büyümek istiyoruz, biran önce hedeflerimize ulaşmak istiyoruz da her geçen gün daha çok şeyi düşünmemiz bekleniyor. önce yatağımızı ıslatmamamız gerektiğini öğreniyoruz, istisnasız her sabah irademizle uyanmak zorunda kalıyoruz, küçüğümüze sevgi gösterip büyüğümüze saygı duyuyoruz, iyi bir okul için çalışıyoruz, kazandıktan sonra elimizdekileri kaybetmemek için birçok insana katlanıyoruz, birini seviyoruz, evleniyoruz, artık eşimizi, eşimizin ailesini düşünüyoruz, çocuklarımız için çaba gösteriyoruz, birkaç sene evvel kendimize bile ayırdığımız zaman yetmezken artık eş, çocuk, aileler vs herkes bizden ilgi bekliyor, işte terfi alıyoruz ama 1 iş yaparken artık 3 iş bekliyorlar, sorun şu ki hayatta aldığımızdan fazlasını veriyoruz.
öyleyse ne anlamı var bunca derdin, nasıl herkes razı bu strese?
hırs.
odiyus
geçim
Agnahie
Tamamen tüketime ve egoları tatmin etmeye yönelik bir sistem olunca büyük çoğunluk razı oluyor. Büyük çoğunluk dedim çünkü sevdiği işi yaptığı için çok fazla para kazanmayan ama bu sayede sosyal hayatı için de zaman bulabilen ve etrafındaki insanlara da bunu kabul ettirdiği için daha az strese giren bir azınlık olduğuna da inanıyorum.
foxmulder
ismini bilmiyorum, google'da denedim bulamadım ama bir adam var, tipi ve sesi de james hetfield'a benziyor hatta. bu adam avrupa'da yüksek lisans falan yapmış, iyi firmalarda yöneticilik yapmış, sonra bir gün "hayat bu mu lan?" diyerek istifa etmiş, şan dersleri almış ve şimdi sokak müzisyenliği yapıyor.
r_u_h