Benim ki de saflık derecesinde optimist. Napacan, he diyecen. yapıcak bir şey yok. Anne onlar, yirim.
idare etsin bu rock n roll kardeşimiz.
ana gibi yar olmaz
kabe gibi diyar olmaz
anasına karşı gelen
inan mutlu olamaz
inan mutlu olamaz
ana başa taç imiş
her derde ilaç imiş
bir evlat pir olsa da
anaya muhtaç imiş
ben şimdi camiye gidiyorum. çay ocağında arkadaşlarla oturacaz.
az önce tartıştık, üstüme yürüdün resmen diyor ama alakası yok. koltuğa yatmışım, göbeğimin üstünde laptop var düşünün yani, kaldı ki ben üşenirim zaten, laptopu bırakıcam, koltuktan kalkıp üstüne yürüyeceğim :))))
benim annem hiç cahil değil, üniversiteyi dereceyle bitirmiş biri. fakat huyu öyle, kötümser. ama çıldırtacak ölçüde kötümser. kalbi fesat değil, iyi kalplidir ama olaylara hiç iyi yönden bakamıyor, hep kötü sonuçlanır onun açısından.
Üstüne varmıycan, söylediklerine kendin bile inanmasan, tamam anne, hı hı , öyle diyip geçicen. Benimki saflığından kaç kere dolandırıldı, kiracısı dolandırdı, pazarlamacısı dolandırdı. beni dinlemiyo. Kıçımı da yırtsam değişmiyo. olan bana oluyo, sinire kesiyorum.
Kimse değişmiyor. O yüzen, polemiğe girme bence.
cahillik mutluluktur diye bir laf var. isviçreli bilim adamlarına göre de eğitimli ve zeki kişiler daha mutsuzmuş. yani annen okumuş etmiş, gözü açılmış, dünyanın gerçeklerini görmüş. evde her yeri çiçek böcek yap belki gördükçe içine işler.
evcil hayvan her türlü olumsuz düşünceyi ve negatif enerjiyi alır götürür. Just sayin'!
dessy, evcil hayvanda istemiyor, kedi diye ölüyorum. katiyen olmaz diyor.
Birçok anne aynı şeyi söylüyor, sonrasında o evcil hayvanı başkasına bırakmak istemiyor. :D Fikir değişenkendir. Ancak çok katıysa, renkli çiçekler alabilirsiniz eve. Sosyal hayatına da ağırlık vermek gerek.
pek muhterem rock n roll kardeşim,
anne profilimiz aynı sanırım. üniversite mezunu, farkınalığı yüksek, çok okuyan, çok bilen, genelde olumsuz düşünen, fesatlık bilmeyen bir annem var benim de.
benimkisi emekli. uğraş bulmada sıkıntı çektiği için bana sarıyordu. biz de didişmeli günler geçirdik.
şu an haftada 2 kitap alıyor kütüphaneden ama bildiğin tuğla. deli gibi örgü örüyor, özellikle gündemi takip ederken. 3-5 de arkadaş edindi pek görüşmese de idare ediyor.
ben ise takmıyorum. duymuyorum. he tamam diyip geçiyorum. bi de arada kızıyorum bu kadar alttan alma herkesi, iyi niyetli olma diye. bu kısım genelde ikinci tartışma nedenimiz. ilki de evlilik kısmındaki baskıcı tutumları. ben susunca ikinci nedenden tartışmıyoruz ama o aklına geldikçe evlen diye beni didikliyor. ortadan kayboluyorum, ruhsal dengem açısından.
özetle he de geç ve gerektiğinde sihirli güçlerini kullanıp görükmez çocuk ol. şahsen 30 olsam da hala çocuğum, bana gelince üstümü falan örtüyor geceleri. seninki de öyle olabilir belki.
yapmak isteyip de yapamadığı, içinde kalan bir şeyler varsa, onları gerçekleştirmesi için destek olabilirsin belki. atıyorum resim yapmaya başlamak, bisiklete binmek vs. o da kendini daha iyi hissedebilir o zaman. bir de, evdeyken boş zamanlarınızı beraber aynı ortamda geçirmemek de sıkılmamak açısından ek bir çözüm olabilir.