sorunun amacı: insan olarak en üst düzeyde bir haz ile yaşam süren bir yaşamın gerçekten tüm bunları yaşamasına değip değmeyeceğin anlamaya çalışmak..
29 yaşında birisi olarak son bir kaç senedir kafa yorduğum konular; hayatın anlamı, dünya neden varoldu tarzı hiçbirzaman cevabı kesin olmayan sorular üzerinde yoğunlaşmaya başladı.
kitaplar, makaleler, internetten şurdan burdan, hayatın içindeki an'larda durup yaşadıklarımı düşündüm felan..
bugün geldiğim noktada kendimce bi manası var herşeyin. ve herşeyin bir mükemmellik boyutunda gerçekleştiğinide hissediyorum. (anlıyorum, biliyorum değil bu. hissetmek meselesi)
neyse ki soruya gelebilmek için kısa bir intro denemesiydi bu ve soruya yavaştan giriyorum;
şimdi düşünüyorum ki brazzers'taki kel adam ile tibet'in bilinmeyen, ulaşılamayan dağlarında yaşayan bi keşiş, bizim dilimizde ermiş kişi arasında bir fark olmadığını savunuyorum. her ikiside hayatı kendi bildikleri, kendi kafalarındaki senaryo ile yaşıyorlar. ve bu yanlış yada doğru olarak kimsenin nitelendiremeyeceği bir mevzuu diyorum.
hal böyle iken benim merak ettiğim şu; bu 2 uç örnekteki kişi ve yaşam biçimleri, veya şöyle sorayım, hayatından mutlu olan bir insan, daha önceki yaptığı ve kötü olarak algıladığı şeyleri aşmış, geçmiş geçmiş de kalmıştır, herşey bir dersti deyip, şimdiki zamanına bakan bir insan olsun. ve hayatını yaşayabileceği en güzel, en verimli, en bilmem ne konumda yaşıyor hissediyor olsa bile, şu görüşe nasıl yaklaşır bu tarz insanlar;
"herşey çok güzel, kötülükler bile aslında bir mükemmelliğin parçası evet, ama keşke bunların hiçbiri varolmamış olsa!
hadi varoldu, keşke şimdi, tam şu an herşey dursa!"
böyle bi durumun varolma ihtimali olsa ve bu insanlara (yani hayatından alabileceği en fazla zevki almakta olan insanlara) böyle bir seçenek sunulsa seçim ne olurdu?
Sanirim bir cok insan zitliklar dengesine ve bu dengenin statik olamayacagina inanir. Hasta olunca sagligin kiymetini anlariz gibi... Ama ben kendi adima emin degilim. tao sessizdir'i okudun di mi?
herşeyin durması derken,herşeyin sonlanmasınımı kastediyosun yoksa herşeyin max.zevk halinde kalmasınımı anlamadım o kısmı.
dalai lama'nın çok sık söylediği bir laf vardır. hisli varlıklar diyerek bu gruba bazı hayvanları da katar. varlıkların tek hedefi mutlu olmaktır der. her yaptıklarını da bu mutluluk için yaparlar. bizim en büyük ortak özelliğimiz, her insanı eşit kılan en büyük özellik bu. herkesin amacı mutluluk. bir de derler ya imanla paranın kimde olduğu bilinmez.
bir de şöyle düşün. aslında evren, dünya, güneş filan yok. ve olay tümüyle senin bilincine göre oluşan bir hologram. yani tüm gerçekliğinin esas yaratıcısı sensin, tüm vahşetin ve üzüntülerin, aynı zamanda iyiliklerin, güzelliklerin. dolayısıyla sorumlusu da sensin (bilinç). yani hayat bizi alıp evirip çeviren birşey değil de tümüyle bize göre şekilleniyor. bir de bunu düşün bakalım belki farklı noktalara gelirsin.
yine de bence olayı hedonizmle karıştırmamak lazım pek.