sanki politikacılarımızdan sadece erdoğan dindar... bu ülkede ben dinsizim diyen bir politikacı ben görmedim henüz, hepsi kendince dinini yaşayan insanlar. tek farkları erdoğan gibi dini oy toplamak için siyasete alet etmiyorlar, başkalarının ne yapacağına hayat tarzlarına karışmıyorlar. olayların tek sebebi baskılar.
yav he yav he. ben dinsizim diyen politikacı görmemiş. başörtüsü takacaklar arabistan'a gitsin diyen, gidin evinizde takın diyen, oruçlu milletin önünde su içen, başörtülü eşi olanı ordudan atan politikacılar çok dindardı.
soruna cevap: evet din konularına hiçbir şekilde el atmamıs olsaydı bu olaylar da olmazdı.
@ tescillimarka
hangi politikacı ne zaman demiş o saydıklarını, kanıtlı konuş lütfen ki öğrenelim.
dinin taşıyıcıları var. dindar var, dindar var...
şeriatçı arkadaşlar var. ben şeriat gelsin istiyorum diyor. hangi şeriat diyorum. bu da soru mu dercesine: Allah'ın şeriatı! diyor vurgulayarak.
iyi de güzel kardeşim, fethullah gülen yorumuyla, haydar baş yorumuyla mı, cübbeli, adnan hoca, menzil vs vs vs vs vs
haddini bilmeme olayı bazen böyle sonuçlara yol açıyor ve dünyayı kurtaran adam olmaya çalışıyor birileri. şakşakçıları "adeta ikinci peygamver bizim için" diyor. sen ben söylesek sülalemizi linç ederler.
şöyle düşündüm bu olaylar sırasında, ulan bu adam bağırsaklarından rahatsızdı. bacakları açık ve havada, o pozisyonda 8 saat mi ne bi ameliyat yaşadı. hani o pozisyon insanı çok kırar üzer. düşünmedi mi hiç. yahu ben de insanım. kimler geldi kimler geçti. Peygamber ki, alemler onun yüzü suyu hürmetine yaratıldı. ben kimim ki. et, kemik, yarın da toprak. bu diklenme büyüklenme de nedir diye. ııhhh. yok bu nasıl bir narsisizmse artık.
toplum da ikiyüzlünün önde gideni. din, iman, namaz derler de hırsızlığa, haksızlığa, zulme laf etmezler. gözüne sokarsın misalleri. bak sahabe zamanında filan diye. yok... nato kafa! ben umudu kestim bu yığınlardan. ancak yığın olurlar.
dinle ya da etnik sosla siyaseti harmanladığın zaman, bizim gibi memleketlerde sandığı dağıtırsın da ülkeyi de dağıtma riskin var. kardeş kardeşe küsüyor yahu. tepeden bir efelenme, sokakta misli etki yapıyor. ve birileri koltuk, güç, para kazanıyor. bunun adı da muhafazakarlaşma, dindarlaşma oluyor. hadi ordan..
kahvedeymiş gibi, külhanbeyiymiş gibi konuşmaktan vazgeçecek diye başlayıp devam edeceğim ama işin çözümü tüm vatandaşların karakter sahibi olmasıyla çözülür ancak. sünni alevinin hakkını aramazsa, içmeyen içenin de hakkını gözetmezse... yağcı yalakalar arpa vb için susmayıp doğruları söylerlerse birileri de kendini bulunmaz hint kumaşı sanmaz.
son eylemler o açıdan çok önemli.
1-susan pısan aydınlar, medya mensupları, iş adamları, sanatçılar halktan cesaret alarak konuşmaya başladı.
2-birkaç ters harekete rağmen içen içmeyen, sağ-sol vs vs herkes ortak bir paydada buluştu ve birlikte hareket etti. farklılıklarına saygı gösterip hakkı teslim ederek.
ama geniş toplum kesimi hala kara cahil ve şu sıralar bana talibandan çok az bir ton farklı gibi geliyor. canavarların içinde yaşıyormuşum gibi... bunu söyleyen de cehapeli değil!
kendi narsist kişiliğini, egolarını ve geçmişte yaşadığı/(kendisi gibi)başkalarının yaşadığı baskıları içselleştirdiği için ve bu psikolojiyi kendisine yol olarak benimsediği için bu halde. tüm bu bozuk halleri, bir de katı/kaba ve dolayısıyla hoşgörüsüz bir islamla harmanladığı için yanıyor gülüm keten helva.
halbuki alakası yok. ama insanlar güce, paraya, lidere tapıyor adeta işte. ve susuyor. Allahtan korkmuyor da kralcık kızacak diye korkuyor ve söylemiyor doğruları. kralcık da harbiden görmüyor anlamıyor mu yoksa işine mi gelmiyor emin değilim. her iki ihtimal de korkunç zaten.
Erdoğan ülkeyi "din"e yaklaştırmıyor. Din böyle bişey değil. islamın yüklediği misyon da asmak kesmek cebretmek değil sevdirmek. ve adaletle hükmetmek.
Biz şeklen müslümanlaşıyoruz sadece amiyane lafla başımızı örtüp kıçımızı açıyoruz.
