2011 genel seçimlerine baktığımızda 8 küsür milyon seçmenin sandığa gitmediğini görüyoruz;
kaynak: tr.wikipedia.org
MHP'nin aldığı oyun 5 küsür milyon CHP'ninkinin 11 küsür milyon olduğunu düşünürsek çok ciddi bir rakam.
Sorularım şunlar;
1-Sandığa gitmeyen bu kitlenin gerekçesi nedir?
2-Yüzde kaçı bunu bilinçli olarak tercih ediyordur?
3-Bu rakam gerçekten de çok ciddi bir rakam değil mi?
Teşekkür ediyorum.
ciddi rakamlar görmek istiyor isen 3 kasım genel seçimlerine bak bence.
akp'nin aldığı oy oranı %22küsür, aldığı oy da 10-11 milyon civarı. geçersiz oylar, boş oylar ve kullanılmayan oylar ise 9-10 milyon civarı.
aslında avrupayla kıyaslandığında gayet iyi katılım oranları, fransada son seçimlerde %30larda kalmış katılım. ama sebep? asıl merakımı cezbeden bu.
2-sebep çok bilmemiz.
herşeyi biliyoruz inanılmaz, herkes bişeyin uzmanı.
herkes herkese müdür.
çok uluslu şirket gibiyiz,herkes profesyonel.
fakat şu gerçeği atlıyoruz.
oy kullanmak bir görevdir.
Vatandaşlık Görevleri
1- Kanunlara Uymak
2- Vergi Vermek
3- Askerlik Yapmak
4- Seçimlere Katılmak (Hem hak hem de görevdir.)
Edit: Tabi görevlerini yerine getirmeyen bizler sonra hak iddia etmeye çalışıyoruz.
Oy kullanmayarak hak iddia etmekten, eleştiri yapmaktan vazgeçtiğimizi beyan etmiş oluyoruz.
Bu kısımları pek bilmiyoruz kanımca.
oy kullanmamak-geçersiz oy kullanmak yahut seçim boykotu ile daha saçma sapan ne duyabilirim diye beklerken, bir tane de @comptrol ekledi bunlara. tuzu kurular seçimleri boykot ediyormuş-geçerli oy kullanmıyormuş. nereden ulaştın buna? hangi istatistikle, hangi analizle, hangi yöntemle? tüm dünya coğrafyasında pratiği olan ve nedeni de aslen genel hoşnutsuzluk ve tepki olan bir tutumu "hoşnutlardır" diye genellemek için ne içmek gerekiyor bilemedim gerçekten.
@cecilia protesto için yapılan bir eylemi "eleştiri hakkından vazgeçmek" düzeyine indirgemek çok güzelmiş. en son ortaokul son yurttaşlık dersinden kalan bilgilerle yaşamaya devam ediyoruz galiba bazılarımız bu arada - aradaki açığı nasıl kapatıp da izah yapılır bilemedim. profesyonel birisi gerekli sanıyorum ki birşeyleri bu noktada anlatmak için.
yok alakası yukarıda denilenlerle tutumun. basit bir google araması ile de bulabilirsin nedenlerini.
türkiye'de ne kadar kişi bilinçli olarak sandığa gitmiyor orası meçhul bu arada, kim ne derse doğru olmayacak pek de.
Aslında amacım eleştirmek değil. Bu bir gerçek. Ve anladığım kadarıyla her yeni seçimde bu tercihi kullananların sayısı artacak. Maalesef siyasi iklim bizi seçeneksizliğe mahkum bıraktı. Toplamda 4 tane tercihi var aslında seçmenin. AKP, CHP, MHP ve BDP. Bunun dışında kalan partiler maalesef siyasetçilik oynuyor. Meclise girme şansları 0 (sıfır). Bunun bilincinde olan seçmen oy vermemeyi tercih edebiliyor. Bu da meclisin temsiliyet gücünü düşüren bir etken. Bu kitleyi harekete geçirebilecek bir oluşum olsa ne güzel olmaz mı?
@comptrol ilk olarak abd'de iki ana parti olmakla beraber, meclislere üçüncü partiler yahut bağımsız adaylar da girebiliyor-girebildi, bu öyle bir ayrıntı. onun haricinde abd'de protesto amaçlı geçersiz oy atımı var. mickey mouse yahut bugs bunny resimleri konulur pusulaya örneğin, falan.
gene abd'deki adaylık sistemi ve seçim sistemi ile türkiye'nin yakından uzaktan alakası yok; demokrat parti de cumhuriyetçi parti de parçalı yapılar. özellikle demokratların içerisindeki herkes aynı değil, çok farklı uçlarda adamlar var.
kulkke, baya profesyonel oldu.
referanslar, kanıtlar, çürütemediğim sitaset bilimciler falan.
çok hoş.
utandım bak şimdi ben.
@cecilia burada seni eğitmek için bulunduğumu sanmıyorum. kaldı ki orta-son yurttaşlık dersi bilgileri ile konuşan kişiyi de eğitmek o kadar kalkışacağım bir iş olmayabilir; kalkışacak birisi bir ara yapsın, ben ne yapayım? politik-ekonomi falan mı anlatayım, devlet tanımı mı yapayım, seçim sistemlerini mi anlatayım sonra da tarihteki seçim boykotlarından mı dem vurayım, protesto oyunun farklı bakışlar için gerekçelerini mi sıralayayım; daha temele de inmek gerekebilir. ne diyeyim, meraklısı bir ara girişsin o işlere.
peki bebeğim yorulma sen.
edit: tamam en son sözü de sen söyle.
didit: çay doğru ama bak. doğruya doğru.
şimdi senin yanıtın da, bu da silinecek de, bebeğim diyerek komiklik yaptığını sanmak, üste çıkmaya kalkışmak falan; politik bakış açın haricinde de orta-sonda kalan bolca şey görmüyor değilim. abinin\ablanın yahut babanın\annenin bilgisayarını mı aldın bak yoksa, doğruyu söyle; kızmasınlar sonra? senin için söyledim bak.
daha da durmayayım bu arada, ne olmuş hitabet biçimi. kaçıp gideyim çay içeyim.
Seçimde oy kullanmamanın bir sürü sebebi olabilir. Benim düşüncem şu: Eğer sandığa gitmeyen seçmenler arasında bir seçim yapılacak olsa; sonuç, sandığa gidenlerin arasında yapılan seçimden çıkan sonuca çok yakın olur. Başka bir deyişle bu 8 milyon kişi gidip oy kullansa, siyasi herhangi bir dinamik ve ya dengede değişim olmaz.
Çünkü sandığa gitmeme sebepleri diğer 40 milyon seçmenden farklı düşünmeleri ve onları temsil edecek bir siyasi oluşumu heyecanla bekleme değil. Evet hiçbir siyasi çizgiye kendini yakın bulmadığı için, tepki olarak oy kullanmayan küçük bir kitle var. Ancak bu insanların büyük çoğunluğu,
Hasta olduğu için gitmiyor, başka bir şehir/ülkede olduğu için gitmiyor, üşendiği için gitmiyor, gitse de sonucun fazla değişmeyeceğini düşündüğü için gitmiyor. Ve büyük kısmı da kararsız olduğu için gitmiyor ancak yine çoğunluğun alternatifi Akp, 2. sırada Chp, 3. sırada Mhp)
Anketlerdeki kararsızların parti tercihine ve oranlarına bakarsanız tabloyu daha iyi görürsünüz.