göre ya da mal varlığıma göre mi bana düşman kesileceksiniz?

ibomiu

çalışan için küçük esnafın bi farkının olduğuna ben de inanmıyorum.
AVMlerde çocuk işçi de çalıştırmıyorlar mesela, gidip mahalle kasabına bakkalına bi bakalım...sigorta, angarya meselesi vs. katılıyorum bunlara
ancak hakikaten bokunu çıkarttılar artık. dağ taş AVM oldu. orman kesip yol açmak AVM yapmak medeniyet değil. dünya standartlarına göre de bu kadar avm gereksiz. tüketim teşvik ediliyor oysa kişisel tasarrufta zaten sonlardayız. AVM'ler AKP tipi kalkınma (!) modelinin kaleleri oldu bu da ideolojik tepkiye sebep bence.
sabahtan çoluk çocuk o kapalı klimalı ortama girip tıkınıp vitrin bakıyor saatlerce e o kadar kalınca da gerekli-gereksiz alışverişe teşvik ediliyor insanlar. gelsin migren/obezite gitsin kredi kartı borçları...

niye ama

sen, esnaf'ın sadece kötü olanına denk gelmişsin, yada sadece onları baz alıyorsun. esnaf olarak kendi lokmasını paylaşan bir çok insan tanıyorum. avm'de de iyi yöneticiler olabilir; ama o hiyerarşinin içinde işcinin sömürülmesine asla mani olamaz. merkezden, pazar çalışacağız, mesai verilmeyecek, gece sayım yapılacak, maaşlar asgari ücret kalacak dendiğinde müdür hiçbirşey yapamaz. öyle güzel yönlerini anlatmışsın; lütfen bir kaç aylığına gidip bir avm'de çalış. bakalım aynı şeyleri düşünecek misin? burada şu an tarif edemediğim onlarca faktör var. anlaman için şu soruyu sorayım, bu güne dek kaç tane yüzü gülen, kaliteli hizmet sunan, aralarında tartışmayan, şikayetçi olmayan avm çalışanı gördün?

mayeskuel

bende avm düşmanlığı yok, aksine bir sürü kişiye iş sağlıyor, avm'lerde sinema oluyor böylece daha fazla insan sinemaya gidiyor diye seviniyorum bile de artık sayısı çok fazla oldu. belli noktalarda trafik kilit ve avm'lerin de bunda etkisi büyük.

m e l t e m

@dafaiss o bahsettiğin kültürü bence bakın linç edilme pahasına seksist olacağım. anneler, kadınlar yaptı.. kızların psikolojisini bozdular.. o kızlar anne oldu.. üzgünüm ama evet.. abisinin/ablasının kıyafetini giyen çocuk yerine 3 yaşındaki çocuğa pembe, tüylü gocuk alıp prensesim diye insanlara teşhir eden annelerin eseri. çocuk "ay ne güzel olmuşsun, ay ne şirin olmuşsun, prenses mi oldun sen bakayım" kafasıyla, komşu cocuğundan daha güzel giydirilmeye çalışıldı. para yoksa daha güzel örgü ördü annesi..

ve bu anne avm den hiç alışveriş yapmadı. küçük esnaf kullandı.. kızlar büyüdü. "bak benim yakalığım seninkinden daha güzel" dedi biri.. yarış başladı. avm suçlu değil bana göre. avm iş imkanı hatta..

bu anlattığım nesillerden 3 kuşak sonra teknolojiyle babalar bozuldu. araba kültürü başladı. oğluna araba alan baba başlattı yarışı.. teknoloji gelişti. oğullar arasında yarış başladı. önce araba, sonra mp3, telefon, saç, en son saç ve kozmetik başladı erkekler arasında.

avm nin rolu burada sadece malın temin edildiği nokta oldu.

ibomiu

küçük esnaf rekabet şartları oluşmadığından malı fahiş fiyattan satar. çalışanına sigorta yapmaz, mesai ödemez. yıllık izin vermez. küçük esnafta patron velinimetindir. küçük esnaf feodal, avm medenidir.

der kruger hans

eyvallah, bak uzun hikaye dediğim kısmın biraz eskisi de oralara da dayanıyor. kökeni de reform ve rönesans dönemi, en azından ideolojik olarak. kadın meselesi, seksist falan da değil söylediklerini biri öyle itham ediyorsa olsa olsa ergen bi feministin saçmalamaları olabilir, şayet bunu dediğin için sana seksist diyen olursa.

yani kadınlar toplumun ve dolayısıyla kültürün, geleneğin tarlası ya da toprağı gibiler, yetiştirdikleri ve doğurudkları, yarattıklarıyla toplumu onlar inşa ediyor.
önce onlar çeşitli şekillerde ve çeşitli söylemlerle dönüştürüldüler, bu dönüşüm çocuklarına yansıdı.
sonrası malum işte.

