ben de böyle düşünüyorum ama sonra kendi halimi düşünüp üzülüyorum. bundan 100 yıl sonrakiler de bize giydirecek. ay internete köylü gibi evden telefondan giriyorlarmış, ay dolmuşa arabaya biniyorlarmış diye.
Belki de yoktu. Yani bu koy hayati degil ki bahsettigim. Adamlar belki kendi 50 kisilik topluluklarindan baska insan bile tanimadan yasadilar. Ya da avcilikla gecinen insanlar falan..
Ayiadam, onlara lafim yok, onlar da bizim icin uzulsunlar :)
türk olarak böyle düşünmen saçma be abi, hele şu zamanda :)
bence adamlar kral gibi yaşamışlardır, hergün macera hergün aksiyon, tek dert yemek bulmak avlanmak falan. öyle hatunla konuşayım sabaha kadar elini tutayım falan yok, takıyosun kaplan dişini boynuna akıyo cıvırlar, olmadı koyuyosun kafaya odunu alıyosun hatunu mağaraya falan eheh keyifli iş bence
yaşayamadıklarını reenkarnasyonla tekrar yaşıyorlar. mesala ben önceki hayatımda mozart idim. gerçekten!
(bkz: reenkarnasyon)
tam tersi, onlara özeniyorum.
O zamanlar yaşamanın daha bi anlamı heyecanı varmış, hayatta kalma çabası falan, güzel şeyler bunlar.
Şimdi ise ot gibiyiz hafiften sanki...
üzülmüyorum onlarda kendi devirlerinde yaşamaktan bence memnundular bundan 1000 yıl sonrasında yaşamak istemezdim yada 100 yıl sonrasında,
Görmek isterdim ama yaşamak istemezdim şimdiki değerlerimin ileride yok olmuş olması hoşuma gitmezdi heralde.
Her insan alıştığı zamanda yaşamalı diyelim, aksi mümkün değil tabi ama böle bağliyim :)
adamlar piramit yapmış sen ne diyorsun... :)
ot gibiyiz +1
bize ne gösteriliyorsa onu izliyoruz. önümüze ne konursa onu yaşıyoruz. bugün olup da geçmişte olmayan ve keşke olsaymış diyebileceimiz tek konu belki tıpın teknoloji bakımından ilerlemiş olması olabilir. bunun dışında hatırlıyorum da çocukken böyle bilgisayarımız falan yoktu bizim. mahallede her gün top oynar, saklambaç oynar, hep birlikte oturup saçma şeylerden konuşurduk. şimdi çocuklar bilgisayar başından kalkmıyor, hepsi birer zombi gibi, ekranın önünden ayıramıyorsun.
la oğlum manyakmısınız la. öyle kitaparda okudğunuz gibi değil hayatlar. açın bakın bakalım 1700 1800lere kadar ne kadarmış insanın ömrü. 40ına geldin mi aziz sayılıyomuşsun aq.
bizden daha komplike falan düşündükleri yok. o zaman dünya nüfusunun %90ı okuma yazma bilmiyor. dünyada olan bitenden haberin yok. daha da eskiye gidersen daha dorğu düzgün konuşmaya yeni başlamışsın. tepende bir firavun bir imparator bunu yap şunu yap üstüne de bir gel savaş diyor. mal gibi yaşayıp mal gibi öleceksin yani.
la bütün amerikadaki yerliler senin benim bağışık olduğumuz iki tane traş hastalıktan telef olmuş. düşün artık canın burnunda yaşıyorsun hık deyine ölüyorsun.
ayıadam bahsettiğin insanlık maymunluktan yeni çıkmış gibi olmuş biraz.
tabi dediklerin de mevcut ama tüm bunlara rağmen, ortalama ömür 35 iken sen dev medeniyetler kurabiliyorsun, kıtaları aşan. veya sirius un çift yıldız olduğunu biliyorsun, hatta kütlesini bile. tüm dünyaya yayılmışsın veya dünyanın bir galaksi içinde olduğunu ve milyarlarca galaksi olduğunu düşünebiliyorsun. binlerce yıl sonrasının gök olaylarını hesaplayabiliyorsun. vs...
ayrıca hayatımız belki uzun evet ama çok sıkıcı ve yaşlılık çok zor :) belki şipşak yaşamak daha eğlenceli oluyodu kimbilir.
bi belgesel vardı hiç dış dünyayla iletişim kurmamış afrika kabilesine gidiyolar, kabile ilk kez beyaz adam görüyo, ürküyolar başta beyaz adam mı olur lan? diyerek. sonra ayna görünce korkudan altların sıçıyorlar, ayna lan!
teknoloji değil de tıbbi imkanlardan yoksun olmaları kötü bence. düşünsene avlanırken bacağını bi kaya maya bişey kesiyo sonra bu enfeksiyon kapıyo, antibiyotik falan da yok kan zehirlenmesin hooop bikaç günde öldü herif. ne anladım lan ben bu işten? yoksa teknolojiyi, bilgisayarları, telefonları falan siktir et. adamlar ava çıkıyo, ok yay yapıyo falan.