Benim sorunum kitap okuyamamakta. Daha doğrusu verimli okuyamadığımı düşündüğüm için boşvermek de olabilir. Şimdi üniversitede falan gayet çalışacaksam tam konsantre çalışayım bir kerede bitireyim mantığıyla okuyordum her şeyi. sessiz ortam, genelde geceleri, altını çizerek vs.
Derdimse; az kitap okudum bu güne kadar. Çok okumak istiyorum, bir dolu kitabım var. Ama ben bu kitapları hakkını vererek, aynı cümleyi 3-4 kez okumadan, anlayarak, içindeki bilgileri kitabı kapattığımda hatırlayacak şekilde, gerçekten öğrenerek okumak istiyorum. Tamam yine tam konsantre olduğumda sorun olmaz ama geceleri falan okumak da bir yere kadar. Uykum geliyor, o ortam olmuyor falan. Bir alışkanlık haline getirmem için her koşulda okumam gerekmez mi?
Bu otobüste falan okuyan adamlar bunu nasıl başarıyor acaba? Yoksa okumuş olmak için mi okuyorlar sadece?
Siz bunu nasıl başarıyorsunuz? Mesela bir tarih kitabı okuduğunuzda, kalıcı olmasını nasıl beceriyorsunuz? Ben nasıl bir yol izlemeliyim?
yazarın öykü anlatıcılığı iyiyse kaymak gibi okuyorsun kitabı. farkında olmadan bitiyor. tuvalette, otobüste, ekmek sırasında bile gidiyor.
klasik olmuş kitap/yazarlarda genelde öykü anlatımı iyidir, demek istiyorum ama beni çok zorlayan kitaplar da çıkmıştı.
bunun yanında kitap okurken etrafta olan dış faktörler de önemli. bilgisayar ve internet direk baltalıyor, ya da tatil yöresindeysen de sıkıntı.
önce kitap okumayı ciddi olarak sevmek lazım ki, sonra tarih ya da başka tür zorlayıcı kitapları okuduğunda da içinde şevk olsun. sevmek için de sana hitap eden kitapları bulman lazım.
bilemedim. kafam da karıştı. bu sorunun muhtemelen x sayıda farklı cevabı vardır. ben askerdeyken -yedek subaydım- can sıkıntısından kitap okumaya başladım, öyle o alışkanlığı kazandım. öncesinde sadece sıkıntılı dönemlerde kafa dağıtmak için okurdum.
Okudukça kendinizi kitaba daha çok vermeyi öğrenirsiniz, iyice alışkanlık kazanınca da pek çok ortamda okuyabilirsiniz. Ben her yerde kitap okuyabilenlerdenim, ama bu her kitabı her yerde okurum demek değil. Romanlara her yerde kendimi kaptırabilirim, çünkü bir olay örgüsü, merak ettiren bir şeyler var. Tarih kitapları gibi kitapları ise evde rahat bir koltukta, sessiz ortamda okurum. Yani olay neyi nerede okuyabileceğinizi bulmak. Sessiz ortam bulmak zorsa, evde televizyon ya da bilgisayar başında geçirdiğiniz vakitten biraz kitap okuma zamanı yaratabilirsiniz.
Edit: Verimli okumak deyince, ben her türlü kitabı sevdiğim yerlerin altını kurşun kalemle çizerek okuyorum. Hafızam rezalettir, okuduklarımı çok kolay unuturum. Ama arada daha önceden okuduğum bir kitabı elime alıp altını çizdiğim ya da işaretlediğim yerleri okumak hoşuma gider. Belki siz de öyle bir şey yapabilirsiniz.
romanlari falan beni cok ciddi etkilemedigi surece unuturum, unutmayayim diye de ugrasmam zaten. okurken aliyor insan ondan almasi gerekeni.
