Can havliyle kaçan adamcağız, bir uçurumun kıyısına gelmiş.
Uçurumdan atlamış ve sarp yamaçtaki bir dalı yakalamış.
Dalın ucunda iki erik varmış.
Kaplan, adamın tepesinde dikiliyormuş.
Zavallı adam uçurumun dibine baktığında, aşağıda, onun düşmesini bekleyen bir kurt sürüsü görmüş.
O sırada, iki fare çıkagelip dalın köklerini kemirmeye koyulmuş.
Adam, uzanarak dalın ucundaki erikleri koparıp yemiş.

Hayat devam ediyor...


"yarrağı yemişim zaten, iki erik daha yesem ne çıkar."


koy götüne ben eriğimi yiyeyim diyor..
allah bu hikayeyi yazana yaz boyu tuzlu erik göstermesin.. çok canım çekmişti zaten derdiniz ne yahu.


Kaplan gördün, kaç; erik buldun, ye..


hayatta en umutsuz olduğun zaman bile keyfini sürmeye bak diyor işte.


buldum lan.
"ne kadar kötü durumda olursan ol güzellikleri değerlendirmeyi bil."


Bu hikâyeyi biliyorum. Kaplan, kurt sürüsü, iki fare... Bunlar içinde yaşadığımız hayattaki zorluklar. Ve öleceğimiz, bu zorlukların sonunda sağ çıkamayacağımız muhakkak. Öyleyse bu hayatı en iyi biçimde, dolu dolu ve keyif alarak yaşamalıyız.
sen git ben geliyorum + 1 kısaca.


risale-i nur'dan alıntı..
