yani böyle kapalı alanlarda kalma gibi fobim var, o an oradan çıkamayacağımı düşündüğümde deliresim geliyor. 2dk empati yapıp müebbet yediğimi falan düşününce, vallahi aklımı oynatıyorum resmen.
gün malum, şöyle bir foto paylaşmışlar fbcdn-sphotos-e-a.akamaihd.net ulan nasıl moralim bozuldu. ben işin siyasi boyutuyla falan ilgilenmiyorum, hani "hakettiler abiiii" muhabbeti yapacaksanız yapmayın. ben sadece, böyle bir durumla karşılaşmanın yıkıcı psikolojisiyle ilgileniyorum.
hayatın boyunca kıç içi kadar yerdesin.
iletişimin yok. düşünün, artık internet icat oldu, o bile yok. film milm izleniyor mu bilmem, izleniyorsa da herhalde toplu alanlarda sizin istediğinize göre şekillenmeyen filmler izleniyordur. yani, aslında o andan sonra hayat sizin değil.
hapise düşmekten gerçekten inanılmaz tırsıyorum bu yüzden.
bilmiyorum, siz ne düşünüyorsunuz.
(bir kaç akrabam var, dönem olaylarında birkaç yıl hapis yatmışlar. onlar "manyak mısın be, hapis yatmakta ne var. şimdi atsalar yine yatarım 10 sene -70 yaşında- falan diyorlar. bende o yürek yok açıkçası (: )
OZ u izlediğimde hapse girmek için gaza geliyorum aslında. ama gerçekten bok gibi bi durum. göt kadar alan her tarafın acayip insanlarla dolu hep bi tedirginlik. müebbetten daha kötü olan misal 117 yıl hapis cezası yemek taşşak geçer gibi
evet abi oz dizisini yeniden izlemeye başladım bugünlerde müebbet hapissin şartlı tahliye v.s imkanı yok ne için yaşarsın ki...
genel olarak düşünüyorum acımasızca.
Normalde yatari oluyor o muebbetin abim iki Kerr yedi 6 senedir iceride 2 senesi kaldi ama dayim Abdullah Sülük 20 senedir iceride ve Bu devlet onu curuterek oldurmek istiyor, hicbir yasal dayanak olmadigi halde aftan yararlanmadi onlarca dilekce sanki cope yaziliyor. Moral bozucu degil intihar sebebi boylesi
i.ensonhaber.com
şöyle bir şey olduğu sürece o kadar da sıkıcı değil sanki. baksana klima bile var amına koyim. ne olduğunu bilse play station bile verirlerdi eminim. bi' de bi laf vardı içerisi dışarıdan çok daha güvenlidir diye. kim söylemiş bunu hatırlamıyorum ama haklılık payı var, kimbilir günde kaç insan ölüyordur kazalardan. içerde kazaya kurban gitme şansın %1 falandır.
şartlarını ve psikolojisini hiç bilemiyorum, aslında herkesin durumu da farklı. Tabi isterlerdir dışarıda olmak. Ağırlaştırılmış müebbet dedikleri berbattır asıl, bir de tecrit altında olmak.
Ben f tipindekilerin şartlarını yıldırıcı ve acımasızca buluyorum. Sözlükte bir mektup vardı hatta şartlarını anlatan, tekirdağ f tipinden. F tipi cezaevi başlığında.
Bir de birini hapsetmek bir adalet mekanizması olmamalı. Yani olan gerçekten suçluysa bile hakkaten yaptığından pişmanlık duyanlara oluyor, diğerleri için bir parça suç okulu gibi.
Ama sen ben de müebbet hapis değil miyiz? Her gün belli bir rutinin var, dışına çıkamazsın, çok zor. Yapabilir misin? Bazen demir parmaklıkları göremezsin.
@dafa,
yapabilirsin hocam. istersen her şeyi bırakıp gidebilirsin. her şeyi riske atabilirsin, yani en azından gözünü karartınca yapabilirsin.
hapishanede, istediğin kadar gözünü karart ihtimalin yok.
hani mesela her insanın bir hayali vardır "ya yeter amına koyim rutin rutin vallahi yeter, bırakıcam işi bi ege kasabasına yerleşicem 3 kuruş parayla yaşıycam"
bu ihtimal düşüktür. ama ihtimal vardır. binde bir dersin, milyonda bir, kimisi yüzde doksan der. ama herkes için bir ihtimal vardır işte. çok geç değildir yani.
ama müebbet hapiste öyle değil işte. ümit yok, sen karar günü öldün aslında. gelecek 1000 yılına dair, en ufak bir fikir taşıyamazsın, çünkü olacağın yer belli. en ufak bir ümit de taşıyamazsın. orada öleceksin anasını satayım. var mı ötesi?
neyse, inşallah insanoğlu çok gelişecek. yürekten inanıyorum buna ki çok gelişecek. ve hapis cezaları da değişecek. ne bileyim, çok farklı kelepçe sistemleri olabilir (işte belirli bölgelere girişi engelleyen ya da en azından sürekli gözlenmesini sağlayan ya da şuan aklıma gelmeyen başka bir çözüm) ama bir şekilde, zindan hayatının geçeceğini düşünüyorum. nasıl olur, bilmiyorum ama umarım geçecek.
yani bir yandan azılı katillerin kapatılmasını düşünüyorum, bir yandan da onlara bile acıyorum anasını satayım. çünkü her insan tek bir defa yaşayacak. ikinci bir yaşam yok. ve müebbet yedikten sonra, insanın kendisini daha iyi yapması için bir sebep de yok. kendini niye düzeltsin ki? hiçbir şey değişmeyecek? daha iyi bir insan da olsa, daha kötü bir insan da olsa farketmeyecek.
kötü durum yav.
birkaç gün önce rüyamda hapise düştüğümü ve 20 yıl ceza aldığımı görmüştüm. (OZ izlemenin etkisiyle) rüyamdaki yer amerikan hapishanesiydi. çıktığımda 20 sene geçmiş olacak burdaki pislik insanlarla yaşayamam diyordum ve intihar etmeyi düşünüyordum. türkiyedeki hapishanelerde birşey yok benim korkum abd'de bir suç işleyip hapse girmek.
aslında ben ya eksik ya da yanlış ifade ettim kendimi, evet yapabilirsin, yapabilirim, yapabiliriz; ancak bir de "terkedilemeyen rutin"ler var, mesela engelli bir çocuğun olduğunu düşün, yani zihinsel engelli mesela; ya da ebeveynlerden biri yatalak hasta olsun; şartlar da öyle farzet ki yerine geçecek kimse yok. Napacaksın? Bu da bir nevi fedakarca ve gönüllü bir müebbet. Daha çok buna dikkat çekmekti niyetim.
Ben de umuyor ve inanıyorum, ancak yakın gelecekte zor gibi, sözlükteki tecavüze verilecek en iyi ceza başlığına bak mesela, ya da hala idamı savunanlar var gibi. Bunun iftirası, komplosu var var oğlu var, ama kendi başına gelmeden bazı insanlar anlayamıylr. Ama er ya da geç adaletin böyle işlemeyeceğini anlayacağız her birimiz.
@tchuck
insanoğlu zaten gelişmiş, geriden gelen bir bölgesinde yaşıyoruz sadece. (bkz: norveç hapishaneleri)
kartalda mı ne zengin hapishanesi olduğunu duymuştum. araştırmakta fayda var.
Ekmek elden su gölden i$te neg'zel