sorun1: en çok trafik, sokak ve caddelerdeki hatalı park'tan kaynaklanıyor. otobüs vs..ler oradan geçemediği e5'de tıkanıyor.
çözüm1: her belediye kendi sınırlarındaki her mahalleye 10 apartman dikip katlı otopark yapacak. aylık ücret ödeneceği için apartmanların paraları fazlasıyla çıkacak. ve sokağa park yasaklanacak.ilaveten hatalı parkedenleri fotoğrafını çekip çok yüklü cezalar ödemesine sebep olunacak.
sorun2: otobüs, metrobüs vs..duraklarda çok beklediği için trafik oluyor.
çözüm2: akbil sistemi kalkacak. denetmen sistemi gelecek. her durağa akbil cihazı, kart basma, otomasyon ücreti vs..ödemek yerine istanbul'a 100 kişilik iett denetmenleri işe alacaksın. tek işleri sabah akşam ellerinde polislerinki gibi bir cihazla dolaşıp random otobüs, metroya girip millete aylık passcardlarını kontrol edecek. passcardı olmayanın direkt kimlik no'sundan vergi cezası kesilecek. yani otobüse binerken akbil basma, doldurma, isteme kalabalığı olmayacak. direkt bineceksin.
çok mu saçma?
sizin fikriniz, eleştriniz ve önerileriniz?
tek çözüm istanbulda ki araba sayısını azaltmak yada 3 tane daha e5 yolu yapmak anca o zaman biraz azalır trafik
bu soruyu sormayı ben de düşünüyordum. Fakat işin içinden çıkamadım. Şu trafiği yüzünden İstanbul'a uğramak bile istemiyorum.
çözüm 2 bence uygulanabilir değil. gereğini de anlamadım açıkçası. bizdeki trafiğin nedeni sadece belediye değil. bu şehirde yaşayan insanlar. ben bakıyorum arabalarda hep tek kişi var. en fazla 2 kişi. 3 kişi olanı pek görmüyorum. halbusi bu insanlar toplu ulaşımı tercih etseler mesele azalacak.
2) bizim memlekette bisiklet kültürü yok. hoş olsa bile burada belediye suçlu adam gibi bisiklete uygun güvenilir yollar yapmış değil.
3) vatandaş suçlu olduğu kadar belediye de adam gibi otobüs sistemi kurabilmiş değil. duraklarda dakikayı gösteren sistemler arızalı. bigün 12 dk kaldı yazdığı otobüsü 12 dk boyunca bekledim 1 dk kala bekliyorum ha geldi ha gelecek tekrar başa aldı baktım 17 dk kaldı yazıyor. başka bi gün sınava gidicem saatini dakkasını hesaplamışım otobüs gelmedi. otobüsleri mümkün olduğunca kullanmıyorum 'OTOBÜSLERE GÜVENMİYORUM'. raylı sistem ağı genişletilerek sorun halledilebilir. insanların gözüne sokarak yapılmadığı sürece metro marmaray gibi projeler doğru hamleler.
benim önerim heryere ray döşenmeli. akp nin otobüs sistemine güvenmiyorum. metroyu da zaten kim yapsa güvenirsin. ama metroda aşağı inme şeysi çok uzun. halbuki 1 merdivenle inilebilir şekilde yapılabilirdi. daha sonra metro yolda derine iner ve et kalınlığı sorunu da kalmaz.
durakların teknolojisinin artırılması gerekir. ama daha çok raylı sistem yapılması taraftarıyım. eğer ambalajını siz yeterince iyi yaparsanız insanlar da toplu ulaşımı kullanacaktır. öyle hatlar öyle duraklar var ki karım olsa basar parayı gider altına araba alırım. benzin 10 lira olsun yine deposunu doldururum.
Açılın ben trafik mühendisiyim. Anlattığınız şeyler buzdağının görünen kısmı. İnanın bana istanbulda trafik sorunlarını maddeler halinde sıralasak 50. sırada falan şu dedikleriniz olur. Uzun uzun saatlerce anlatabilirim fakat sizi sıkmak istemem.
Genel olarak özetlemek gerekirse, cazibe demek trafik demek. Şehrin içine katlı otoparklar yaparsanız herkes şehrin içinde arabasını kullanmaya devam eder. Şehrin içinde otopark bulabileceğini bilen insan kendi arabasını bırakmaz. Şehir merkezlerine büyük otoparklar yapmak yanlıştır. Bunun yerine şehrin ana bölgelerinin dışına park and ride denilen sistemler gelmeli. Otoparklar banliyölere yapılabilir. Bu noktadan sonra toplu taşıma kullanılmalı.
