2011 ağustos mezunu endüstri mühendisiyim. okulu bir yıl uzatarak bitirdim ki mühendisler bilir endüstri en kek okunan mühendisliktir uzatan %20 falandır. kısacası çalışmadım, sınavlara gitmedim okulu zar zor bitirdim. 2 sene üst üste yaz okuluna kaldım. birinde aynı anda stajdaydım. doya doya tatil yapamadım anlayacağımız. ama öyle bi yapım var ki yarın sınavım olsa evde çalışmasam bile dışarı çıkmam sonradan vicdan yapmayım diye. evde oturur masa başında eziyet çekerim. neyse sonra okul bitince biraz da arkadaşlarımın ve sevgilimin gazıyla özel öğrenci oldum mezun olduğum okulda. özel öğrenci de yüksek lisanstan 2 ders alan eleman demek. yüksek lisansın hiç bana göre olmadığını anladım kısa sürede. ben daha uygulamaya yönelik sanıyordum ama tamamen teoriye boğuldum. aralığın ortasında iş arayım artık nasılsa okul ocakta bitecek devam etmeyecem dedim. bunu hava atmak için kesinlikle söylemiyorum ama başvurduğum çoğu yerden(kariyernet) görüşmeye çağrıldım. gittiğim iş görüşmelerinin yarısında iş teklifi aldım. başta satış mühendisi olmak istiyordum. bi yere sabit kalmadığı hareketli sıkılmadan yapabileceğim bi iş olduğundan. şubatın başında bi yere satış mühendisi olarak işe girdim. yeni mezun biri için maaşı da fena değildi. ama bi hafta sonra patron beni satıştan projeye aldığını söyledi. sormadı yani tebliğ etti. atölye de nasıl pis bi ortam sürekli sigara içilen leş gibi bi yer. ben de o zaman bu şartlarda çalışamam diye istifa ettim. daha bi haftalıktım. neyse sonra tekrar iş aramaya başladım. gene bi sürü seçeneğim vardı. hatta bu arada bi tanıdık vasıtasıyla girebileceğim devlet memuriyetini teptim ki pozisyon iç denetçilikti sürekli masada oturamam badem bıyıklı müdürleri çekemem diye. her neyse teklif aldığım fabrikalardan birine martın ilk haftası işe girdim. bu sefer üretim planlama ve takipti. ordaki pozisyonum daha iyiydi tek başıma ofisim vardı kafa dinliyordum. başka departmanlarda ve sahada işim oluyordu. aktif bi işti. yaklaşık bir ay geçti ki fabrika icrayla satışa çıkarıldı. işçi çıkarmalar başladı. hiç kimsenin tadı tuzu kalmadı. fabrikada bunlar olurken ankaradaki büyük firmalardan biri cv'mi kariyernet üzerinden bulmuş görüşmeye gittim. hatta gittiğim tarih 14 mayıs. görüşme olumlu geçti ertesi gün bölüm müdürü kabul edildiğimi telefonla bildirdi. ben de düşünmek için süre istedim. sonra çalıştığım fabrikadaki koordinatör beni odasına çağırdı bu son durumlar seni nasıl etkiledi tarzında sohbet etmek için. ben de o anda nasıl oldu bilmiyorum ben iş buldum gidiyorum dedim. yoğun bi stres vardı zaten üzerimde; giden arkadaşlar, çıkarılma korkusu vs.1 saat içinde istifa ettim çıkışımı aldım. şunu da belirteyim ordaki ortam çok iyiydi. insanlar zor şeyler yaşarken birbirine kenetlenir ya aynen öyle. hatta ben giderken ağlayan arkadaşlarım oldu. her neyse geçen hafta yeni iş yerimde işe başladım. pozisyon yeniden satış. daha doğrusu teklif hazırlama mühendisliği özetle müşteri ziyareti yok oturup bütün gün masa başında teklif hazırlayacaksın. ama beni hiç mutlu etmedi iş. bi kere departmanda 5 kadınız. bunu bilsem asla kabul etmezdim zaten. biri cuma ayrılacak o zaman olacak 4. sabahtan akşama kadar dırdır vırvır kafa kalmıyor adamda. kadınlarla çalışmanın ne kadar zor olduğunu herkes bilir. yok cam açmayalım esiyor yok kapıyı kapatalım dışarı ses gidiyor. sürekli çay kahve muhabbeti. daha önceden tek başına ofisi olan, rahatlığa alışmış birine çok zor. sonra sahaya hiç çıkamıyorum çıksam bile iş yapmak için değil öyle dolaşmak için çıkabilirim. onu da ben istemiyorum. ben de işle ilgili en ufak şeyi kafama takayım bütün gün surat asarım istemsiz olarak. yeni olmama rağmen insanlarla tanışmak bile istemiyorum. yemeğe yalnız gidip kafa dinlemek istiyorum. oraya bile koloni halinde gidiyoruz. ha bi de sekreter sürekli bizim ofise geliyor dedikodu için. gerçekten hiç iç huzurum yok orda. işten eve ilk geldiğim gün zırıl zırıl ağladım sinirden ki ben kolay kolay ağlamam birinin ölmesi lazım ağlamak için. insanların da dikkatini çekiyor soranlar oluyor sen alışamadın herhalde falan diye.ha şunu da belirteyim maaşlar burda da geç ödeniyormuş işe girdikten sonra öğrendim. geçten kastım bi hafta falan değil. mart maaşlarını mayısın ortasında almışlar yani nerdeyse 1.5 ay geç.
