Turkiye'nin multeci almasi, genel olarak "ayrani yok icmeye, atla gider sicmaya" seklinde ozetlenebilir. Zaten hayat standartlarinin asiri dusuk oldugu bir ulkede bunun akla mantiga sigar yani yok.
hiç acımıyorum sadece çocuklarına çok üzülüyorum. minicik çocuklar çıplak ayakla koşturuyorlar, caddeye atlıyorlar, araba ezecek, anne babaları dönüp bakmıyor bile.anne, baba ve yanlarında 5 tane çocuk, annenin kucağında çok küçük bir bebek dileniyorlar. savaştan kaçmışsın ama hala aklın uçkurunda. yuh artık ne libidoymuş arkadaş, savaş mavaş umurlarında değil.
En son ışıklarda beklerken arabanın kapılarına asılıp açmaya çalışmaları (ki normalde kilitlemeyi hep unuturum, şükür ki o an kilitliydi kapılar), akabinde camları yumruklamaları ve final olarak da veletlerin camları öpüp yalayarak salya içinde bırakmasından sonra (evet bu oldu) kendileri hakkında pek iyi duygu ve düşünceler içinde değilim açıkçası.
Savaş gerçekten çok korkunç bir şey, Allah kimseye yaşatmasın da. Komşu ülkeye gelip sığınmışlar, her şeylerini bırakmışlar zor durumlar anlıyorum ama kalkıp sınır bölgesinden ta İstanbul'a gelip, iki kuruş para almak için sığındığı ülkenin insanlarına zorbalık yapmalarını anlayamıyorum. Asıl suç onlarda olmadığı için çok da büyük laflar söylemek istemiyorum bu konuda, çünkü onları ülkenin dört bir tarafına kontrolsüz bir şekilde dağıtanlarda asıl suç ama bazen gerçekten ben de dayanamayarak onlardan nefret eder hale gelebiliyorum.
ilk başta diğer dilenciler gibi düzenbazlar oldugunu düşünüyosun ama mesela çocuklu bi kadın, dil bilmez mesleği yok başka bir ihtimali yok. Şimdi onları görünce insanların nefret etme nedeni çoğunlukla kendilerini suçlu hissetmeleri. Onların o hale gelmesi tabii ki de turk halkının suçu değil ama nefret de etmemek lazım. Durumun bu hale gelmesinde tek sorumlu rte ve onun plansız, programsız göç alma politikası. Ayrıca sonuçta bi pasta var ve onu daha fazla parçaya bölmek diğer paydaşları da huzursuz eder.
yani kısaca nefret etmeniz gereken o dilenciler değil rte'dir.
gördüğüm yerde polise şikayet ediyorum. polis halkıyla uğraşacağına mültecilerle uğraşsın.
Kendi ülkemin dilencilerini sevdirdiler, ciddi anlamda yılışık davranışları var, para vermezseniz sinirleniyorlar falan, ben ülkemin dilencisinde hiç oyle bir şeye rastlamadım.
Kaynak kullanımında yarattıkları sapmadan dolayı geldikleri andan itibaren gıcığım.
Çocukların para vermeyince bacağımı ısırmasıyla (yamyamlar) nefrete dönüştü.
Hayır senin neyine mülteci almak. Önce aç karnını doyur. Biri bir rüya gördü , bölgesel güç , kimse de demedi ki yapmayalım efendiler..
Ama tabi göze şirin görüneceğim diye her anlaşmayı imzalarsan olacağı bu. Klasik türk işte okumadan orayı burayı imzalarsan böyle olur.
bunlar hakkında hiç iyi niyetli düşüncelerim yok hatta içimden çektirip gidin memleketinize bile diyorum insan olmak ayrı bunlara acımak ayrı
madem savaştan kaçmışsın dediğin gibi istanbulda veya bu kadar batıda ne işin var?! her türlü zararlar AB'ye girmek için yıllardır uğraşırken kaldırımdaki manzaraya bak.
