Su cumartesi aksaminda soyle bir soruyla endisemi paylasayim,

İliski yasadiginiz kisinin belki siz hayatina girmeseniz daha iyi bir hayati olacakti.
Bunu bilmeyerek iliskiye devam ederek nasil bu bencilligi yapabiliyoruz? kendimizin diger kisi icin en iyi tercih oldugu konusunda nasil emin oluyoruz?

Cunku o kisinin omrunun geri kalanini sizle gecirmesinden bahsediyoruz. yani bu ebeveyn cocuk iliskisi degil. cocuk ailesinden sikayetci olsa da ailesi onun icin bir secim degil. Zaten o ailede dogmus. Ama evlilik dedigimiz seyin anlami cok farkli. Bir secim uzerine kurulu.

Uzun zamandir bu soruya ikna edici bir cevap bulamadim. "Bilemezsin abi kaderin ne getirecegini" gibi bir cevap aramiyorum elbette

 

emin oluyoruz?"a kadar okudum ve o kadar düşünceli insan kalmadı demek istiyorum.

kotu amacli yazar hesabi

Hepimiz birer tercih olarak duruyoruz aslında. Konuyu tersten okursak, tercih ettiğimiz kişiyle, tercih ettiğimiz şeyleri, tercih ettiğimiz zamanı ayırarak yaşıyoruz. Bu kadar çok yazında kelime bi garip göründü.

Hayatına sokmak mevzusu biraz fazla romantik.

yokartikdahaneler

iyi de bu durum zorunluluk değil ki karşı taraf kendi kendine ''ben bu insandan daha iyisini hak ediyorum'' demedikçe bizim kendimize ''bence sen daha iyisine layıksın'' dememiz kendimizi değersiz görmemizle açıklanabilir, eğer karşı taraf bizden daha iyi birini hak ettiği fikrini kendine söylüyorsa bizle olan ilişkisini bitirebilir, sevgililer tamamen özgür, evliler ise hukuk sayesinde bizden daha iyilerine sahip olma hakkına sahipler, yani ortada sürekli ''ben ilişki yaşadığım insanın daha iyi insanlarla tanışmasına engel oluyorum'' gibi şizofreni belirtisi soruları sormak gereksiz.

17december

sonuç yerine sürece odaklanınca; süreçten karşılıklı keyif alındığı sürece insan "acaba daha iyisi var mıydı" diye takmaz.. sonuçta bu kafayla kimseyle eş olmayıp kendini en iyi sevgili olacağın insandan mahrum etmen de haksızlık olmaz mı??

gittiğin yol keyifliyse, en iyi yol olması önemli değil.

delarue

İliski yasadiginiz kisinin belki siz hayatina girmeseniz daha iyi bir hayati olacakti, e belki olacaktı. Ama ben iyi bir eş/sevgiliysem. Derdinde sıkıntısında yanındaysam, benimle herşeyini paylaşabiliyorsa, ben ona sürekli sorun çıkartmıyor ,dırdır etmiyorsam. Memnunsa yani kısacası, vicdanım rahat olur.
emin olamam ama vicdanım rahatsa da bu konuyu sıkıntı etmem.
Memunun değilse de bitirebilir, bitirsindir.

niye ama

belkilerle acabalarla kafamızı yormadan sevişerek mutlu olmalıyız. gerisi teferruat diyebiliriz ismail.

