bu konuşma hangi bölümde geçmişti? bilen varsa çok sevinecem.
teşekkürler şimdiden.
Şule: Cinayetler olmasa ne yapardın?
Behzat: Biliyor musun bazı ülkelerde sadece 1-2 tane cinayet işleniyormuş. İntihar sayısı, cinayet sayısından fazlaymış.
Şule: Öyle bi yerde yaşamak ister miydin?
Behzat: Hiç düşünmedim biliyo musun. Sen?
Şule: İsterdim.
Behzat: Niye?
Şule: İntihar etsem istatistik olurdum en azından.
Behzat: O ne demek be?
Şule: Kimse niye intihar etti demezdi,olağan olurdu.
Behzat: Sence şimdi cinayet olağan mı?
Şule: Ya insan hayatındaki hiçbir kırılma olağan değildir. Sen hiç düşündün mü?
Behzat: Neyi?
Şule: Ölmeyi? Çok acayip bişi değil mi?
Behzat: Yoo.
Şule: İnsana hiç ölmeyecekmiş gibi geliyor. Sana da öyle geliyor mu?
Behzat: Yoo.
Şule: O kadar ceset görsem ben de alışırdım. Genel konuşuyorum. Mesela bana kendimi özel hissettirmeyen tek şey trafik kazaları.
Behzat: Trafik kazaları?
Şule: Hıı.
Behzat: Neden?
Şule: E bi sürü insan ölüyor kazalarda. Bi gün kendi isteğim dışında ölürsem o da kazayla olur.
Behzat: O zaman sen karşıdan karşıya geçerken dikkat etcen.
Şule: Ediyorum zaten. Önce sola sonra sağa sonra tekrar sola bakıyorum. Ama ya ben sağa bakarken soldan bir araç gelirse ya da tekrar sola bakarken gelirse?
Behzat: O zaman daha hızlı bakcan.
Şule: 50’yle geliyorsa sıkıntı yok ama 120’yle geleni napcam? Kafamı o kadar hızlı çeviremem ki.
Behzat: O zaman sen de üst geçitleri kullanırsın. Ankara’da zaten her yerde üstgeçit var.
Şule: Kimsenin kullanmadığı bir şeyi kullanmak da insanı aptal gibi hissettiriyor.
Behzat: Neden?
Şule: Ne biliyim. Kalabalığa karışınca dikkat çekmiyorsun ya ondan herhalde. Hem sen kendin kullanıyor musun?
Behzat: Ya zaten benim öyle bir problemim yok ki. Ben bakıyorum gözüme kestirince geçiyorum.
Şule: Sana özel olmadığını hissettiren şey ne?
Behzat: Yunuslar.
Şule: Polis olanlar mı, memeliler mi?
Behzat: Memeliler.
Şule: Neden?
Behzat: Böyle bi şey vardı ya Moby Dick Moby Dick?
Şule: Vardı da, o balinaydı yunus değil.
Behzat: Hee. Moby Dick işte balina olanlar Moby Dick.
Şule: Bir balina nasıl hissettiriyor bunu?
Behzat: Bu insan var ya, hep en büyüğünü öldürmek istiyor. Sırf büyük diye kafası çalışmayan bir hayvanı öldürüyorlar ya, sadece efsane olmak için, ben buna takılıyorum işte.
Şule: Ama Moby Dick’in kafası çalışır.
Behzat: Nasıl çalışır ya? Bir hayvanın kafası ne kadar çalışıyorsa o kadar çalışır. Bir kelebeğin kafası ne kadar çalışıyorsa aha o Moby Dick’in kafası da o kadar çalışıyor.
Şule: İç güdüleri var.
Behzat: Bir insanın da iç güdüleri var. Zevk için bi hayvanı öldüren bi adam zevk için de gider bir insanı yakar.
Şule: Kaptanın sorunu kişiselmiş biraz zaten. Yani balinanın kendisini küçük düşürdüğününü düşünüyormuş.
Behzat: Nasıl ya? Bir insanın bir hayvanla kişisel problemi olduysa o adamdan hayır gelmez artık.
Şule: Romanın yazarını biliyor musun?