ama amaç belli, bu herifler 'abi açız fukarayız' ayağına seçimlerde maşa olarak kullanılacak o yüzden de bizim geleceğimizi karartacaklar. o yüzden çektirip gitsinler memleketlerine.
burada "ülkelere dönsünler" diyen pek tutarlı arkadaşlar, tüm türkiye dışındaki türkiyeli nüfusunu düşünüp sonra "ülkelerine dönmeleri" geyiğini çevirmeye yüzünüz var mı yok mu düşünüverin yahu; diğer ülkelerdeki devasa türkiyeli nüfusu ülkelerine geri dönmemişken ülkenizdeki ufak bir nüfus hakkında geri dönmeleri adına bik bik etmeye kalkışmayın bari.
hükümet bu konuda işe yarasa idi, kendisinin ortaya çıkmasında payı olan insanlar ülkeye kaçarak girince bari bakmayı biraz olsun becerebilse idi etrafta dilenci olarak görülmezlerdi. derdiniz var ise oradaki iç-savaşı destekleyen ve gelenlere de bakmayı ve gelen nüfusu kontrol etmeyi beceremeyen hükümete yönlendirin bir zahmet tepkinizi.
nefret ediyorum, ciddi manada ırkçılık yaparım araplara ve suriyelilere karşı. şimdi çıkıp birisi "suriyeliler arap değil ki ehüehü" yapcak o yüzden ayırdım.
panora kipa, bilenler bilir sırf kişisel bakım reyonu ortalama bir market kadar. hayvanlar gibi korunuyor panora desen zaten her yerinden lükslük akan bir avm. sakalım uzun diye güvenlik görevlisinin çevirmişliği var orada. oraya girmiş iki tane suriyeli, buldukları en pahalı ütüyü kucaklarına alıp barkodunu da çakıyla kazımışlar güvenliğin önünden çıkmaya çalışıyorlar. görevli en son tuttu adamın kolundan, el habibi yallah yallah diye oryantale girdi herif. abi hırsızlığın da bir boyutu var, 400 liralık ütüden iki tane alınır mı ? barkod çakıyla kazınır mı ? hadi her şeyi siktir et, ortamın en resmi giyinişine sahip, cebinde silah ve cop olan adamın önünde marketin en boş yerinden geçilir mi ?
doğma büyüme (1-5 arasını saymazsak) ankaralıyım. ankara siz istanbullu entellerin gördüğü gibi gri bir şehir değil. melih başgan sağolsun rengini baya aldı evet, ama ankara sadece türkiyenin değil samimiyetin de başkentidir. bir ara "haydi sabah rastgele önümüze çıkanlara günaydın diyip hal hatır soralım" furyası vardı ya yurt dışına özenmişlerdi. istanbuldakiler sözlükte yazmıştı hep nasıl garip karşılandıklarını, iplenmediklerini vs. dedim o kadar da ölmedik, bir de ben deneyeyim. simitçiye selam verdim adam 1 dakika falan bırakmadı muhabbetten. en son da öğrencisin herhalde gel iki simit al teki benden olsun kardeşime dedi. istanbuldakiler "hö ? eyvallah" diyip gitmişlre hep okuduğum kadarıyla.
"bana ne dalyarak ankaradan, suriyeli diyoz." diyeceksin. öncelikle sensin dalyarak, terbiyesizleşme. her neyse, ankarayı bu kadar severim ben, ankara bu kadar samimidir. ama gel gelelim kızılayın göz bebeği karanfili siktiler arkadaş ! bir tane çingene 5 tane de veledi hepsinin arasında 11 ay falan var her sene doğuruyor kadın damızlık inek gibi, vardiyalı hamile sigortası falan da var hatta öyle alışmış hamileliğe. bütün zevkini sikiyorlar arkadaş ! kız bir arkadaşımla yürürken geldi teki tam önümde durdu, ağzıma gül sokuyor eşşolusu. yok abicim sağol dedim kıza yapıştı la bu sefer de. bir de ondan kurtarmaya çalıştık. minnacık çocuk acayip kıvrak amk bir yerini tutuyon öbür yeri oynuyor.
