mesela paranın olmaması için lack of money falan diyebiliyoruz sanırım ama ahmetin gelmemesi, teknolojinin gelişmesi, karnımın acıkması vs. cümleleri nasıl çevirebiliriz?
"karnımın acıkması beni öldürüyor" yerine "my hunger(açlığım) is killing me", "teknolojinin gelişmesi" yerine "technological advances(teknolojideki gelişmeler)" mi diyeceğiz illa ki. "internetin kolay erişilir hale gelmesi hedeyi höde yapmıştır" için çeviri "easy access(ya da accessibility, bilemedim şimdi) of internet made hede höde" midir?
türk mantığı ile düşünüyorsun ondan olmuyor.
karnımın acıkması olmuş mesela. teknolojinin gelişmesi advances in technology. ahmetin gelmemesi ahmet not coming olabilir. birebir çevirmeye uğraşmak hep zorlayıcı olur. ingiliz gibi düşün türk gibi değil.
yabancı dil öğreniminde yapılan en büyük hatalardan biri hedef dili kendi dilin üzerinden anlamaya çalışmaktır. türkçe karışık bir dil. sıfat-fiil var, isim-fiil, isim tamlaması, sıfat tamlaması, tamlayanı bilmem ne olan sıfat tamlaması vb...
şimdi bunların ingilizce karşılıklarını aramaya kalkışırsan başlamadan kaybolursun. o yüzden bol bol okuyoarak ve dinleyerek ingilizce kelime kalıplarını oturt zihninde.
yani diyorsun ki "ahmetin gelmemesi beni üzdü" için "i am sad to see that ahmet didnt come" gibi orijinalinden bence çok farklı bir biçimde çevirebiliriz? çok zor bu yav
i am sad that ahmet didnt come. niye araya to see sıkıstırdın araya.
internetin kolay erişilebilir olması
accesibility to internet dersin. orda hangi kelime sıfat hangisi isim onu bilmen lazım.
-masi -mesi ile biten kelimeler "noun" haline getirilmis fiillerdir genellikle.
bu ya, "gerund" yani to come'dan coming'e donusturme,
ya, to develop'tan, development'a donusturme, to refuse'dan refusal'a donusturme,
ya, fiili hic degistirmeden, "noun" olarak kullanma (access orneginde oldugu gibi)
olur. unuttugum baska ornekler mutlaka vardir ama temel hareket, fiili isim yapma uzerine kuruludur.
hangi -mesi'yi/-masi'yi nasil isim yapacagini, senin "usage" bilgin belirler. kafana gore yapamazsin. yaparsan, "onu oyle demezler" lafini yersin.
hangisinde nasil cevirecegini, zamanla ve tecrubeyle oturtursun.
teknolojinin gelismesi technological development veya daha dogrusu, development in technology olabilir.
yes, easy access TO internet made hede höde, by the way...
bonus: (bkz: çeviri kadın gibidir)
Bu biraz da şuna benziyor:
4-5 yaşlarında ben ingilizcede Türkçe'ya karşılık bir harfin olduğunu zannederdim. Yani diyelim ki e için a, l için p gibi. harfleri değişitirip diyelim ki elma için "aple" dediğini zannederdim. yahu ne kadar zor olabilir, kaç harf vardır ki hepi topu? diye düşünürdüm.
Bu aslında benim zannımın gelişmiş hali. Tamamen farklı bir kültürel geçmişten ve dil yapısından bahsediyoruz. Haliyle, dilin bütün yapısı farklı. Birebir çevirmek doğru da değil, hoş da değil. Bu cümleleri kurunca garip garip bakarlar. Aynı şekilde, nasıl ki biz "kurumsal şirket türkçesi"ni çok garipsiyoruz, aynı şey.
"he is mad-blooded and everything is coming from his hand." tarzı bir yazı vardı. bu da öyle çevirmeye benzemiş.
phrasal verb kullanımını arttırırsan konu kendiliğinden çözülür.
ahmetin gelmemesi beni üzdü= i am disappointed that ahmet didn't turn up. vs.
olabildiğince phrasal verb kullanımlarına çalışmanı tavsiye ederim.
Cümlenin nesne kısmında şöyle oluyor sanırım
isim + to + fiil
This situation caused him to loose his mind.(Bu durum aklını kaybetmesine yol açtı.)
Cümlenin özne kısmında da "İSİM's FİİLing"... Yani
His bahaving careless made me put off him.(Onun umursamazca davranması beni ondan soğuttu.