Özellikle Türkiye'de futbol inanılmaz popüler bir spor. Her kesim takım tutar, en azından önemli gördüğü maçları izler ve futbol muhabbeti yapar.
Küçükken, çocukluğumda yetişkinlik dönemimde futbol beni golften fazla heyecanlandırmadı. Tabii aynı ilgisizlik diğer sporlara da var. Sadece futbolun bu kadar gündem olmasını anlayamıyorum.
Sözlükte maçlar gündemde binlerce entry alır,
İnsanlar (nedense) fanatik biçimde takım tutar,
Kavgalar olur, şampiyon olunca sevinirler, yenilince üzülürler.
Kendimi genel insan psikolojisinin tamamen dışında hissediyorum böyle düşününce.
Bu tür sosyal olaylarla bağlantılı psikolojik bir sorunum da yok, zevkli ve güzel bir hayat yaşıyorum normalde.
Bunun bir nevi psikolojik analizini merak ediyorum.
not: ibrahimoviç'in rövaşata golünü, geçen hafta ismini hatırlamadığım birinin attığı gol gibi şeyleri arkadaşlar izletince "vay be" diyorum.
Şike ve ardarda gelen başarısızlık mahvetti Türkiyedeki futbolu, bende bu ülkedeki futbola karşı bir şey hissetmiyorum atl. madridin şampiyonluğu ya da liverpolun şampuyon olma ihtimali daha çok heyecanlandırıyor maalesef..
gayet normal bir insansın. acayip abartılı futbol sevgisi var. fanatizm, holiganlık derecesinde takımlarına aşık adamlar. afedersin popolarında don yok, maçlara bilet alırlar, birisi takımlarına laf söylerse katil olacak hale geliyorlar, kaç kişi öldü futbol uğruna. nedir bu futbol aşkı? eşlerine bu kadar aşık olsalar mükemmel bir evlilikleri ve cinsel hayatları olurdu. futbol uğruna ne yuvalar yıkıldı.
Millet futbolla kafayı yemiş. Uyuyo herkes. Olduğun gibi olmak iyidir.
sende bi sorun yok. hayati futbol olan faydasiz pezevenkler dusunsun hallerini. boyle devam et, keske hepsi senin gubi olsa.
Futbolu ve diğer sporları çok seven bir insanım. Ben de bir insanın spor sevmemesini anlayamıyorum. Fanatik değilim. Tuttuğum takım var, sempati duyduğum bir ton futbolcu ve takım var. Oturup izlerim. İlla izleyecem diye bir şey yok elbette. Bayern -Real maçını sabırsızlıkla beklerim. Hanım yok ya sinemaya gidelim dese sinemaya giderim. Fakat futbol izlemekten inanılmaz keyif alıyorum.
Diğer sporlar da aynı şekilde. Voleybol maçı da, basketbol da, hentbol da. At yarışı da izliyorum. Bahis yapmıyorum. Elbette ki her maç sonrası cinsel içerikli, sökmeli, takmalı, geçirmeli, emmeli, sokmalı muhabbet eden gerizekalı kitleden olma ama bir insanın ilgi duyacağı bir spor dalı nasıl olmaz anlayamıyorum. Çok tuhaf geliyor. Anormal demiyorum yanlış anlaşılmasın ama tuhaf geliyor.
futbol asla sadece futbol değildir. sebep bu kardeş.
insanların hayatlarındaki boşlukları sürü psikolojisi eşliğinde doldurduğu şeylerden biri futbol. çocukken sokakta hep futbol oynamış, hayaller kurmuş ve bu hayallerden sıyrılamamış insanların, kitlelerin karşılıklı gazıyla birlikte gereksiz benimsemesi, anlam yüklemesi... futbolun dünya çapında popülerlik kazanmış olması bu etkenleri sürekli olarak tetikliyor ve bu saçma fanatik insanlar bitmiyor. aslında biraz tanrı sevgisine benziyor.
Tüm sene boyunca en huzurlu, en heyecanlı, en mutlu hissettiğim anlar TT Arena'da bulunduğum anlardı diyebilirim. Sanki dünyadaki bütün sıkıntılarımı girişinde bırakıyorum gibi oluyor. O yüzden kolay kolay bir başkasına küfür edecek kadar fanatik olmasam da futbolu seviyorum. Salak salak s.ktik, soktuk muhabbeti olmasa, iğrenç spor medyası, dingil yöneticiler olmasa çok daha severdim.
tuttuğu takıma bir laf edilse en efendisinin bile en iğrenç ifadelerle küfrettiğini görüyoruz hepimiz.en basit haliyle aidiyet duygusu sanırım.