ha bir de, en sevdiğim şeydi benim kışın kapşonu tak müziğini dinle kar/yağmur yağarken gece adımını attığın yere baka baka karanfilde yürü. artık yapamıyorum sağolsunlar, birkaç kez öyle veletlerini ezdim de. önüme bakarak yürüyorum kaptırmışım kendimi müziğe göz açık kapalı arası, veled-i zina durmuş koşu yolumda, ellerini açmış bekliyor. ezdim ben de biraz. kavga çıktı lan resmen safdasdf.
savaş kaçkınıdır mültecidir eyvallah, buradaki fakir az çok alışmıştır hayatı budur ama mültecilerin bir kısmı orta halli tabakanın kuru ekmeğe muhtaç kalmasından oluşuyor. onlara her türlü yardımı yaparım cebimden de yaparım hiç sorun değil. ama onlar büyükşehirde değiller zaten. orada da fakir olanlar inşaatta çalışanlar sağa sola sataşanlar istanbula ankaraya kadar geliyorlar amk.
çok doluyum bu konuda, ankaramı siktiler duyuru inadına 7 renk dediğim ankaranın 7 rengini de aldılar.
edit: ne düşünüyorsunuz, duygu ve düşünceleriniz ? diye sorup beğenmediğine tik atmamak da moda oldu.
@kulkke
benim bildiğim kadarıyla dünyaya yayılan türk nüfusu herhangi bir ülkede muhalefetin eline vermek iktidarın ise ekmeğine yağ sürmek için kullanılmıyor. bırakın şu insani duyguları bi kenara benim hayatımın içine eden adama yardım ediyor bu adamlar. iki dakika mantıklı düşün türkiyede savaş çıksa can havliyle japonyaya mı sığınırsın yoksa yunanistan ya da gürcistana mı? suriyeden kaçan adamın izmirde istanbulda ne işi var ya?! sınırda bol kepçeden kamp yaptılar bunlara aylık bağladılar. istihdam sağladılar. işverenlerini dövüyor paralarını gasp ediyor bu adamlar. bunun adı ırkçılık olmasın ancak iç şarabı sev arabı demişlerse bence bi haklılık payı var. devam abi iyi niyetli düşünmeye yanıbaşınızdaki binalarda hayvandan bozma tipler bitsin çoluğunuzun çocuğunuzun huzurunu bozsunlar o zaman görürüm insaniyetinizi.
@KidLazer
ilkin olarak, doğrudan buna uygun olarak kullanıldıkları ülkeler olduğu gibi, oy dengelerini altüst ettikleri ülkeler de var.
ikinci olarak, oradaki savaşı türkiye destekledi ve hatırı sayılır ölçüde de oradaki duruma türkiye neden oldu. bir zahmet olarak, türkiye'nin yükümlülüğü zaten oradaki durumun sonuçlarını çekenleri almak. adamların ülkesinde savaş çıkartıp ardılında da adamlar savaştan kaçınca almamak gibi bir lüks yok ne yazık ki.
bilmem hangi şehirde ellerini kollarını sallayarak gezip suç işlemelerinin de sorumlusu, onları kontrol altında tutmayan türkiye hükümeti. gidip ona yüklenin, tepki gösterin, vesaire.
bunun haricinde de, huzur bozma vesaire konusunda türkiye'den başka ülkelere gidenlerin bir kısmının da aşağı kalır yanları çok da yok; önce bir zahmet olarak türkiye'den dışarıya gitmiş olan devasa nüfusun topluca geri gelmesine dair konuşun madem ki o kadar tutarlı iseniz - ki o "rahatsızlık veren" türkiyeli kesim gelip yanınıza yerleşse, suriyeliler'den daha çok dert edersiniz büyük olasılıkla zaten. yok kalsınlar ise de başka ülkelerdeki türkiyeliler, zahmet edip de konuşmayın ülkeye gelen mülteciler hakkında.
ek: türkiye'de olduğum sürelerde yaşadığım şehirde, yaşadığım semtte yerleşmiş alevi suriyeliler var bu arada. daha da birşey yapmadılar kimseye.