bahsettiklerin de topluma ve özellikle kadına yeşilçam ile ya da dönem filmleri ile, sonrasında tv ile empoze edildi. o dönem çoğunlukla "ev hanımı" olan kadınlar bunlara maruz kalınca bir sonraki nesili de böyle yetiştirdiler. yani avm meselesi ve onun öncesine psikolojik olarak hazırlanmış şekilde.

dafaiss

@mayeskuel avm içerisinde düzgün çalışan dükkan sayısıda çok fazla. sistemi oturmuş genelde saat, gözlük, biraz kuyumcu gibi az kalem malzeme ile lüks tüketim ile ucuzu değil pahalıyı seçkinlere satan yerler (kaldı ki kapitalizmin zirvesi oluyor) düzgün çalışıyor şu an için. zamanla diğerleri de çalışacak.

boş zaman kavramı yeni ortaya çıkmış bi kavram(sanayiyle) olduğu için henüz bizim kuşaklarımızda tüm dükkanların çalışma saatleri, düzenleri henüz oturmadı. küçük esnaf daha az çalışmıyor aksine küçük esnaf henüz boş zaman kavramının gelişmediği yerler. köydeki dedenizin çalışma saatleri var mıydı? yoksa çalışabildiği her saat çalışılır mıydı? işte hala aynı zihniyet sürüyor küçük esnafta.. kendi işi olduğundan hayatı onun üzerine kurulu oluyor tıpkı köydeki gibi. yanında çalışandan da aynı performans isteniyor.

ibomiu

neyse ikimizde farklı dünyaların insanıyız. sabaha kadar tartışsak ortak payda da buluşamayacağız. bazen kelime ve mantık her zaman haklı olmana yetmez. tecrübe etmek gerek.

mayeskuel

@mayeskuel sanırım "lütfen bir kaç aylığına gidip bir avm'de çalış. bakalım aynı şeyleri düşünecek misin? " sözüne imada bulundun

"neyse ikimizde farklı dünyaların insanıyız. sabaha kadar tartışsak ortak payda da buluşamayacağız. bazen kelime ve mantık her zaman haklı olmana yetmez. tecrübe etmek gerek." derken.

yanlış anladıysam özür dilerim:
öyleyse belirtmiştim önceki cevabımda

"Okurken: LCW, D&R, Özsüt,TeknoSA da çalıştım. "

ve

"ben insanların sevip, yerel olduğundan fanatikliğini yaptığı sikindirik bir markette çalıştım. görseniz sizde seversiniz. abi küçük esnaf diyip alışveriş yapardınız.. migrosta forkliftle taşıdığını biz elle taşıyorduk. tek fark buydu. "

"ben saçma sapan bi giyim mağazasında çalıştım. yine 10m2 kapalı alan. sabah 9 da gelir 10a kadar temizlik çay, cam temizlemesi eşya dizme vb.. akşam 10 kapanış ve eşyaları geri toplama kasa sayım teslim.. 10:30-11:00 di çıkışım. "

ibomiu

avm'de dükkanı olanlar büyük sermayedarlar... avmlerde yaptığın alışveriş onların cebine gidiyor...orta ölçekteki marketlerde dükkan sahibine kalıyor... avm'nin dükkanları biraraaya getirmenin dışında bir cazibesi olduğuna inanmıyorum... aynı anda hem yiyorsun, hem içiyorsun hem de alışveriş yapabiliyorsun.

inanmazsan inanma

adim basi avmye karsiyim ben. cogu avm ölü avm, beylikdüzünde bolca örnegi görülebilir. avm sahiplerinin hayvanliklari cabasi, beylikdüzünde insaatta ölenleri kimse hatirlamiyor artik. fikir iyi, uygun alan alirsin altyapini kurarsin, torium gibi sallanan zemine kurup depremi beklemezsin. su an istanbulda biri digerinden hicbir farki olmayan avm bulman cok kolay. üstelik bunlari böyle dakika basi koyarak esnafi da öldürüyorsun. bir de bana arsa lokasyon bina ve bütce olarak bir avmden büyük üniversiteleri okullari sayin.

wiillii

o kurduğun sokağın etrafını çevirdiğin zaman iş bitiyor zaten. sokak dediğine herkesin her zaman ulaşabilme imkanı olmalı.
sokağa güneş doğar, yağmur düşer, ot biter sokakta. avmdeyse mermerler vardır. suni iklimlendirme vardır. ve kafanı kaldırdığında güneşi göremediğin için günün hangi saatinde olduğunu anlamazsın. bu gibi ortamlarda insan psikolojisi bozulur ve bir süre bu duruma maruz kalan insanların davranışlarında problemlere neden olur.
bir diğer anormali ise turlamak için avmye gitmeniz. yani gezmek için avmye gitmeniz. parklar, açık hava, güneş ve oksijen dururken havalandırmanın üflediği tozlu kirli havayı içinize çekmek istemeniz.
avmde ölçü, ölçek kaybolur. insan yorulur.

nax
1

mobil görünümden çık