çocuklar yaz günü eve kapanmış.
peh.
biraz klişe oldu ama bu çağ midemi bulandırıyor. facebook'uyla, twitter'ıyla, akıllı telefonlarıyla, her şeyiyle.
siz ne düşünüyosunuz?
soru ney :D
ne saçmalıyorsun sen? boş boş duyuru açıp diğer insanların önemli olan duyurularını bunlarla kesme.
en basitinden; bir dış mekan aktivitesinde bulunmak harcama gerektirdiğinden dolayı bunu yapamayan bireyler de sanal dünya üzerinden zamanlarını geçiriyorlar. en yoğun iş yerinde bile tam olarak günlük aktivite kotası dolmadığından dolayı insanlar iş yerlerinden facebook ve twittera girebiliyor.
sanane ulan insanların seçimlerinden? bu ne garip bir saçmalıktır, annesi babası ergenliğinde bilgisayar başında kızdığı için alttan alta sanal dünyanın içinde olmayı boktan olarak sıfatlandırabileceğini mi sanıyorsun? tüm gün kitap okusaydı insanlar sence bu boktan olur muydu?
sinirlendirdin öğlen öğlen.
zaman değişiyor dostum. iletişim yöntemleri değişiyor, iyisi kötüsü sadece bize göre. bence de keşke doğrudan iletişime daha yakın olsak,doğayla yaşasak falan ama zaman böyle değil şimdi.
soruyu da internette sorman az biraz ironik olmus. madem boyle dusunuyorsun etrafindaki insanlara sormayi dene, hem bilgisayardan koparmis olursun onlari da. bende kendim icin eskisi kadar sevmiyorum bu durumu. ama ha deyince de kopamiyorsun internetin sosyal mecrasindan.
kölelik ya da mahkumiyet dediğimiz her zaman isteksizce ya da mecburiyet olmadan gerçekleşmiyor. İşte karşısında oturduğun ekran/elinde tuttuğun telefon vs. zindandaki demir parmaklıklar. Hele ki çıkmak istediğin halde çıkamıyorsan ya da halinden memnunsan daha da sağlam o demir parmaklıklar.
siber çağa gidişin fotosudur bu. nokta.
sınırlarını koyarsanız ve abartmazsanız sorun olmamalı.
not: sonuç olarak kişiyi bağlar. adamın nerede kaç saat vakit geçireceğine karar veremem şahsen.
o işinde devri kapanacak insanlar diyecek ki vay be 2010 lu yıllarda hep başkaları için yaşamışız :D
arkadaşlar, ön yargılarınızla saçma sapan konuşmayın "demir parmaklıklar, kölelik" falan. bu kadar derin bir konu yok ortada. bir insanın günün geçirmesi gerek. gününü geçirmek için de tüm gün kitap okumayı seçebilir, eşek gibi çalışmayı seçebilir, spor yapmayı seçebilir, bilgisayar başında olmayı seçebilir.
sırf ülkemizde bilgisayar başındayken biz "kalk sürmenaj olcan." gibi saçma sapan yüzlerce cümleyle kötülendiğinden dolayı bilgisayar başında zaman geçirmeyi kimse olumsuz yorumlamasın. ha derseniz "ben temiz kafayla düşünüyorum, şundan şundan olumsuz." tamamdır. ama unutmayın, günde 16 saat var -8'i uyumaca- ve 16 saati geçirmek için hangi alanın içinde olursa olsun boş bir şeyler yapacaksınız illa ki.
açık havada baltayla odun kesmek istiyorsan biz seni tutmayalım.
(bkz: amlarına koyayım onların çok ayıp ediyorlar)
ivedilikle insanların bu cihazlardan uzaklaşması, sosyalleşip bol bol sevişmesi lazım. ben de rahatsız oluyorum bu durumdan. etrafımdakileri sert bir dille uyararak vazgeçirmeye çalışıyorum. toplanmışız bi kaç yıl sonra arkadaşlarla eleman kafayı iphonedan kaldırmıyor. sikerim yabacağın işi deyip cebine sokturuyorum telefonu. herkesin çabalaması lazım bu devri sonlandırmak için.