Yağmur yağdığında toprak kokardı, yapraklar yere döküldüğü için kuru yapraklara tekme ata ata koştururdum, acaib bir hazdı ve o toprak kokusunu içime çekebilmek...
Not: Evet şehirde büyümedim :)
mahalle maçı için beni aşağıdan çağırdıklarından yemeği bırakıp, annemin zorla elime tutuşturduğu ekmek arası domates yiyip merdivenleri 3er 5er inmek.
Birkaç arkadaşımla ve kardeşimle kulağımızda walkmanlerle Kilitbahir tepelerinde dolaşmak bazen kaybolup yeniden yolumuzu bulmak ve acıktığımızda yanımızda getirdiğimiz ekmek arası köfteleri yemek çok eğlenceliydi.
annenin hazırladığı ekmek arası domates-peynir
Lastik oynardık sokak arasında. En iyi ben atlardım. Bütün manileri ezbere biliyodum. Hatta arkadaşlarımın yerine de atlardım zor bölümlerde. O özgüvenle bu yaşa(26) geldim desem yeridir :) Şimdi ip atlayıp özgüven tazelesem kimse tutamaz beni :) En sevdiğim yıllarımdı yani sokakta oyun oynadığım zamanlar.
Haa bi de okuldan eve gelip power rangersla goosebumps izliyodum. Kola içip topkek yiyerek. Onun mutluluğu da ayrıydı.
babam işleri dolayısıyla hep şehir dışındaydı 3 aydan uzun dışarda kaldığı olurdu geliceği bayram sabahı bikeresinde sabaha kadar uyumamıştık kardeşlerimle balkonda beklemiştik
eskicinin yanındaki tekerlekçiden gizlice tekerleri alıp elimizle sürmeye başlardık arkadaşlarımla. sonra eskiciyi araştırırdık hoşumuza giden bişeyler çıkar mı diye. mıknatıs bulmuştuk. ne günlerdi.. ve ortaokul yılları..
Teşekkürler. Ben de sandalye ve örtülerle çadır yapmayı, Sailormoon gibi davranmayı, bahçede ağaca tırmanmayı ve güzel şeyleri koklamayı çok severdim.