Behzat: Yok ben filmini seyrettim.
Şule: Ben de. Adama sormuşlar yani bu balina neyi temsil ediyor demişler.
Behzat: Bi bok temsil etmiyo bence.
Şule: Öyle demiş zaten. Yani ben bir deniz romanı yazdım demiş ama herkes balinanın bir şey temsil ettiğine inanmak istiyor işte Tanrı,kapitalizm ama aslında kaptanın savaşı bunlarla yani balinayla değil.
Behzat: Şimdi o kaptan yavaş savaşacak. Ben öyle bilmem ha. Ben sadece şunu bilirim, okyanusun ortasında yalnız bir adam zavallı bir balinayı avlıyorsa adam artık adam değildir bence.
Şule: Balık yemeyi seviyorsun ama.
Behzat: Haa hayatım boyunca balık yedim de hiç balina yemedim mesela.
Şule: Küçük olunca sorun olmuyor mu?
Behzat: Ben sana ne diyom, sen anlıyon mu beni? Ben diyorum ki bu insanın doğasında vardır tamam eyvallah da ben zevk için öldürmekten bahsediyorum.
Şule: Kimse zevk için öldürmez. Hep bir nedeni vardır.
Behzat: Hitler de aynı şeyi söylemiş.
Şule: Sen nerden biliyorsun?
Behzat: E sen söyledin ya.
Şule: Birini öldürmek var, bir de milyonlarcasını öldürmek var. Yani fark var arada.
Behzat: Şimdi bu balinayla sorunlar yaşayan biri milyonlarca insanla da yaşayabilir. Ben bunun altını çizmek istedim sadece.
Şule: Moby Dick senin içinde soykırım kafasını temsil ediyor demek ki.
Behzat: Yoo. Benim için hiçbir kafayı temsil etmiyor Moby Dick. Sadece özel olmadığımı hissettiriyor.
Şule: Beni affettin mi?
Behzat: Sen karşıdan karşıya geçerken dikkat et. Ye şu balinayı.
teşekkürler şimdiden.
Şule: Cinayetler olmasa ne yapardın?
Behzat: Biliyor musun bazı ülkelerde sadece 1-2 tane cinayet işleniyormuş. İntihar sayısı, cinayet sayısından fazlaymış.
Şule: Öyle bi yerde yaşamak ister miydin?
Behzat: Hiç düşünmedim biliyo musun. Sen?
Şule: İsterdim.
Behzat: Niye?
Şule: İntihar etsem istatistik olurdum en azından.
Behzat: O ne demek be?
Şule: Kimse niye intihar etti demezdi,olağan olurdu.
Behzat: Sence şimdi cinayet olağan mı?
Şule: Ya insan hayatındaki hiçbir kırılma olağan değildir. Sen hiç düşündün mü?
Behzat: Neyi?
Şule: Ölmeyi? Çok acayip bişi değil mi?
Behzat: Yoo.
Şule: İnsana hiç ölmeyecekmiş gibi geliyor. Sana da öyle geliyor mu?
Behzat: Yoo.
Şule: O kadar ceset görsem ben de alışırdım. Genel konuşuyorum. Mesela bana kendimi özel hissettirmeyen tek şey trafik kazaları.
Behzat: Trafik kazaları?
Şule: Hıı.
Behzat: Neden?
Şule: E bi sürü insan ölüyor kazalarda. Bi gün kendi isteğim dışında ölürsem o da kazayla olur.
Behzat: O zaman sen karşıdan karşıya geçerken dikkat etcen.
Şule: Ediyorum zaten. Önce sola sonra sağa sonra tekrar sola bakıyorum. Ama ya ben sağa bakarken soldan bir araç gelirse ya da tekrar sola bakarken gelirse?
Behzat: O zaman daha hızlı bakcan.
Şule: 50’yle geliyorsa sıkıntı yok ama 120’yle geleni napcam? Kafamı o kadar hızlı çeviremem ki.
Behzat: O zaman sen de üst geçitleri kullanırsın. Ankara’da zaten her yerde üstgeçit var.
Şule: Kimsenin kullanmadığı bir şeyi kullanmak da insanı aptal gibi hissettiriyor.