Diğer önerinizin ise nasıl bir fayda sağlayacağını tam olarak anlamadım. Metrobüsün sorunnu beklemek ya da beklememek değil. yaklaşık 600.000 kapasiteli bir sistemi günde 800.000 kişi kullanıyor. Siz istediğiniz kadar beklemeleri azaltın kullanıcı sayısı metrobüs için çok fazla. Metrobüs üstelik araba sahiplerine çok bir şey vaat etmiyor. İnsanlar 30-40dk trafikte takılmayı göze alıp kendi arabalarını kullanmayı tercih ediyor çünkü metrobüs çekilmez derecede kalabalıklaştı. Sabah ve akşam saatlerinde araduraklardan binmek çok büyük işkence. Akbil sistemi şu anda toplu taşıma için oldukça faydalı.
Trafik sorununu şu belediyecilik anlayışı ile bitirmek imkansız. Gerçi Kadir Topbaş'a göre istanbulda trafik tıkanmıyor. Öyle bir sorunu yok İstanbul'un. Fakat eğer çözülmek istenirse öncelikle insanların şehrin içine kendi araçlarıyla girmesi zorlaştırılmalı hatta ücrete bindirilmeli. Stockholm'de falan örnekleri var. Google'da congestion pricing diye aratırsanız örneklerini görebilirsiniz. Şehrin merkezi yerlerine kendi arabanızla girmek isterseniz hgs tarzı bir aletle para ödüyorsunuz. Böylelikle en azından şehir merkezleri daha hareketli oluyor. Az araba, çok toplu taşıma, çok hareketlilik.
Şehrin merkezine insanları çekmeye çalışmamak lazım ama takdir edersiniz ki İstanbul çok kötü bir yapılaşmaya sahip. Hala da bütün cazibe merkezleri en kalabalık yolların üzerine yapılıyor. TEM kenarına stad, şehrin göbeğine alışveriş merkezleri vs. İnsanlar bu yerlere gelmek istiyorlar. Toplu taşıma sistemimiz çok gelişmiş değil. Dolayısıyla arabalarıyla geliyorlar.
İstanbul'da insanların arabalarını bırakmalarına sebep verecek bir toplu taşıma alternatifi yok. E-5'te özellikle kadın sürücüler sabah işe metrobüsle taciz, tecavüzle gitmek yerine gerekirse 45dk erken çıkıp arabayla gitmek istiyor. Peki bir alternatifimiz var mı? Yok. Ya araba ya metrobüs. Metrobüsün yapılmasıyla bir çok otobüs hattı sistemden çıkarıldı o hatta.
İstanbul'un trafik sorunu yol yaparak, otopark yaparak ya da genel anlamda kişisel araçlara hizmet sağlayarak çözülemez. Sorun ancak toplu taşıma sisteminin geliştirilip insanları arabalarını bırakmaya zorlayarak olur. Yeni köprü yapmak yeni bir çekim oluşturmaktır. Yeni otopark da aynı şekilde.
benim çözümüm bi gün tek plakalar trafiğe çıkacak bi gün çift. hergün çıkmak isteyen ekstra gün başına 200 tl verecek.
otobüs yolu ayrı olacak.
deniz yolu kullanılacak.
halk eskisi gibi fakir değil. araba kolay alınabilen bir şey.artık üniversite öğrencilerinin bile yüzde doksanı büyükşehirlerde arabaya sahip. her gün ortalama 600 araç trafiğe cıkıyor. araba cazibesini yitirmedikçe bu olaylar çözülmez.
metro metro metro.
Üniversite öğrencilerinin hangi yüzde doksanı arabaya sahipmiş merak ettim bu arada?
Bir de halk fakir. Araba kolay alınabilir bir şey değil, yakıtı da pahalı. Sadece Araba eskisinden daha büyük ihtiyaç ve insanlar artık araba almaya daha mecburlar. Kolay alabildiklerinden değil ama mecbur olduklarından araba almak istiyorlar.
8000 tl'ye ancak 20 yaş civarı araba alırsınız. 1994-1995 doğan slx'ler falan o fiyata satılıyor. En iyi ihtimalle 2000 model Unolar falan. Hatta eski komşumuz 1991 broadway'i 8000e satmıştı. E 94-95 doğanların fiyatına bakıp e araba almak çok kolay demek ne kadar doğru olur ondan emin değilim.
istanbul kaldirabileceginden cok daha fazla nufusa sahip. o yuzden sen ne kadar metro yaparsan yap, bogazi betonla doldur, sekiz tane kopru yap. bunlarin hicbiri trafigi rahatlatmZ. tek sorun nufus. o yuzden her yere metro degil, her yere meteor.
divit +1
Her saba yolda aşırı sayıda şirket arabası görüyorum. Her yerden plakalarında "rent-a-car" tarzı yazılar yazan arabalar çıkıyor. İlk olarak bu arabaların vergilerinin köklenmesi ile bir miktar rahatlama yaşanabileceğini düşünüyorum.
