
-> başbakan çin'deki uydunun fırlatılışını izlemeye odtü'ye gider
-> öğrenciler başbakanı protesto eder
-> polis öğrencilere saldırır, barış barışık, gözüne tüfekle atılan gaz bombası nedeniyle beyin kanaması geçirir.
-> öğrenciler karşılık verir, barikat kurar, olaylar akşama kadar devam eder
-> bilimum medya; öğrencilerin, uydunun fırlatılmasını protesto ettiğini iddia eder
zaten barış'ı da arkadaşları yaralamıştır.
-> seher vakti 10 öğrenci evlerinden gözaltına alınır
-> diğer üniversitelerden öğrenciler dayanışma yürüyüşleri gerçekleştirir, onlara da polis saldırır
-> odtü rektörlüğü polis saldırısını kınadığını açıklar
-> odtü ve boğaziçi öğretim elemanları da saldırıyı kınar, gözaltı ve yaralanmalar sebebiyle, devamsızlık olmasın diye odtüde dersler iptal edilir
-> tayyip, ulusalcı hocaların öğrencileri yoldan çıkardığını iddia eder, arada rektörlüğe de giydirir
-> gözaltındaki öğrenciler serbest bırakılır
-> bilimum rektörler odtü'yü komple kınadıklarını açıklarlar
-> bu rektörlerin bulunduğu üniversitelerdeki öğretim elemanları kınamayı kınar, öğrencilerin yanında olduklarını açıklarlar
-> yök konuyla ilgili inceleme başlatır, bilimum akp'li yök'ün yanında olduklarını açıklar.
www.youtube.com


üniversiteye türkiye başbakanı gelecekti. öğrenciler de bunu protesto etmek için toplandılar. ardından polis yasal bir hak olan gösteri düzenleme hakkını engellemek isteyince olaylar çıktı. medyaya da "terörist öğrenciler molotof ve taş attı, olay çıkardı" diye gösterdiler. öğrenciler, işçiler, eşcinseller, kürtler bu tür şeylere alışık olduğu için yanında motolof, taş, yumurta taşıyınca "terörist" oluyor. demokratik hak engellendiğinde terörizm olmuyor. hakeden hakettiği karşılığı alır. odtü'de bu oldu, polisin faşizmine ve şiddetine şiddetle karşılık verildi, suçlu da öğrenciler oldu.


odtunun kampüsü derken, okulun bütün fakültelerinin de yer aldığı türkiyenin büyük kampüsünden bahsediyoruz. kullanım dışı alan oldukça fazla ama kullanım alanı olarak da her bölümün ortalama 1 binası olduğunu varsayalım.
bu kampüsün hiçbir yerinde kütüphanede, kampüsün içinde yer alan kreşlerde, lisede, fakültelerde, vs gaz ve ses bombaları yüzünden polisin insanları rahatsız ettiğini düşün. insanlar orada yaşıyorlar. yurtlar da içeride çünkü. evleri orası. en fazla 250 kişinin protesto için toparlanmaya başladığı sırada (görüntüler var) polisin 5 saat öncesinden yığma yaptığı minimum 2000 kişiye kız erkek fark etmeden dayak atması, coplaması, gaza boğması, hilal taktiğiyle (!) gazdan istifade ederek sarmalayıp tekrar bunları yapmasından bahsediyoruz. rektörlük değil, insanlık namına gidişatın da farkında olan bireyler buna tepki gösterdi.
buna hiç alışık olmayan, (bknz: zaytung haberi)(www.zaytung.com başbakanımız yaptıklarının farkında olarak ve tabi ki haklı yanı olmadığı için çarpıtarak bu insanların kendisine değil, göktürk2 uydusuna tepki göstermek için toplandığını ve 250 kişinin 2000 polise saldırdığını iddia ediyor. sayılar gerçekten çarpıtılmış değil bu arada.
sonrasında ise odtu devamsızlık olabileceği nedeniyle dersleri yapmıyor. başbakan hocalara tepki gösteriyor. böyle olunca medya şak şakçıları şahlanıyor. YÖK'ün atadığı rektörler basın duyurusu gönderip ODTÜ'yü kınıyorlar ama öğrenciler ve öğretim elemanları da bugün rektörülerin açıklamalarına katılmadıkları için seslerini duyurmaya çalışıyorlar.


"yanında motolof, taş, yumurta taşıyınca "terörist" oluyor"
Bu cümleye bayıldım öncelikle. Tabi biz normalde yanımızda molotof taşıyıp üşüyünce ısınmak için yakıyoruz. Terörizmle bi alakası yok. Yumurta da her daim cebimizde, acıkınca yaktığımız molotofun ateşinde pişirip yiyoruz. Demokratik hak sonuçta.
Bu arada protesto gösterisine katılan 50 kişiden sadece 15'i ODTÜ öğrencisi çıkmış (haberlerde okudum).
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na ODTÜ'ye giremezsin demek demokratik hak değildir. Yanında yanıcı, patlayıcı madde taşımak hiç değildir. Ayrıca zaman mekan sınırı olmaksızın protesto hakkımız var denilemez. Öyle olursa darbe öncesine döner ortalık, anarşizm alır yürür.


1- yumurtayı ses bombasıyla, biber gazıyla kıyaslayıp son seçeneklerin hak olduğunu iddia eden insanlar var maalesef. ne yapacaklardı bu çocuklar, kafeslerinden salınmış kuduz köpekler gibi üzerlerine saldıran kişilere parmak mı sallayıp laf anlatacaklardı?
2- bi insan suçluysa toparlar götürürsün, dövmek ne demek? bunun bir hak olduğunu da düşünenler var, evet.
3- 250 kişiyle 2000 tam tedarikli polisten bahsediyoruz, evet. daha, o çok bahsedilen, yumurta ceplerine bile düşmemişken gaz yiyip dayak yiyen, -2tokat, saç çekmek bile değil, bariz şiddet gören- tc vatandaşı insanlardan bahsediyoruz. söylesinler bakalım 10 sene önce türban için sokaklarda dolaşan o kızların da hakkını, özgürlüğünü savunan insanların dayak yemesinin nedenlerini?
4- kimsenin tc bOşbakanına odtuye giremezsin dediği yok zaten. o, o şahsiyetin hüsn-ü kuruntusu. sen sabahtan beri göt korkusuyla 2000 polisi yığ oraya, daha ağızlarını bile açamadan haşata çevir o çocukları, sonrasında 5 yaşındaki çocuğun bile yapAmayacağı şekilde "bunlar beni dövdü" de basına. hadi ya:) zaten yalan, öyle bir şey yok, olmadı. o çocukların kendi okullarında, kendi sınıflarında, kendi evlerinde/yurtlarında şiddete maruz kalmış olmasını kim nasıl açıklayacak?
5- protesto bir haktır. demokratik bir ülke olmanıngetirdiği en doğal haktır. anayasada da böyle geçer, bakmayın siz izinsiz gösteri yaptı demeçlerine gazetelerin; herhangi bir grubun protesto edebilmesi için gerekli merciilere "HABER VERMESİ" yeterlidir.
6- demokrasi kavramı nedir? bence "insanlığın" önce bunu sorgulaması gerekli. hakları uğruna savaşmamış insanlar, maalesef onların değerini bilemiyor, onu anlamıyor. sonucunda da tavuk gibi yürüyen kargalar ortaya çıkıyor.