kısacası ben nasıl bahtsız bi insanım ki üç iş de böyle çıktı. burdan ayrılsam mı ayrılmasam mı çok kararsızım. bi tarafım aman siktir et daha 23 yaşındasın senden önemli mi diyor bi tarafım bok yeme otur oturduğun yerde diyor. resmen yaşama sevincim kalmadı bu aralar. belki de ben çok maymun iştahlıyım bilemiyorum. olaya tarafsızca bakan birilerine ihtiyacım var.çıldırmama ramak kaldı.bütün bunlar dışında hayatımda herşey yolunda gidiyor ama iş durumu hayatın merkezinde olduğundan beni çok kötü etkiliyor.
çok uzun oldu. okuyan ve yorum yazanlara çok teşekkürler.
kesinlikle trol değilim önceki duyurularıma bakabilirsiniz.
sonuna kadar okudum. seni en dertsiz insan seçiyorum, aga anlattıkların dert ise biz ölelim mk.
panpa okudum hepsini aslında ilk iki iş güzelmiş fakat işler rastgitmemiş.
üçüncü iş hagaden boktan, senin cinsiyet kadın galiba, kusura bakma ama 2 tane kadınla çalışacağıma 25 çeşit adamla çalışmayı yeğlerim. bunların yanında ya bunlara uyarsın, sabah akşam vırvır edeceksin. yada aralarından sıyrılacaksın, fakat sen bunları dışlarsan onlar da senin kuyunu kazarlar.
bence işinden ayrılmadan (hatta seviyorsan alışmaya çalışarak) ufak ufak iş aramaya devam et.
@ykyt +1500
@vincenzo +1
şükret bence ve çook sıkıldıysan maddi durumuna göre ya çık ya da iş ara bulunca çık. işi hayatının merkezi haline getirmezsen(biliyorum en uzun zamanın orada geçiyor ama) yani esas yaşamak kısmı için katlandığın para kazanma fasilitesi olarak düşünürsen daha kolay gelir zor kısımlar.
mutsuzsan istifa etmemen için sebep yok. madem bu kadar çok iş görüşmesine çağırıldın, iş teklifi aldın, yine alırsın. sürekli iş değiştiren birine işveren iyi gözle bakmayabilir başlarda ama olan biteni anlatırsın. kendimi kanıtlayabileceğim yerler değildi vs. diye zırvalarsın işte. işten eve gelince çok zor ağlayan biri ağlıyorsa sokayım öyle işe afedersin.
öyle yada böyle iş bulabiliyorsun. bu sefer ki yerinde kendini biraz zorlamalısın bence. en azından belli bir süreç geçsin alışma süreci diyeyim de tam olsun, belki işler rayına oturacak. burdan çıkacan başka bir yere bakcan iş için, yeni yer eskisinden daha beter olabilir daha güzeli olmasına emin olamazsın sadece ümit edersin. bari daha iyi bir yer olsun diye. dikiş tutturmaya çalış ortamda ama illa olmazsada yol al git, nasıl olsa başka bir yere başlarsın, geçmişteki öreneklere de bakarsak bu basit oluyor senin için. ayrıca polyanacılık da olmuş olmasın ama biraz pozitif ol anormal bir durum yok çünkü. ;)