Son 2 sene bisiklet alip 15.000 km yol yaptım. Ilk gün almadigima çok pişmanım.
Motosiklet alsaydım keşke diyorum otobüs vs fakirliğini çekeceğime. Bi de biraz daha erken ortamlara aksam olurmuş, o taraflarda kendimi geç yetiştirmişim hep.
2 yıllık okumuştum, aynı bölümün 4 yıllığına geçiş yapıp askerlik olayını çözseydim güzel olacaktı, tutturdum istanbul'da gsf okuyacağım diye, kazanamadım falan derken vakit geçti, uzun dönem askerlik kapıda şimdi... o geçişi yapıcaktım hacı...
her yaz 15 günlük staj yapsaymışım süper olurmuş. iş hayatına dair bişiler öğrenerek başlardım
bir erkeğin, bir kadının kıskançlığına uyup arkadaşlarınızdan ödün vermeyin. benim büyük pişmanlığım budur üniversiteye dair.
üniversiten/kampüsün sosyal, aktivite meraklısı ise klüplere katıl. hem yeni insan tanırsın bol bol, hem de bağzı şeyler yaparsınız. trekking olur, fotoğrafçılık olur, mağaracılık olur.
mutlaka yurt dışına çıkmaya çalış, yurtdışı gönüllü kamplar var. genctur.com'dan ayrıntılı bilgi alabilirsin. avrupa önceliğin olsun tabi.
ingilizceyi bitir, kendini üniversite bittiğinde toefl ya da ielts alacak seviyeye getir.
bunun yanında dile ilgin varsa, hoşuna giden bir dille de hobi seviyesinde uğraş. ama önce ingilizce.
enstruman çalmaya ilgin varsa mutlaka uğraş, grup kur, stüdyolara git, barlarda çal.
spor ile mutlaka uğraş hatun kişisiysen pilates, er kişisiysen abartmamak şartıyla vücut geliştirmeye gidebilirsin.
kart oyunlarını öğren, üniversitede büyük bir sosyallik aracı.
öğrenci evine sahip yakın arkadaş edinmeye çalış.
sevgili bul bi de, o da önemli. bunların hepsini yapcam diye asosyal olma, genelde aktivitelerine birilerini de dahil etmeye çalış.
kolay gelsin, öptüm.
fakültenin kütüphanesinde bol zaman geçir, oradaki memur hanımlarla beylerle muhabbet kur seni tanısınlar, hatta okulunuzda kütüphanede öğğrencilerin yarı zamanlı çalışması gibi bir uygulama varsa mutlaka şansını dene.
ben yapmadım pişmanım, ev arkadaşım yaptı, hem günde 3-4 saat ders saatlerine göre çalışıyorsun aylık 200-300 bir şey veriyorlar, hem de bütün hocaların şu kitabı getir şu kitabı bul işlerini yapıp hem muhabbet kuruyor hem sempati topluyorsun. hem de kütüphaneden kitap ödünç almak konusunda çok daha esnek şartların oluyor, sınav ya da ödev dönemlerinde o çok pahalı kitapları millet kütüphanede başkası ödünç almış olduğu için bulamazken sen önceden önceden almış oluyorsun, kitaba para vermiyorsun. bizim okul kütüphanesinde kitabın tamamını fotokopi çektiremezsin normalde sayfa sınırı vardır, o da senin için geçerli olmuyor.
çok güzel sormuşsun, tebrik ederim bu kadar farkında ve bilinçli olduğun için.
interrail yapmadığım, herhangi bir kulübe üye olmadığım, ilk sene 3-5 arkadaş edinip 4 sene boyunca bu aynı arkadaşlarla vakit geçirdiğim, çalışmadığım ve ailemden ayrı eve çıkmadığım için pişmanım.
doğru düzgün bir staj yaptığım, kitap okuma alışkanlığı edindiğim, hafta sonları eğlencenin dibine vurduğum, yüksek yapmadığım, çılgın saç modelleri denediğim, okulumu uzatmadığım içinse memnunum.
böyle :)
okulu uzatmak, erasmusa gitmemek, daha sosyal olmamak, mesleki kişisel gelişim eksikliği.
ama derslere gitmediğime hiç pişman değilim. yine olsun yine gitmem. o kadar imkan içerisinde, türkiye'nin sanayi başkentinde sanayiyle ortak öğrenci yetiştirmeyen ve buna çabalamayan; anlattıkları teorik bilgileri endüstri ile harmanlamayan hocaların vereceği dersin bana hiç bir getirisi yoktur.