çocukluktan beri bir takım tutturuluyor, "en büyük bu takım, diğerleri şerefsiz" diye beyne kodlatılıyor. spor, rekabet iyidir, eğlenmesini bilirsen çok güzel bir şeydir diye öğretilmiyor.
ben de fenerbahçeliyim, bugünkü şampiyonluk bende ufak bi kıpırdanma uyandırdı o kadar. o da geçer bir iki seneye. iğrenç bir hale geldi çünkü artık fanatizm.
futbolu sevdiğim halde türk futbolunu bende çok anlamsız buluyorum.
Ben de boyleyim. hic bir zaman sevmemisimdir futbolu. diger sporlari seviyordum o konuda ayriliyoruz ama futbol hep sikici gelmistir. Kulturle alakali bir durum turkiye'de ingiltere'de futbol, kanada'da buz hokeyi, amerika'da amerikan futbolu beyzbol hokey vs.
Turklerden daha psikopat olan bir suru millet var ingilterede holiganlarin programini izleyin discovery den hala yayinliyorlarsa.
Kanada'da banka subelerinde falan zipliyorlar musteriler calisanlar birbirlerine sariliyorlar milli takim gol atinca, tv acik para sayma makinelerinin yaninda herkes maci izliyor. Turkiye'de goremezsin boyle bir manzara mesela bankada falan.
Aileyle de alakali biraz da, babam izler oyle arada ama hic fanatik ya da hic mac kacirmayan ya da oturup yorum yapan futbol programi izleyen biri degildi ama oyle olsaydi bana da gecerdi biraz diye tahmin ediyorum.
edit: click here to see her naked +1 demeden gecemeyecegim bir de.
bende hiç anlamıyorum toplumumuzun futbol ile neden bu denli rabıta halinde olduğunu.
toplumsal olayları da hissedemiyorum.
Futbola çok fazla kafayı takan insanların "sığ" olduğunu düşünüyorum ben. Zira bu, insanların kendini eğlendirmek için "uydurduğu" bir spor müsabakası. Olaya böyle bakmak lazım. Senin durumun da çok normal, demek farklı zevklerin var.
herhangi bir spor dalını sevip takip etmekle holiganizm aynı şeyler değil, onu bi ayıralım önce. çünkü cevaplar yavaş yavaş "because it's too mainstream" olayına doğru kayıyor.
bunu bir psikolojik analizi olamaz, zevkler ve renkler farklıdır. seninki normal öbürleri anormal demek saçma, tam tersi gibi. ilgini çekmiyormuş, bu kadar işte.
senin için konuşmuyorum ama mal mal entel triplere girmeye gerek yok. kültür sanat dünyasından bi dünya adam da fanatikçe maç kaçırmadan takım tutuyor köşesinde ona buna sallıyor futbol yüzünden.
sen büyürken etrafında öyle çok bi futbol muhabbeti dönmemiş sen de takımı sahiplenememişsin demek ki. herkes sevecek diye bir şey yok.
zaten "tuttugum takim yendi. bu, iyi" ve "tuttugum takim yenildi. bu, kotu" psikolojisini cope at gitsin. milliyetcilige kadar uzar gider konu. kendini bilen insanin boyle sorunlari, psikolojik yapisi olmaz.
futbol nedir ki..? topa tekme attim, gol oldu.. e?
ronaldinho diye bi futbolcu vardi. gayet estetik ve zekice hareket edebilen, o'nu "ne guzel oynuyor" diye izlemek gibi konular ayri da... "gol oldu, takimin hanesine bir sayi eklendi, oh" mantigi pek bi' gelismemislikle, rekabet duygusuyla, kazanma hirsiyla ve dolayisiyla; kibirle vs. alakali.
Basit bir analizi var aslinda. Herhangi bir duygusal bagin yok futbolla.
Objektif bakinca esasen cogu macin 90dksinin cogu oldukca sikici gecen bir oyun bence izleyenler icin.
Ama duygusal bakmayi da tercih edebilirsin. Duygusal boslugunu futbol doldurusa, tuttugun bir takim olur, lig denen oyunu takip edersin, mac analizlerini izlersin, yorumlari okursun, gun ici muhabbetlere dahil olursun, bir bakmisin her hafta maci bekleyen birisin. Artik futbol senin stresten kacis alanin olmus.
mal değilsin işte ne güzel.