Ülkeyi dini kurallarla yönetmek isiyorsan yapacak/değiştirecek o kadar çok şey var ki..faiz, medeni kanun, miras hukuku bir çırpıda aklıma gelenler. Erdoğan muhafazakarların (bak dindarların demiyorum muhafazakarların) ağzına bir tutam bal çalıyor sadece .
28 şubat sürecinde cemaat okulundaydım. örtülüydü neredeyse tüm arkadaşlarım. ve o kızlar için ne kadar hak mücadelesinde bulunduğumu ben bilirim. üniversitesini okudu ve evde pasta börek yapıyor şu anda çoğu. büyük kısmı çalışmıyorlar. çünkü çalışmak istemiyorlar :) yoksa kim AVM AVM gezecek ? kim doğumgünü-evlilik yıldönümü-sevgiler günü aklınıza ne gelirse en lüks yerde kutlayacak? ama örtülü kızlarımız okula örtüyle gidebilecek diyen başbakan onların nezdinde prim yapıyor. (bu arada anlaşılacağı üzere örtüye filan karşı değilim)
erdoğan dini konularda sert değil. o onun genel hali. islamda "kişinin mahremiyeti" diye bişey vardır misal ve çok çok çok mühim bir mevzudur, eksik aranmaz, kapı çalınmadan eve girmemek sünnettir adam gizli kameraların çektiği görüntülere karısı mı ne mahremiymiş diyip çıktı bu kaset skandallarından!
Erdoğanın uslubu olsun, dayatmaları olsun parlattığı konular olsun. bunların dine çekmekle alakası yok. örtü-alkol-flört-ramazanda açıktan yeme bunlar bizim milletimizin en hassas olduğu 3-5 konu bunların üzerinden siyaset yapıyor olay bu.
bizim milletimiz de içer, sevişir, orucu yer ama başkası yaparsa gavur der bunları yapma diyeni de müslüman diye destekler.
@tescillimarka, arabistana gidin ya da evinizde başörtüsü takın demek, ben dinsizim demek değildir. öyle olsa "başörtüsü teferruattır" demek de, "La İlahe İllallah diyen cennete gidecek, Muhammeden Resulullah demese de olur" demek de, "kenan evren allahualem cennetliktir" demek de dinsizlik olurdu. dinsizlik de ayrı, dindarlık ayrıdır. ayrıca kimin dindar olup kimin dindar olmadığını da Allah bilir.
sui misal misal olmaz. inönü ekmeği karneyle verdi, demirel şöyle yaptı, onlar ayrı bahis.
din konularına el atmamış olsaydı da bir olay olurdu. konu dinden de çıkmış vaziyette şu anda. tabi ki iktidarın dini işin içerisine bu denli sokması, benim de içinde bulunduğum kitleyi rahatsız etti. ancak dediğim gibi şu an bu konudan da çıktık. çıktığımızı, bugünkü (kandil) gezi parkı eylemlerinde de görebilirdin.
şu an olay, tayyip'in inadı, her istediğini yapabilme düşüncesinde oluşu, halkın asıl amacını görmezden gelmeye çalışması, meydanlarda olan kitlenin profilini yanlış anlamaya çalışması, zararsız kitleyi çok sert bir şekilde engellemek istemesi, medyayı kontrol etmesi ki bunu tam olmasa da biz engelledik sayılır ve bunun gibi daha birçok konuyu içinde barındırıyor. tabi bunun içerisine reyhanlı olaylarında izlenen politikayı da eklemeliyiz. o olayda da halkın büyük bir kısmı çoğu şeyi içine attı ve bu süreçte onu da içine katarak oluşan birikim patladı. bunlara bir de dediğin gibi din boyutu eklendiğinde (yasaklar...vs) olayların bu denli büyümesi gayet normaldir.
ancak herşeyi bir kenara bırakıp düşünecek olursak da, polisin o ağır müdahalesi olmasaydı, tabi ki bu olaylar bu denli büyümeyebilirdi. ki polisin uyguladığı şiddet, bir önceki paragrafta saydığım tayyip'in huylarıyla oluşan bir durumdur.
tabii ki olurdu. hatta sorunuzu çok garipsedim. ordaki insanlar, bizler bu hükümet de dine amma el attı yahu, buramıza kadar geldi diye direnmiyoruz. öyle olanlar da vardır ancak bu orada yapılan eylemin ruhuna aykırı olur zaten. örneğin, orada insan hakkını, özgürlükleri savunan birinin başörtü "serbestisini" de savunduğuna, savunacağına yürekten inanıyorum. ki seneler evvel üniversitemdeki eylemlerde savunmuştu/m da.
eğitim, sağlık, şehir planlaması, insan hakları, temel özgürlükler anlamında halka sorulmadan ama halkı ilgilendiren bir çok karar alınıyor. ve bu yapılanlar çok terbiyesiz bir üslupla halka anlatılıyor. halkın tepkisi buna. dini konulara el atmamış, ancak yine sırf kendi paşa gönlü öyle istediği için davranan bir hükümet olsaydı bu eylemler yine olurdu.