telaffuz edilen kelime nedir?

doğru cevap gelince hepinize tik atcam efenim. o kadar da zor soru değil aslında
soruyu her zaman yanlış telaffuz edilen diye sorsam daha mantıklı olabilirmiş. bi tek @kül bildi.

 

kendi açımdan söylemem gerekirse aşağıdakileri yazarken 2 kez düşünürüm;

-yalnız
-yanlız
-herkes
-şarj

prezarlatif

sarj
pogaca
kornis
egzos

halanne

Travma

sadegazoz

şarj

adventchant

"şarz"

sen git ben geliyorum

sarımsak

proletarier aller lander vereinigt euch

pantalon (pantolon, pantol, pantul)
motamo (motamot, modamod)
entelektüel (entellektüel)
kravat (gravat)
krapon (grapon)
laminat (laminant)
sutiyen (sütyen)
menstrüasyon (mensturasyon)
menopoz (menapoz)
gardörob (gardırop, gardolap)
pardösü (pardesü, pardisö)
küretaj (kürtaj, kürtaş, kürtac, kurdaş)
gangren (TDK bile kangren yazmış!)
şanjanlı (janjanlı)
şanjman (şanzıman, şanzuman)
salamanje (salomanje)
subasman (yazılışı sousbassement) su basmanı diye okuyorlar
Venezuela (Venezüella)
Ekvador (Ekvator)
eşofman (eşortman, aşortman)
şofben (şohben)
oparlör (hoparlör, apollo) yazılışı haut-parleur
naylon (laylon)
rögar (loğar oha!)
alüminyum (elaminyon)
patoloji (pataloji)
ortopedi (ortapedi, ortabedi)
ultrason (ultrasyon)
Röntgen (rotgen)
menenjit (menengiç - ne bilsin garibim? zaten oğlu hasta, bi de tutup onu mu ezberliycek?)

compadrito

"yanlış telaffuz"dan sayılıyor mu bilmiyorum ama ÇÜNKİ ve ISTANBUL inanılmaz rahatsız ediyor beni.

şehrin adı istanbul. niye ıstanbul diyosunuz ki? spikerler bile böyle yapıyor. ayrıca niye "çünki" diyosunuz? kendimize gelelim lütfen. terbiyesizliğin alemi yok.

edit: crown, doğru telaffuzun ıstanbul olduğunu söyledi. dünyam başıma yıkıldı resmen. yapmayın bunu lütfen. neden ıstanbul? antalya'ya neden entalya demiyoruz? gerçi türkçe ne kadar yazıldığı gibi okunan bir dil, o da tartışılır ya neyse.

der meister

@prezerlatif ben de öyleyim bazı kelimelerde bi düşünürüm
yanılmak -yanlış
yalın -yalnız
kırpmak -kirpik
melih gökçek tweeti -herkes

seksen9

"Birhaber" bu ara en çok karşılaştığım.

@proletarier aller lander vereinigt euch (Kopyalayıp yapıştırmak bile zaman aldı be yav)Sarımsak için TDK "İki şekli de doğrudur. Biri halk ağzıdır ama kabul ederiz" diyor. Gerçi TDK'ya güven miktarı nedir ki.

aychovsky

kase

jamswety

valeybol voleybol
telaffuz telafuz
laboratuar laboratuvar lavabotuar lavabotuvar diye uzar gider bu.

wiillii

Yalnız.

barbara herhalde barbara manken olan

yanlış.

kül

Eşofman
fanila

bass solo take one

bu sıralar tape ezdi geçti.

çörek de hatalı söylenir. (çöğrek, çöörek gibi)

hayat aklini konusacak bir filozof uret

@hayat aklini

tape doğru efenim

www.eksiduyuru.com

exlibris'in, oradaki cevabını bi daha okuması lazım.

compadrito

@compadrito'nun doğrusu bu diye verdiği yazılışların önemli bir kısmı yanlış. sevgili dostumuz sanırım bir sözcüğün köken dildeki haliyle o sözcüğün geçiş yaptığı halini karıştırmış. sözcükler başka dillere geçerken imlaları ve söylenişleri (hatta anlamları) değişebilir. örnekse sutiyen değil, sutyen olacak doğrusu. ya da pantalon değil, pantolon. gardörob değil, gardırop, küretaj değil, kürtaj vb.

soruya yanıt olarak: yayımlamak, hoş geldin(iz) (bitişik yazılıyor fakat hoşgelmek diye bir fiil yok) sağ ol(un) (bunu da bitişik yazıyorlar), tıraş vb.

microfiction

Anneciğimin telaffuzları çok şekerdir. Şöyle ki;
fanyans (fayans)
laaba (lavabo)
dezenktefe (dezenfekte)
vezevre (rezervuar)
maarul (marul) Gerçi Türkçe öğretmenimi İstanbullular maarul diye okur demişti.

