not: hayatımdan şikayetçi değilim.

her gün uyandığınızda 5 dakikanızı şükretmeye ayırın. insan ilk anca şükredecek bir şey bulamıyor, salak salak "ne yapıyorum ben" diyor, bir kaç gün sonra bu ritüelin güzelliğini anlarsınız; akıl ve beden sağlığınızdan başlarsınız da ağaçlara çiçeklere varırsınız, işte o zaman hayatınız, vaktiniz değerli olur, yaptığınız / yapacağınız işe olumlu başlar, olmuyorsa da dağılmaz ve motivasyonunuzu kaybetmezsiniz.


ben de şanssızımdır bak. Hatta bazı insanların bizde olmayan şansa sahip olduklarını bile düşünürüm. Tabii şöyle bir durum var, şanssız olduğunu düşünürsen şanssızlıklar ciddi manada peşini bırakmıyor, o yüzden kendini şansının yaver gideceğine inandır biraz, çünkü olay biraz da psikolojik tabanla alakalı.


"tanrı daima tebdil-i kıyafet gezer" kitabını okuyun isterseniz.
not: isim yanıltmasın, dinle, modayla, seyahatle ilgisi yok.


Senelerce şanssız olduğumu düşündükten ve saklandıktan sonra, ilk defa bu sene fark ettim ki önüme gelen bütün fırsatları ustalıkla savmışım.
Bu konuda bir dünya markasıyım.


aynen senin gibi dusundum sonra dedim ki benim hatam bastan sunu soyle yapmayacaktim sonra basima oyle bir olay serisi geldi ki dedim ki yuh artik kesinlikle lanetliyim hala dalanetli olduguma inaniyorum
kismet kapatma buyusu yapilmis olabilir ya da cin musallati olabilir bu tip durumlarda


bende çoğu zaman şansız olduğumu düşünürüm. fakat o kadar da şansız olmadığımı bazı zamanlarda daha iyi anlarım.olumsuza odaklanmak her zaman daha kolay. ama tüm güç bende, o düşüncelerden kaçabilirim, hayatımda hiç mi iyi bir şey yok, var elbette ve bende onları daha fazla düşünmeye çalışırım.aklıma kaçırdığım fırsatlar gelince, teptiğim şanslar...neyse, bunları düşünmeyeyim.