Behzat: Neden?
Şule: Ne biliyim. Kalabalığa karışınca dikkat çekmiyorsun ya ondan herhalde. Hem sen kendin kullanıyor musun?
Behzat: Ya zaten benim öyle bir problemim yok ki. Ben bakıyorum gözüme kestirince geçiyorum.
Şule: Sana özel olmadığını hissettiren şey ne?
Behzat: Yunuslar.
Şule: Polis olanlar mı, memeliler mi?
Behzat: Memeliler.
Şule: Neden?
Behzat: Böyle bi şey vardı ya Moby Dick Moby Dick?
Şule: Vardı da, o balinaydı yunus değil.
Behzat: Hee. Moby Dick işte balina olanlar Moby Dick.
Şule: Bir balina nasıl hissettiriyor bunu?
Behzat: Bu insan var ya, hep en büyüğünü öldürmek istiyor. Sırf büyük diye kafası çalışmayan bir hayvanı öldürüyorlar ya, sadece efsane olmak için, ben buna takılıyorum işte.
Şule: Ama Moby Dick’in kafası çalışır.
Behzat: Nasıl çalışır ya? Bir hayvanın kafası ne kadar çalışıyorsa o kadar çalışır. Bir kelebeğin kafası ne kadar çalışıyorsa aha o Moby Dick’in kafası da o kadar çalışıyor.
Şule: İç güdüleri var.
Behzat: Bir insanın da iç güdüleri var. Zevk için bi hayvanı öldüren bi adam zevk için de gider bir insanı yakar.
Şule: Kaptanın sorunu kişiselmiş biraz zaten. Yani balinanın kendisini küçük düşürdüğününü düşünüyormuş.
Behzat: Nasıl ya? Bir insanın bir hayvanla kişisel problemi olduysa o adamdan hayır gelmez artık.
Şule: Romanın yazarını biliyor musun?
Behzat: Yok ben filmini seyrettim.
Şule: Ben de. Adama sormuşlar yani bu balina neyi temsil ediyor demişler.
Behzat: Bi bok temsil etmiyo bence.
Şule: Öyle demiş zaten. Yani ben bir deniz romanı yazdım demiş ama herkes balinanın bir şey temsil ettiğine inanmak istiyor işte Tanrı,kapitalizm ama aslında kaptanın savaşı bunlarla yani balinayla değil.
Behzat: Şimdi o kaptan yavaş savaşacak. Ben öyle bilmem ha. Ben sadece şunu bilirim, okyanusun ortasında yalnız bir adam zavallı bir balinayı avlıyorsa adam artık adam değildir bence.
Şule: Balık yemeyi seviyorsun ama.
Behzat: Haa hayatım boyunca balık yedim de hiç balina yemedim mesela.
Şule: Küçük olunca sorun olmuyor mu?
Behzat: Ben sana ne diyom, sen anlıyon mu beni? Ben diyorum ki bu insanın doğasında vardır tamam eyvallah da ben zevk için öldürmekten bahsediyorum.
Şule: Kimse zevk için öldürmez. Hep bir nedeni vardır.
Behzat: Hitler de aynı şeyi söylemiş.
Şule: Sen nerden biliyorsun?
Behzat: E sen söyledin ya.
Şule: Birini öldürmek var, bir de milyonlarcasını öldürmek var. Yani fark var arada.
Behzat: Şimdi bu balinayla sorunlar yaşayan biri milyonlarca insanla da yaşayabilir. Ben bunun altını çizmek istedim sadece.
Şule: Moby Dick senin içinde soykırım kafasını temsil ediyor demek ki.
Behzat: Yoo. Benim için hiçbir kafayı temsil etmiyor Moby Dick. Sadece özel olmadığımı hissettiriyor.
Şule: Beni affettin mi?
Behzat: Sen karşıdan karşıya geçerken dikkat et. Ye şu balinayı.
dizide değil de kitaplardan birinde olabilir. kitapları okudum ama hatırlayamadım bu diyaloğu da gerçi.
xenophobe
Webdizide geçiyor olması lazım.
gioberg
1