herkese selamlar öncelikle. şimdi ben mezun olmak üzere olduğum bölümüme ciddi umut ve hırslarla başlayan bir gençtim, amacım akademisyen olup dertlere derman bulmak nobel almak falandı. herkesi buna inandırdım aslansın kralsın övgüler yedim de neyse. fakat gelin görün ki insanların benden çok daha hırslı ve çalışma azmine sahip olduğunu görüyorum. aslında alanıma ilgim var ama insanların haftanın her günü güzel havalarda bile dışarı çıkıp kahve içeceğine 15 metrekare bir odada saatlerce bir makale üzerine tartışması bana anlamsız gelmeye başladı. ben de okuyorum ama çıkıp gezmek de bana hoş geliyor yani. her hafta laboratuvar raporu yazmak benim için işkence oldu.
bunlar dışında doktorasını iyi yerlerde yapmış insanların özel sektörde normal işletme mezunundan çok daha değersiz göründüğünü bildiğim için iyice soğudum sanki.
ayrıca bilimle uğraşmak güzel bir şey ancak 2000 tl olan doktora maaşı sebebiyle de yine kaygılarım var sonuç olarak ben de doğru düzgün bir tatile çıkmak para harcamak falan isterim.
bir de artık fazla ticaret odaklı düşünmeye başladım sanırım mesela arkadaşlarım bunu nasıl insanlığa sunarız şeklinde düşünürken ben bu test kitlerini üretecek şirket açsam çılgın patron olurum modlarındayım.
ilaç şirketlerinin buluşlarından ziyade cirolarını ezbere bilen garip bir insanım. buradan mezun olup doktora yapsam binlerce sayfa şey okuyabilir miyim sonrasında ne olacak falan fıstık düşünüyorum kara kara.

sizce bu akademi sevdasına son vermem gerekli mi kardişler ? bir de şu var; yanında çalıştığım hocanın çalışmalarından hiç memnun değilim başka bir hocaya geçsem işler değişir mi sizce ?

 

öncelikle şuradaki uzun cevabımı okumanı isterim; eksiduyu.ru

sonra da cevaplara geçiyorum; gerekli değil yani şart değil ama son versen iyi olabilir.
hoca değiştirince bi b.k değişmiyor.
başarılar dilerim.

jimjim

senin yerinde olmak isteyecek çok kişi var. gelecek sana getirir bilemem ama bu soruları sormaya başladıysan senden bize yani insanlığa fayda gelmez. araştırmacı ruhun gitmiş senin. o yüzden bizler için bırak. kendin için ne yaparsın bilmem.

pek vokal

genetik mi okuyorsun?

niye ama

vazgeç bence.

sen git ben geliyorum

bölümünün moleküler biyoloji ve genetik olduğunu varsayarak, nihai bir karar vermeden, özel şirketlerde ne gibi pozisyonlarda çalışabilirsin, ne kadar maaş alabilirsin gibi sorulara cevap bulmanı öneririm, zira durum hiç iç açıcı değil. İşin diğer yüzünü de gördükten sonra akademi mi (en azından yüksek lisans ya da doktora sonuna kadar, yurtdışına gidebilme ihtimalini de düşünerek), yoksa şirketlerde çalışmak mı sorusunu kendin için daha rahat cevaplayabilirsin.

ayrıca hoca da çalıştığın konu da önemli tabi, her ikisi de motivasyonunu etkileyen unsurlar. lisanstan mı mezun oluyorsun yoksa yüksek lisanstan mı onu da pek anlayamadım gerçi ama lisanstan mezun oluyorsan (her hafta rapor yazmandan anlıyorum) daha öğrenebileceğin ve öğrendiğin şeylerden tatmin olabileceğin bir yüksek lisans dönemi var, ha keza zaten yüksek lisans tan mezun oluyorsan bu konuda bir şey dememe gerek yok zaten.

sazz

öncelikle sana şunu söyleyeyim sen çok fazla şu genetik bölümünü kötüleyen blogdan okumuşsun. bi sakin ol. akademik kariyere de karar versen piyasada işe başlamaya da karar versen ikisinin de dönüşü var. vereceğin karar dünyanın sonu değil.

akademik kariyer mi merkezi yerde büfe mi diye çok düşünüp en sonunda akademik kariyere karar vermiş çiçeği burnunda bir doktora öğrencisi olarak yazıyorum bunları.

ticaret ve para odaklı düşünmek bence kötü bir şey değil. ülkemizde pek yok ama amerikada ve avrupada bir sürü irili ufaklı şirket kuruluyor her sene. sonunda büyük şirketler alıyor bu şirketleri ama şansın yaver giderse iyi para da kazanabilirsin. dolayısıyla akademik kariyer yaparsam zengin olamayacağım diye bir şey düşünme. ha 30-35 yaşına kadar çulsuz olacağın gerçeğini değiştirmiyor bu tabii. ama olay tamamen seni neyin mutlu edeceğiyle ilgili. herkes lüks içinde olmak ister. ama bu senin için olmazsa olmaz mı onu düşün? sonuçta akademik kariyer yaparken de aç kalmıyorsun.

hoca değiiştirmek çok iyi sonuçlar doğurabiliyor. ben, lisansın son senesinde (ki okulu uzattım) o kadar umutsuzdum ki, o kadar okumuşken yapamıyorum galiba, heyecanımı da kaybettim diye bölümü bıraksam mı diye düşünüyordum. sonra bir hocam hala güzel şeyler başarabilirsin dedi. yüksek lisans danışmanım da yapabileceğimi gösterdi. danışmanım başkası olsaydı muhtemelen şu an merkezi yerde büfede tost yapıyor olurdum. dolayısıyla hoca değiştirmeyi çok ciddi olarak düşün. yine olmazsa, bırakırsın. atla deve değil yüksek lisansı ya da doktorayı bırakmak.

bir de motivasyon çok önemli. çalışıp çalışıp da bir sonuç alamıyorsan insan çok kötü hissediyor. bende bu bir şeyler üretmeye başlayınca geçti. belki sende de öyle olur.

ha ama tek taraflı bilgi vermeyeyim. yüksek lisans yaptıktan sonra yurtdışı doktoralara başvururken işe girip doktora yapmaktan vazgeçen arkadaşıma neden vazgeçtiğini sorduğumda bana " eve gidnce işi düşünmemek öyle güzel ki. bundan vazgeçmek istemiyorum doktoraya başlayarak." dedi. bu da önemli bir motivasyon olabilir bak işe girmek için.

doktora sonrası kadro bulmanın zorluğu, doçent maaşları vs. gibi mevzuların farkında olduğunu varsayıyorum.

yani akademik kariyer muhteşem bir şey değil. ama abartıldığı kadar kötü bir şey de değil. bence akademik kariyer yapıp yapmamak tamamen kişiye bağlı. otur. kendini dinle. hocalarla konuş. şirkette çalışanlarla konuş. hatta doktora öğrencileriyle konuş. kendi kararını kendin ver.

gene mi gene
1

mobil görünümden çık