fukka

karşımızdaki eşya olmadığına göre hayatına iyi veya kötü gelecek şeyleri seçebilecek zeka düzeyinde olduğu önyargısından yola çıkıyoruz. kafasına taş düşmüş gibi avallaştıracak mentalist becerilerin varsa bilemem, buradakilere de öğret. nitekim 'ben senin gibi sevgiliyi..' diyip gidebiliyor çıkabiliyor hayatınızdan aynı kişiler, kim kimin hayatına giriyor ayrıca? :) ha tabi bi de sen o kişiye bilinçli olarak zarar vermiyorsan. bi de zaten buna tam bir seçim de denilemez, eldekiler üzerine kurulu bir durum. kaç kişiyle tanışıp arkadaş olabilirsin sonuçta? himym da böyle bir bölüm vardı, denizde çok balık var fikrini istatistiksel hesaba vurunca uygun adayların sayısı epey azalıyodu :)

kediebesi

O zaman ben sunu anliyorum, "sahip oldugunu kaybetme, nasilsa daha iyisi var mi veya sahip olabilecegimden emin degilim. memnunsan devam et."

Belki de en buyuk sebebi zaman kaybetmek istememek. bunu ugruna risk aliyoruz. Yine once kendimizi dusunuyoruz iste. Bencillik var

sttc

[bu cevabım evlilik bağlamından ziyade daha genel ilişki bağlamı düşünülerek yazılmıştır]

"Bunu bilmeyerek iliskiye devam ederek nasil bu bencilligi yapabiliyoruz? kendimizin diger kisi icin en iyi tercih oldugu konusunda nasil emin oluyoruz?"

valla ben de merak ediyordum, direk ona sordum. aldığım cevap beni tatmin etti (ciddiyim).

onun dışında, ilişkiyi yaşadığımız insan da zaten aynı şeyleri düşünüyor -- yani evet, belki "en iyi tercih" olup olmamanın kesin bir cevabı yok, ama o sorunun bir cevabı olup olmaması da sizinle ya da karşınızdaki insan ile alakalı değil. karşınızda kim olsa bu sorular sorulacak. evrensel bir argümanla "neden ben" sorusuna kesin bir çözümleme getiremiyoruz. ama birbirimize duyduğumuz halihazırdaki hisler, güven ve sağduyu o istediğimiz huzuru bize sağlıyor.

inscrutable

sonuçta ilişkiler tercihle alakalı. elbette ki her zaman "daha" güzeli, "daha" zengini bulunabilir. ama bunu düşünerek ilişki yaşanamaz.

ben olmasam "daha" iyi bir hayatı olacaktı, belki yurtdışında yaşayacak, gece gündüz çalışıp "daha" çok para kazanacak gibi düşünülmez ilişkide. her zaman bir şeylerden fedakarlık etmek gerekir çünkü. ilişkide taraflar da birlikte olmak için fedakarlıklar yaparlar büyük ya da küçük.

eminim hayatındaki kişi de bunların farkındadır. ama senin yanında olmayı seçmişse, sen de bu fedakarlıkların farkındaysan yapabileceğin tek şey onu daha da çok sevmek olmalı. bunları düşünüp hayatınızı ve ilişkinizi berbat etmeye gerek yok.

acemiyazar

alıntıdır.

Kierkegaard çok sevdiği nişanlısı Regine Olsen'i terk etti, çok sevdiği için. Ömrü boyunca hep acı çekti bu yüzden ama soranlara da yaptığının doğru olduğunu söyleyip durdu. O kadar çok seviyordu ki Regine'i ve o kadar nefret ediyordu ki kendisinden, evlenip onun kendisine 'maruz kalmasına' izin veremezdi!..

meksi

Belki hayatına dahil olduğun insanı en çok mutlu edecek kişi de sensindir. Ya da seni de en çok mutlu edebilecek insan odur.

İnsanlar bir ilişkiye başladığında nedense hep "daha iyisi" kavramı etrafında dönüyor. Karşındaki insanı en iyi kılmak da senin elinde, bir de bu açıdan bak.

sekilci zihniyet

Evlilik nadiren secimdir daha cok ihtiyactan dogar bikac ust duyurudaki arkaadasin maslow ile ilgili paylastigi semayi inceleybilirsin bunun icin. 2.si oyle dusunceli insanlar hakkaten yok artik. Metrobuse binerken ezildiler.

Agnahie
1

mobil görünümden çık