akademik kitaplarda ise durum soyle, o kitabin alaniyla ilgili bilgime gore farkli stratejiler uyguluyorum. kitap eger cok iyi bildigim bir konudaysa hizli hizli okuyup ilgimi ceken yerlere odaklaniyorum sadece. kendime cok guvenmedigim bir alansa cok hizlanmadan okuyup geciyorum, bitirince de onunla ilgili yazilmis duzgun yazilari bulup okuyorum, gerekirse tekrar donuyorum. benim seviyemin ustundeyse, once kitabin ozetlerini, review'lerini falan okuyup neyi anlattigini dogru duzgun anliyorum. sonra kitaba baslayinca cok daha kolay oluyor ama yine de bazen anlamadigim bir sey icin gidip "bu neymis" diye arastirdigim, hatta bir kitabin ortasinda durup, onu anlamak icin baska bir kitabi okuyup bitirip ana kitaba geri dondugum oluyor.
gerçek hayatla bağlantılarını kurmaya çalışın okuduklarınızın.
teşekkür ederim on numara şeyler yazmışsınız. sormak istediğim akademik, ya da tarihi, gerçekten akılda tutulması gereken bilgiler içeren kitaplardı. yoksa romanları ben de neredeyse her yerde okuyabilirim, sonuçta filmler gibi o an gözünde canlanıp daha sonra "mutlaka" hatırlaman gerekmiyor.
gerçekten öğrenmem gereken bilgileri içeren kitapları ise "altını çizme", "kitap hakkında eleştirileri okuma" vs yöntemleri kullanarak okumayı deneyeceğim.
istediğim böyle türk sınav mantığı ile okuduğum şeyi o sabah hatırlayıp sonrasında unutmak değil de, gerçekten öğrenmek. denemeye devam, kendime uygun bir yol bulana dek.
her ortamda ve tam konsantre okumak tecrübeyle edinilen şeyler, vücut geliştirme gibi düşün, zaman ilerledikçe daha yüksek ağırlıkları harekete daha az dikkat ederek ama daha nizami şekilde basarsın. vücut geliştirme ile kitap okuma arasında kurabileceğim bir diğer analoji de body'cilerin 'no pain no gain' mottosu. yani acı yoksa gelişme yok, kıçını kırıp oturacaksın ve kendine koyduğun hedef süresince kalkmadan okuyacaksın. süre zamanla artacak.
kalıcı olması ise apayrı bir mesele... şu anda mesleki bir kitap okuyorum ve kitabın dörtte biri kadar not çıkardım. önemli ve anlaşılması nispeten güç kitapları, özellikle denemeleri bitirdikten sonra bir kez daha okurum. (schopenhauer tekniği) kesinlikle değiyor, anlayışın çok daha kalıcı ve derinlemesine oluyor.
@sakura izlediğim ve tamamını anlamadığım filmleri bir kaç gün arayla tekrar izliyorum demek ki mantık aynı :) not çıkarmayı ben de düşündüm ama sırf genel kültür olsun diye öğrenmek istediğim şeyleri de sınava hazırlanır gibi okuyup tadını kaçırmak istemiyorum. şu anda bertrand russell'ın "iktidar"ına başladım mesela. çok tatlı kitap
bence benimki kadar olmasa da not çıkartabilirsin, mesela konuyu özetlediğini düşündüğün cümleleri yazabilirsin, veya güzel bir paragraf okuduğun zaman o sayfaya bir postit vs. yapıştırabilirsin. ufak çabalarla bile kalıcılık hatırı sayılır oranda artıyor.
bir daha okuma muhabbeti biraz psikopatça çok zaman alıyor. genelde metrobüs gibi yeni bir kitabı pür dikkat okumaya pek elverişli olmayan ortamlarda yapıyorum.
beğendiğiniz yazarın diğer kitaplarını da edinmek faydalı olur bence.
Karanlıkta okumak daha iyi diye duymuştum burda, ünlü yazarlar bilmem neler oyle yaparmış odaklanmak için. İsigi kapat bir mum yak geç basına oku o ışıkta.
Denemek bedava