Bunlar da kayınvalidemden geliyor,

riks (risk)
çukulata (çikolata)
korniz (korniş)
taras (teras)

old possum

@microfiction
motamo'ya da motamot mu diyosunuz?

compadrito

@compadrito motamo'dan emin değilim o kadar. türkçeye telaffuz ve yazılış olarak nasıl geçtiğine bakar. pek güvenilir bir kaynak olmasa da tdk motamot demiş. nişanyan'a baktım motamo denilmekte. sanırım motamo olsa gerek. tabii yazdıklarınızın hepsi yanlış değil. şöyle ilk bakışta eşofman, entelektüel, pardösü, ortopedi, alüminyum, röntgen vb. ama mesela ekvador dediğimiz şey bir devletin adı. ekvator ise küçük mavi gezegenimizi kestiği varsayılan çizgi.

microfiction

Ulan tam yalnızdan sonra da yanlış da yazacaktım. :D vazgeçtim. :)

barbara herhalde barbara manken olan

wuh sakin.
bilgi değil zeka sorusu sormaya çalışmıştım yaw. onu da beceremedim zaten tam çevirememişim.
devamı: (git:www.forbes.com)

seksen9

@microfiction

yazdıklarımın bazılarının, onayınızdan geçmiş olmasına çok sevindim. motamo'ya sanırım ya da emin değilim demenize de şaşırdım.

Ekvador'u Venezuela'nın arkasından yazdığım için ülkeyi kastettiğim anlaşılır sanıyordum ama anlaşılmamış demek ki.

sutiyen değil sutyen olduğunu biliyorum ama takılın, sorun ve açıklayayım diye kasten öyle yazdım. kimin sutyen, kimin soutien, kimin sütyen veya ikizlere takke dediği ile çok ilgilenmiyorum. tek amacım, sütyen diyenlerin de, kelimenin sou ve tien kelimelerinin bir araya gelmesinden oluşmuş bir bileşik isim olduğunu bilmeleri. doğrusunu ve nereden geldiğini bilsinler de, canları ne istiyosa onu desinler. sou alt demek tien de destek demek. alt destek! (desteğin olurum yavrum!)
Fransızcada o ve u bir araya gelince asla ü olarak okunmaz, u olarak okunur. sutiyen olarak yazmamın sebebi, oradaki tien'e dikkat çekmek.

elbise dolabı ise gardırop değil gardrob. garde-robe'un okunuşu yani.

context yani bağlam çok önemli

bu görmüş olduğunuz el aletinin adı curette, okunuşu da küret

monarchmedicalproducts.com

www.merriam-webster.com

Latince curer kelimesinden yani tedaviden türemiş. Cure+dent'ın kürdan (tedavi+diş) olması gibi.

bu el aletiyle yapılan girişimin adı curetage, okunuşu da küretaj. küret ile yapılan işlem, kürt ile yapılan işlem değil yani. Çok havalı -aj ekini almayı biliyosanız Fransızcadan, bunu da pekâlâ söyleyebilirsiniz. Ben gidip kadın doğum hocama kürtaj dersem, genel cerrahi hocama da kangren dersem ''mal mısın oğlum?'' derler bana. doğrusunun ne olduğunu bilin diye yazıyorum. siz ne isterseniz diyebilirsiniz. isterseniz kurdaş diyin ve kardaşla bi akrabalığı var mı acaba bunun diye kafa yorun.

bağlam önemli demiştik di mi? ben şimdi oto sanayiine gidip ''Arif usta benim şanjmana bir bakabilir misin?'' desem,
''Top musun lan sen?!?'' diyip götüme pandik atar! Doğrusunun şanjman olduğunu bildiğim halde, 'usta bi de şanzımana baksan?'' demek zorundayım. Ama gidip de, Kâmil usta bizim gardolabın montacını yapacaan mı? da demem yani.

Haa, bi de, Nişanyan usta da pantalon giyiyor.

compadrito

* kendi - hemen hemen herkes açık e ile telaffuz ediyor.
* de anlamındaki dahi - da:hi gibi okunuyor. ifrit oluyorum.
* kağıt - kaat gibi okunması gerekirken yazıldığı gibi okunuyor.
* ikametgah - genellikle ikâmetgah şeklinde okunuyor. doğrusu kalın k.

durme

@compadrito "doğrusu" dediğiniz şeyler fransızca açısından doğrusu. fransızcasıyla hava atmak isteyenler bunlar doğrusudur diyebilir ama en nihayetinde bu sözcükleri fransızca değil, türkçe içinde kullandığımızda doğrusu-eğrisi değişecektir. zaten bu sözcüklerin çoğunun türkçedeki varlıkları ve imlalarının son halini alışının üstünden bayağı vakit geçmiş. öte yandan "cevap" da türkçeye arapçadan girme ve arapçada p diye bir harf yok ama "cevab veremedi" diye kitap yazınca pek "doğru" olmuyor. ama fransızcada hem havalı hem de doğru oluyor sanırım.

microfiction
1

mobil görünümden çık