acemiliğim manisa, ustalığım kıbrısa çıktı.
6 kasımda manisaya gittik, askeri eşyalarımızı aldık ve oranın yarbayı bizden 900 kişiyi ayırıp manisa acemi birliğinde yer olmadığını, kapasiteyi 2000 kişi aştıklarını ve insanları 2 ranzayı birleştirip 3'erli yatırmak zorunda kaldıklarını söyledi.
bizi otobüslerle izmir'e aktardılar.
400 kişi beklenen narlıdereye toplam 1300 kişi gitti. ve bu sefer de orada kapasite aşımı oldu. 2 hafta içinde kapasite 2000 kişi kadar aşıldı, normal kapasitenin %40 üstüne çıkıldı. biz kısa dönem olduğumuz için koşullar çok çok kötü değildi, komutanlarımız da hassasiyet gösterdiler. ama sivil eşya depolarından, penceresiz odalara kadar her yere ranzalar atıldı.
ve benim için asıl üzücü olan, 2. hafta gelen uzun dönemleri kartonların üstünde yatırmak zorunda kaldılar. biz camdan onlara bakarken içimiz parçalandı ama yapacak bişiyimiz de yoktu malesef. diş macunu vs. elimizde olanlarla yardımcı olmaya çalıştık çünkü askeri malzeme bile yetersiz geldi onlara, çoğu malzeme bile alamadı.
her gün 50 civarı bakaya sırf bizim bulunduğumuz yere getiriliyordu (komutanların söylediği kadarıyla).
bu süreçte dışarıda buna dair tek bir satır yazı yazıldı mı bilmiyorum.
ama acemi birliklerinde rezalet diz boyu.
tayyip çıkıp açıklama yapıyor "bakayaları yakalayacaz" diyor, olan zamanında askere gitmeye çalışan insanlara oluyor. (askerliğin 12 aya düşmesi de kapasite aşımında etkili)
yemekhanedeki sırayı hayal bile edemezsiniz, yemek saatini 40-45 dakika 1 saat geçtiğimiz günlerin sayısı o kadar çoktu ki.
yemek yiyemeyip kantinlere gidelim dedik, o kadar fazla insan var ki birliklerde kantinde en az 35-40 dakika sıra beklemek gerekiyor, kaldı ki kapasite aşımından dolayı kantine gelen mallar 6-7 saat içinde tükeniyor ve kalan 3-4 gün boyunca kantinden bile yiyemiyorduk.
biz elbette ev konforu falan beklemiyorduk, sağolsun birliğimizdeki rütbeliler de ellerinden gelince yardımcı oldular ve bu rezalet koşulları çekilebilir hatta "konforlu" kıldılar. ama özellikle uzun dönemlerin hali içler acısıydı.
niye yazdım?
bilin diye yazdım, tipin biri çıkıp padişah gibi ferman veriyor, ne planlama var ne öngörme. onun fermanı bize oluyor eziyet. bu ülkede her şey düşüncesizce yönetiliyor ve olan her zaman garibana oluyor.
edit: dün yemin törenimizi yaptık. 1800 kapasiteli tören alanına 8500 kişi geldi, 3000'e yakın asker olarak da yemin ettik. bi 2000 kadar da 1-2 hafta sonra yemin edecek yanılmıyorsam. durumu buyrun siz anlayın.
moral bozmak gibi olmasin ama bunun bir de kibris ayagi var. orada su da yok. kola, gazoz alacaksin kantinden. o da kalirsa tabii...
Kibrista nereye dustun bilmiyorum ama acemilik iyiymis yea diceksin. Bir manisa kıbrıs maduru olarak söylüyorum
hocam ustalık önemli değil. zor geçeceğini de biliyorum zaten, acemiliktekinden daha kötü şartlar olacağını da biliyorum.
ben bu bakaya yakalama ve hesapsız kitapsız askerliğin 12 aya düşürülmesinin ardından kışlalarda gelinen hali yazmak istedim sadece.
12ay sacmaligindan once de durum farkli degildi. 600 kisilik yerde 1900 kisi kaldi abimler, aynen anlattigin gibi ust uste, dip dibe yatmislar.
yine toren alanina sigmadiklari icin buyuk bir kismi bodrumda, yemekhanede falan yemin etmisti. yani askerlik cok berbat bir olay. dikkat et kalici bir hastalik falan kapma.
Menenjit aşısı olsun askere gidecekler! Menenjit en çok, bu balık istifi koğuşlarda hortlar!
Elinize ve aklınıza sağlık hocam!
kartonda yatanları görmek ve birlik değiştirmek dışında benim acemiliğimden pek bir farkı yok.
Acemilik yaptığım tugayda grip salgını oldu, karantinaya alındık ama 15 gün boyunca kantinde selpak satılmadı.
Ne burnumuzu ne götümüzü silecek kağıt bulamadık.
Askerlik böyle bir şey maalesef Türkiye'de.