Bir yandan kültürel değişimden öte kültürel bir devrim de lazım. Plazada çalışan üst-orta düzey bir yöneticinin araba ile işe gitmemesi ile "Fakir galiba, cimri galiba" cümleleri ile başlayıp dalga geçmeye vatan arkalarından konuşmaların azaltılması gerekiyor.
Bazı ilçelerde ilçeler arası belediye bisikletleri hizmetleri konabilir. Avrupa'da bir ton şehirde olan süper bir uygulama ve CEO'lar bile bu uygulamayı tercih edebiliyor. Bunu ile yaymak çok zor. Ben Beylikdüzü-Beşiktaş arasını bisikletle gidersem, zaten sonraki adımım işi bırakıp olimpiyatlara katılmak olur. Ama Beylikdüzü içinde böyle bir uygulama olabilir. Bunun da şöyle bir sıkıntısı var. Ne kadar yüzyıllardır yerleşik hayat sahibi de olsak hala göçebe kültürü baskın. Gittiğimiz yerleri talan edip, dağıttığımızı toplamıyoruz; bir daha oraya dönmeyecekmiş gibi dağıta çize bırakıyoruz. Yolda yürürken hiç düşünmeden, zevk için ağaç-çiçeği kıranlar, sıkıntıdan direkleri, bankları anahtarları ile çizenler çok yaygın. Truva Atı'nın içi bile saçmasapan yazılar, çizilerle dolu. O bisikletler de üç güne hurdaya dönebilir. Bu da aslında kültürel dönüşümün parçası olmalı.
İstanbul'un da cazibe merkezi halinden çıkarılması gerek. Memleketinde iş*aş bulsa İstanbul'a gelmeyecek birçok kişi var. Ya da memleketine dönmeye can atan birçok kişi var. Örneğin, Merkez Bankası'nın İstanbul'a gelmesi gibi ortalığı daha da kalabalıklaştıracak önerilerden ziyade; küçük yerlerde girişim ve tarım teşvikleri olabilir. Gerçi bu tarz şeyler var ama tarım öldürülürken, millet taşı toprağı altın diye İstanbul'a geliyor.
Bunun dışında çok katlı yeraltı ağları. 7-8 katlı. Her yere bunlardan atlaya zıplaya çabuk şekilde gidilebilen ağlar ve metrolar olmalı.
Halkın da çoğu fakir, kalabalık olduğundan çoğu görünmüyor. Fakir kısım eğlenmediğinden, sosyalleşmediğinden, ev-iş düzeninde olduğundan gözümüze görünmez olabilir. Aynı halkın %10'unun engelli olması ve bizim neredeyse hiçbirini (çok azını) görmememiz gibi. Yine de şehir kalabalık olduğundan, o küçük oran bile kalabalık oluyor.
www.biketoworkblog.com
sorun1 dogru gibi ama tek basina degil. otopark illaki olmali. ama bu tek basina yetmez.
sorun2 yanlis. cozum de istanbulda uygulanabilir degil. avrupa'da sistem boyle ama orada toplu tasima araclari bizdeki gibi kalabalik degil. 500t'de metrobuste adam nasil arkaya dogru ilerleyecek de biletleri kontrol edecek.
kopru trafigi icin benim nacizane onerim mesai giris-cikis saatlerinde kopru ucretinin 20tl olmasi yonunde. arabanin icinde 3 ve daha fazla kisi varsa %50 indirim ile 10tl. ikinci koprude ayrica bu araclar icin ozel serit. millet kicinin keyfi icin tek basina arabaya biniyorsa parasini da versin. boylece sabah ve aksam koprulerde ve dolayisiyla baglanti yollarinda olusan trafik azaltilir. biraz da zenginlerin parasi toplanmis olur. tabi bunun icin toplu tasimanin daha gelismis olmasi lazim.
metro ağı her yerden eş zamanlı geliştirilmeli. 10 senede 1 hat yapmakla olmuyor bu işler. çünkü iş çığrından çıktı. istanbul için başka çözüm düşünemiyorum, şehir planlaması diye bir şey yok çünkü, her yerde çarpık yapılaşma söz konusu. nüfus dağılımı düzensiz, altyapı yetersiz. londra metrosundan da iyisi yapılmak zorunda.