hanımlar beyler,
genel olarak kişisel (ailevi ya da benzer birçok konu) bir olay geçer başınızdan birileriyle paylaşma ihtiyacı hissedersiniz çözüm üretmek ya da sadece paylaşmak için. ama bu çevreniz olmayabiliyor bazen neden? kendimizi güçsüz göstermek istemediğimiz için mi, anlatacak kadar yakın hissetmediğimizden mi dostlarımızı? burada birbirimize anlatıyoruz ya da sözlükte itiraf başlığına sığınıyoruz mesela. yazmak güzeldir ama böyle olması neden? ben mi yanlışım, yanlış düşünüyorum? her şeyi de içine atamaz insan değil mi? dışardan çok mu mutlu görünüyoruz başkalarına ya da gerekli cevabı, ilgiyi alamamaktan mı korkuyoruz? çok soru sordum affola.
*herkese teşekkür ederim cevapları için.


 

bir çok nedeni olabilir. zamanında güvenip de anlattığın insanlar sana karşı koz olarak kullanmış olabilir. ya da sır olarak söylediğin şeyleri ulu orta anlatmış olabilir. ya da prensibidir kimseye derdini anlatmaz. ya da güçlü görünmek istiyordur. ya da kendini anlayabilecek birileri yoktur etrafında. ya da en yakın arkadaşı da olsa anlattığında anlamayacağını biliyordur. ya da çözümsüz derdi vardır. vs.

hayal fazlasi

kendim için konuşursam dışarıda göründüğümle olan arasında ki farktan ve nedense çocukluğumdan gelen kendi cinslerimle dalga geçilme korkusu bir de tabi bazen sorunun olduğunda seninle aynı düşünebilecek insanlar arıyorum en azından ben ve etrafımda ki insanlar benimle aynı düşünemiyor bazen burada illa ki buluyorsun. hatta benim ki abartılıp anonimliğin anonimliği şeklinde bile gidiyor.
ki aslında paylaşsam gerçekten destek çıkacak insanlarım da var.
düşündüm de seviyorum la burayı.

exodia

bu konuya uzun uzadıya bir tartışma biçiminde cevap vermek isterdim. ama kısaca ana hatlarıyla değinmek daha mantıklı olacağını düşünüyorum. verdiğim cevaplar kişiseldir karşı da olabilirsiniz kabul de edebilirsiniz. şimdiden yanlış bir şey yazıp aktarırsam affola.

"çözüm üretmek için paylaşmak/paylaşmak için paylaşmak"

insan duygusal yapıları çözümlenmemiş bir varlık. böyle şaşalı konuşmadan anlatmak gerekirse: yani biz karakterimizi asla ve asla karşı tarafa/arkadaşlarımıza/ailemize/dostlarımıza tam göstermeden hafiften değindirerek anlatan, saptırarak anlatanlarız. 'içimizde kalanlar' 'dışa vurduklarımız' ben böyle düşünüyorum.
'içimizde kalanlar' bölmesi var oraya saklıyoruz. bazen çıkarabiliyoruz da bazen ömür boyunca kalabiliyor da.

"çevremize neden anlatamıyoruz? kendimizi güçsüz göstermekten mi utanıyoruz/kaçıyoruz yoksa anlatacak çevre mi bulamıyoruz?"

arkadaştan ziyade 'dost'ları ele alacağım. tabii bu kişiden kişiye de değişebilir. kendimden yola çıkarak anlatmaya çalışacağım.
örneğin: kendimi bir masa olarak görsem, dostlarım o masayı tutanlardan, dengesini sağlayanlardan oluşur, diyorum. bu ne lan? derseniz: yani her biri her konu için bana yardımcı olmaya çalışır. biri eksik olsa -örneğin eksik olan şu olsun: aile konusunda bana yardımcı olacak, paylaşabileceğim biri- o konuyu o paylaşamadıklarımı 'içime atacağım' orada saklı kalacak.

kısacası: dostla her şey konuşulmaz ancak dostlarla konuşulabilir. eksik olabilir tam da olabilir. güçsüz göstermek ile bir alakası yoktur. eh burada da kişilik/düşünce/kafa yapısı araya giriyor.
ek: aile konusunda paylaşabileceğim birisi yok hayatımda 'dışa vurumu'mu nasıl gerçekleştireceğim? işte burada da sizin birkaç verdiğiniz örneklerle. sözlük, duyuru, sosyal medya, blog, günlük, duada dile getirme, kendi kendine konuşma...vs daha sürü ile aklıma gelmeyen yollarla. nedeni budur, diye düşünüyorum.

"yanlış mı düşünüyorum?"

'kesin olan bir şey var: bir şeyin doğruluğundan şüphe etmek.
şüphe etmek düşünmektir.
düşünmekse var olmaktır.
öyleyse var olduğum şüphesizdir' descates

hayır aksine olanı yapıyorsun. duyurunuzu görünce sorunuza canı gönülden cevap vermek istedim.

"dışardan çok mu mutlu görünüyoruz başkalarına ya da gerekli cevabı, ilgiyi alamamaktan mı korkuyoruz?"

evet dışarıdan mutlu görünüyoruz. görünmek istemek/istememek bizim elimizde ama bunu yapmıyoruz.
sebebi bariz: olumsuz tepkiler ve dışlanmak. dışlanmaktan kastım öyle 'kimse seninle konuşmaz' falan değil. çok daha genel bir kavram olarak düşünürsek doğru demiş olurum.

bir şeyler anlatmayı başarabildiysem ne mutlu bana.

erenbey

bazi seylerin yakinlarimiza anlatamayacak seyler olmasi. cunku sorgu sual e donusebilir belki. bu sefer sosyal kabul hatasi denen bise var, kendini oldugu gibi anlatmak yerine kendini hakli gosterme seklinde davranma. bu da soruna yanli bakmaya neden olabilir. diyelim benim bi sorunum oldu anneme anlattim annem el e mi hak verir bana mi. buyuk olasilikla bana, hakli da halsiz da olsam. burda daha icten daha oldugu gibi anlatabiliyoruz, kismadan eklemeden, biri bize bise diyecek kaygisi gutmeden. burda her turden insan var, bi suru dusunce var, bakis acisi var,cesitlilik tecrube var. daha fazla cevap var.

evc
1

mobil görünümden çık