milyonerden örnek verelim; "mücbir sebep" demişler örneğin, niçin zorlayıcı sebep denmiyor? yani en azından isimden çıkarım yapar insan (belki hukukçuların 'çıkarım yapmaya' ihtiyacı yoktur tabi ki de) yani niye, niye böyle abuk subuk kelimelerden oluşuyor niye yerine koyulabilecek daha açıklayıcı kelimeler varken bunlarda diretiyorlar?
edit: hani tıptaki gibi evrensel bir dil olsa, mücbir dünyanın her yerinde mücbir olsa anlayacağım ama öyle bir durum da yok.
Maksat sen, ben, Ahmet amca, Ayşe teyze anlamasın. Anlamasın ki hukukçular bizi söğüşlesin. Dilini bile anlamadığın kanundan yargılan ama kendini bir cümleyle bile ifade edeme. Bu yüzden başka ne yüzden olacak. En nefret ettiğim meslek gruplarının başında geliyor avukatlar, hukukçular. Tamam sakinim.
''...bizde seni....'' -de eki ayrı olacak. Maalesef bir eki bile doğru yazmayı beceremeyen hukukseverler yüzünden bu meslektekileri sevmemeye devam edeceğim sevgili trajikomix(nickin kadar trajikomik bir cevap vermişsin, sesli güldüm)
arapça ve farsça kökenli bir dil olduğundan ve hukuksal terimlerin değişmesinin çok zor olduğundan olabilir belki. hem bu terimlere alıştıktan sonra normal halini kullanmak daha zor geliyor. butlan varken hükümsüzlükde niymiş? yada müeyyide varken yaptırım? 1. sınıfta senin bu sorularını bende soruyodum. seneler ilerledikçe e hukukçuyuz bi farkımız olsun demeyi öğreniyosun.
re'sen dedim bi keresinde arkadaş ortamında ama hiç hukukçu yok, o ne la dediler, açıklayamadım. dile yapışıyor çünkü bi yerden sonra. hem kullanması fln daha havalı. zımni olarak kabullen sende hacı bu durumu.
edit: @buzbebek haklı. bizde seni sevmiyoruz buzbebek çözmüşsün sen olayı.
@traji
işte onu diyorum kanka. 100 yıl önce belki insanlar re'sen diyince birbirini anlayabiliyorlardı ama artık yıl 2012 yav. hadi topyekün tüm terimler değişecek diye bir şey olamaz da en azından yeni öğrencilere daha "anlaşılır" versionu öğretilmeli diye düşünüyorum yav. bence inanılmaz gereksiz bir iş ve işin içinde biraz "show" olduğunu düşünüyorum. belki de yanılıyorumdurş.
arapça ve farsça olayına katılmakla birlikte şunu da belirtmek istiyorum,
karşındaki kişiye bir şeyi anlatırken onun anlayabileceği şekilde anlatmak varken, bolca farsça ve arapça cümle kullanmak fark değildir olmamalıdır da bence,
doktora gittiğinde doktorun sana bir sürü tıbbi terimle senin rahatsızlığını sana anlatsa "geberiyorum la galiba" der insan.
i.i.b.f de hukuki terimlere epey bir aşinadır.
avukatlık ulaşılmaz bir doruk noktasıdır.
normal insanlarla muhabbet etmek gerçekten çok zordur,
onların güldüğüne sen gülmezsin, senin güldüğüne onlar.
kimse senin halinden anlamaz bir tek meslektaşların vardır.
kısacası zordur avukat olmak.
@tchuck öyle diyosunda olmuyor işte o. mesela fiil kelimesi var ceza hukukunda. fiil nedir dediğinde normal insan işte bildiğin fiil der. ama ceza hukukunda fiil hakkında ne kitaplar ne makaleler yazılıyor. ne kadar netice varsa o kadar fiil vardır diyende var ne kadar hareket varsa o kadar fiil vardır diyende.(1 kurşunda 3 adam ölürse 1 fiil mi 3 fiil mi olur sorusu)
hadi onu geçtim, içtima var gene cezada. koskoca konu. inan bak o kadar kitap okudum o kadar dirsek çürüttüm, içtimayı tam olarak karşılayan bi türkçe sözcükle karşılaşmadım. alt sınıflar sorduğunda mesela karine ne abi dediklerinde kesin değilse sonuç karine olur diyebiliyoruz. içtima ne abi sorusuna asla böyle bi cevap verilmiyor işte.