hep o tonda konuştuğunu düşünürsek yanlış yok.
yani ben cıvıl cıvıl konuşuyorum her şeyi böyle tonluyorsam ses tonum oluyor işte..
Ama bu cümlede kastedilen güzellik senin duygu durumun değil sesinin kendine haslığı, kendiliğinden olan, doğumla getirdiğin vasfı
Açıklamaya göre değil bence?
Müzisyenseniz doğrusunu biliyosunuzdur. ama kullanılan kelime (renk) bende ses renginin parmak izine tekabül ettiğini düşündürüyor. hala da öyle düşünüyorum.
neyse teşekkürler
ton, sesteki yükselip alçalmaları derecelendirmek için kullanılır. Sesin değişimindeki bu farklılara duygusal karşılıklar da verilebilir. Örneğin sesi tonu yükselen birinin sinirlendiği çıkarımını yapmak, sesi iyice alçalan birinin birşeyler gizlemeye çalıştığını çıkarsamak gibi. ama bu tamamen bir çıkarımdır. yoksa "ton" bunu ayırmak için kullanılan bir şey değildir.
Ses rengi ise bahsettiğiniz parmak izine tekabül eder. kendine haslık belirtir. örneğin cem adrian'ın bilmemkaç oktavlık ses aralığına rağmen tom waits'in tek oktavlık sesi, sesinin rengi dolayısıyla çok daha tercih edilesidir. ses rengi, tıpkı parmak izi gibi nerede duysanız tanıyacağınız "tını"lar taşır. örneğin ne zaman alev sezer'in sesini duysak, nerede lan bu bruce willis dememiz gibi.
fizik anlamı olarak sesin tınısı kullanılıyor.