üniversite hazırlık sınıfında çok zorladım kendimi futbolu sevmeye ama olmadı. beni gram ilgilendirmiyor, hiç hoşlanmıyorum yani. bi arkadaş bayern'den bi adamın golünü anlatıyor, sonra bana döndü "abi hiç mi ilgini çekmiyor ya" dedi. o derece ilgilenmiyorum.
sporu ve futbolu çok seven birisi olarak, herhangi bir spora "izleyici" olarak bağlanmanın bir eksiklikten ileri geldiğini düşünüyorum ben açıkçası... spor yapmıyorsanız, hiçbir şekilde hiçbir sporla ilgilenmiyorsanız aslında birazcık toplumdan izole olduğunuz düşünülebilir. ama bu sadece benim için geçerli bir fikir. dünya kupası benim için bir spor olayından ziyade, "kültür"dür mesela. en çok sevilen, en çok oynanan oyunun, en güzel halidir. futbol izlemeyen birisi bile, 2014 dünya kupasının nerede düzenleneceğini bilebilmelidir. bilmeyene "neden bilmiyosun ya aptal pff" demem, ama şaşırırım.
19 yaşındayım. şu zamana kadar hepsi amatör olmak kaydıyla paten kaydım, futbol oynadım, basketbol oynadım, hentbol takımına girdim, tenis oynadım. grand slam finallerini izlerim, basketbolda 2-3 ligi takip ederim, futbolda 30-40 ligi takip ederim, buz hokeyinde de isveç ve rusya'nın hastasıyım. buna ek olarak bir de profesyonel dota manyağıyım.
kendimi hiçbir zaman desteklediğim takımların birine veremedim tamamen. o fanatik taraftarların yaşadığı aidiyet duygusunu hiçbir zaman hissetmedim. çocukken, maç izlerken gördüğüm bir görüntü, beni "futbol çok güzel lan" dedirtmeye itmişti: hava çok bozuk, bir adam var, kucağında kabana sarılmış, şirin mi şirin minik bir velet. takım gol atıyor, futbolcu bunların olduğu tribüne koşuyor. ekranda bu veledi gösteriyorlar, kıpkırmızı burnuyla nasıl seviniyo pezevenk.
romantiğim ben. alınan her puandan, futbolcuların her hareketinden bi şeyler çıkarmayı seviyorum. türkiye ligi'ni sadece puan tablosundan takip ederim, izlemem. sevmiyorum çünkü. futbolu sıkıcı buluyor ve çoğu maçı 90 dakika boyunca izlemeye tahammül edemiyorum.
ama çok seviyorum. ve bana kalırsa, mevcut durumda böyle endüstriyelleşmiş bir sporu tutkuyla sevmek, eksik olan bazı şeyleri tamamlama ihtiyacından ileri gelen saçmasapan bir motivasyonun sonucu...
geçen sene palermo kümede kalmaya çalışırken, catania avrupa ligi hesapları yapıyordu. ezeli rakipler. bu sene palermo tekrar üst lige yükselecek, catania düşüyor... kaderin cilvesi işte. ben hayatı görüyorum sporda. inişler, çıkışlar, güzellikler, çirkinlikler... her şey var. hepsinin üstüne, bir de milletin birbirinin üstüne çıktığı puan tablosu var. haha.
öyle işte. kusura bakma yeni uyandım, beynim allak bullak çok karışık oldu. millwall-west ham maçı yüzünden lisede çorlu'da birbirimizi bıçaklıyoduk biz. lan sana ne millwall'dan, neyin fanatikliğini yapıyosun?
bi şeyler eksik. onu yerine koymak istiyorum. spor beni inanılmaz mutlu ediyor. bununla doğdum ve "sağlıklı" hissettiğim pazar günlerinde her zaman bir spor vardı. dün liverpool-chelsea, sunderland-cardiff maçlarını izledim mesela. liveprool'un hüznünü paylaştım. cardiff taraftarı olduğum için oradan ekstra kendim üzüldüm. sunderland'li taraftarlar için sevindim.
bir şeyler eksik, ama hep eksik kalsın, sorun değil. sonuçta hepimiz kendi kafamızda yarattığımız dünyalarda yaşıyoruz. ben cardiff için ağlamayı, 90 dakikalığına liverpool'luların mutluluğunu/acısını paylaşmayı seviyorum. benim için kültür bi noktada.
ama sevmiyorsanız, kendinizi garipsemeyin. hiçbir anormallik yok. neticede, sporların tümü, bunları yıllarca yapan insanların, hayatlarını bununla idame ettirebilmesi adına oluşturulmuş yarışlardan ibaret. en azından benim saydıklarım için. umursamayabilirsiniz, hatta umursamamanız daha mantıklı.
yine de güzel şeyler hep. hani eskiler pazar günü banyosunu yapıp bizimkiler izlermiş ya... ben pazar akşamı kanal a'da ligue 1 maçı izliyodum. hafta sonunu iple çekiyodum çünkü 500 tane maç oluyodu. isveçlilerin bile bilmediği isveç takımları hakkında bi şeyler bilmek hoşuma gidiyodu.
çok duygulandım ağlıycam, i <3 endüstriyel şit