ingilizcem suan intermediate seviyesinde(sayılır)
gelistirmek istiyorum. Kurslara gidemem cok yogunum. Kendi kendime gelistirmem gerek
Kitap oku diyenlere, denedim ama kelime bilgim cok iyi olmadigi icin sıkılıyorum kitap okurken sozluk karistirmaya, bu yuzdende akıcı olmuyor.
İngilizcemi gelistirebilecegim partner nerden bulabilirim internetten?
Fikirleri alayim, kendi kendime nasil gelistiririm?

 

eksisozluk.com

ehm... zamanında compadrito'nun benim için kaleme aldığı sonrasında sorulan sorularla gelişerek adeta bir sanat eserine dönüşen entry.

bunun dışında istanbul'da yaşıyorsanız sultahahmet ve civarı turistik bölgelerde takılarak pratik yapabilir, arkadaş bile edinebilirsiniz. benim halen günlük temasta olduğum iki kişi var.

bu arada şahsi fikrim: sözlük karıştıracaksınız hocam. akıcı olmuyor, sıkıcı oluyor... yapacak bir şey yok. eskilerin bir tabiri vardır, "lügat parçalamak" diye. hiç kusura bakmayın, bu işler maalesef kolay olmuyor.

sensible soccer

@sensible soccer

oyle mi olmustu sensible abi ya? tesekkur ederim hafizami tazeledigin ve guzel sozlerin icin. demek o yazismamiz, eylul 2011'de olmus. bu iki sene zarfinda, dediklerimden neler yaptin ve ne faydasini gordun? belki birine daha faydamiz tokanir.

@hain abi,

o yazida yazannari okur, annar, ozumser ve uygularsaniz, cok iyi bi baslangic yapmis olursunuz.

compadrito

Ufak metin ve hikâyeler ile baslyabilirsin.sonra zamanla gelişir.
Bbc türkçe sitesinde var böyle şeyler.

murtiii

@compadrito:
valla tam 2 sene geçmiş üstat. rica ederim, ben de teşekkür ederim.

ben ne yaptım, 2012 ve 2013'te bol bol Sultanahmet'te vakit geçirdim. Efsane olmasa da akıcı seviyeye geldim, turistlerden çok övgü almışlığım var. Bir hintli bir de tayvanlı vatandaşla hemen her gün watzap'tan şuradan buradan konuşur bulduk kendimizi. Daha seyrek konuştuğum birçok insan var. Yani arkadaş bulunuyor Sultanahmet'te.

Ben en çok ne yaptım? Listening için BBC'nin efsane yarışması Weakest Link izledim. Başlangıçta o uyuz kadının(ki kendisini çok severim) söylediklerinin yüzde 5'ini bile anlamazken artık sorulara cevap verir hale geldim. Bir F1 bağımlısı olduğum için BBC ve SKY'dan yarışları ve tekrarlarını izledim. Birçok film izledim, filmleri tekrar tekrar izledim, altyazılı/altyazısız izledim, full HD izledim, indirmeden izledim...

Sonracığıma kitap, dergi ve mesleki makaleler okudum. Bunlar klasik zaten. Ama sözlüğe bakmadan okuma sistemini çok uygulamadım. Eğer çok fazla bilmediğim kelime ihtiva eden yazılarla karşılaşırsam onları ilk olarak sözlüğe bakmadan, sonra sözlüğe bakarak tekrar tekrar okudum. Hem ingilizce hem türkçe sözlüğü kullandım. Burada şuna açıklık getirmek istiyorum, bence sözlük kesin gerekiyor. Mesela bir yerde "opposisition" kelimesi geçiyor. Sen opposite'i biliyorsun. Anlamın ne yönde olduğu belli ama bu kelime ne demek? İngilizce sözlüğü açsan kırk saat ingilizce açıklama var. Ama Tureng'den bi' bakıyosun, muhalefet demekmiş. Beyin bedava. Ama bazen de birbirine çok yakın anlamdaki kelimeler arasındaki ince ayrımı yakalamak için ingilizce sözlüğe bakmak gerekiyor. (EDIT: Yani ikisi arasında bir denge yakalamak gerekiyor). Bir de çok fazla anlama gelen bazı kelimeler var, orada da compadrito'nun dediği gibi kalıpları ezberleme yöntemine gidiyor insan. Mesela commit diye bir kelime var, bu kadar fazla anlama gelen bir kelime yoktur herhalde. Ama "committing suicide/murder" diye hep kullanılan kalıplaşmış bir tabir var, compadrito'nun dediği gibi aylar hatta yıllar süren okumalar boyunca o kelimeleri yanyana görünce commit'in ne demek olduğu senin umurun olmuyor.

Ben bir ara kendimi advanced falan sanıyordum bi' havalara girmiştim sorma. 2012 yazında staja gittim, bir makine gördüm üzerinde bir talimat var, cümlede elsewhere diye bir kelime geçiyor. Hayatımda ilk kez görüyorum. Ama belli ki banko bilinmesi gereken bir kelime. O an düşündüm ingilizce biliyorum sıfatıyla burada işe başlasam ne bok yermişim diye. Sonra compadrito dedi ki elsewhere bilmeyen advanced olmaz, o zaman aklımı başıma aldım. Şimdi napıyorum? Gazete okuyorum. Vocabulary geliştirmenin bence şu ana kadarki en iyi yolu. Financial Times'ın haftasonu eki var. Her sayfası ayrı bir konu hakkında. Bir sayfası gündemden haberler, bir sayfası sanat, bir sayfası röportaj, bir sayfası yemek tarifi, bir sayfası giyim kuşam diye gidiyor. The Guardian Weekly var onu okuyorum bir de o da güzel. En son The Wall Street Journal aldım, o ekonomi gazetesi. Bak o biraz kasıyor ama. Gazetenin en güzel yanı şu. Bir süre sonra Oxford 3000'in(Oxford sözlüklerinin belirlediği, ingilizce metinleri okumak için gerekli olan iskeleti oluşturan kelimeler) dışında kalan ama (iyi bir ingilizce için) KESİNLİKLE bilinmesi gereken kelimelerle sürekli karşılaşmaya başlıyorsun ve gazete sana onları öyle ya da böyle öğretiyor. Gazetelerden günlük kullanmamız gereken kelimeleri çok rahat öğrenebileceğimizi düşünüyorum. Ki bu da yaklaşık tahmin edilen 5000 kelime. compadrito da bahsetmişti geçen, 5000 kelimeyle roman okursunuz, 15 bin ile yazar olursunuz diye. Ben işte o beş bine vurma çabasındayım.

compadrito ile ihtilaf ettiğimiz tek nokta, sözlüğe bakma meselesi sanırım :)) Ben türkçe yazı bile okurken sözlük ve ansiklopedi karıştıramadan duramayan birisiyim. Öyle ya da böyle, ingilizce konusunda compadrito'nun hepimize büyük katkıları olduğundan ona teşekkür ediyorum.

sensible soccer

reserved

beter olun
1

mobil görünümden çık